Paylaş
PORTRE
Arif Adıyaman, Haluk Nayman, İsmail Koçak ve Necati Gültekin.
Tam 22 yıldır firmaları Kontek İnşaat ve Koçak İnşaat’la geleceği inşa ediyorlar.
Türkiye’nin yanı sıra Rusya ve Cezayir ağırlıklı olmak üzere uluslararası inşaat pazarında spor tesisleri, kültür merkezleri, yönetim ve ofis binaları...
Hastaneler, ticari yapılar, alışveriş merkezleri, elit konutlar...
Okullar, üniversite kompleksleri, öğrenci yurtları, oteller ve turizm tesisleri gibi çok sayıda proje hayata geçirdiler.
Kontek İnşaat’la, ABD’de yayınlanan sektörün saygın dergisi ENR (Engineering World Record) tarafından beş kez ‘dünyanın en büyük 225 müteahhitlik firması’ listesine seçildiler.
DEV PROJELERE İMZA ATTILAR
Arif Bey 1966 Samsun doğumlu.
1988 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat’ı bitirdi.
Aynı yıl iş hayatına adım attı.
İnşaat sektöründe uzun seneler yurt içi ve ağırlıklı olarak yurt dışı projelerde görevler üstlendi.
Edindiği bilgi ve deneyimlerle 1995’te yurt dışı odaklı projelerde faaliyet göstermek amacıyla Kontek İnşaat’ı kurdu.
2012 yılından beri yönetim kurulu başkanlığı görevini yürütüyor.
Haluk Bey 1960’da Afyonkarahisar’da doğdu.
ODTÜ İnşaat’ta okudu.
Mezun olduğu 1984 yılında başladığı profesyonel iş hayatını, Türkiye’nin önde gelen inşaat firmalarının yurt dışı projelerinde üst düzey görevlerde sürdürdü.
2001’de Kontek İnşaat bünyesine ortak olarak katıldı.
Yurt dışı deneyimleri ve bilgi birikimiyle Kontek İnşaat’ın Türkiye’nin tanınmış uluslararası inşaat firmalarından biri olmasına katkı sağladı.
Halen icra kurulu başkanlığı ve yönetim kurulu üyeliği yapıyor.
İsmail Bey Adapazarı 1960 doğumlu.
1984 yılında ODTÜ İnşaat’tan mezun oldu.
1994’e kadar profesyonel olarak çeşitli projelerde görevler üstlendi.
O yıl Koçak İnşaat’ı kurdu.
Yönetim kurulu başkanı olarak yoluna devam ediyor.
Necati Bey ise 1951’li, Malatyalı.
1975 yılında Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık Fakültesi’ni tamamladı.
Hemen akabinde bir mimarlık ofisinde çalışma hayatına başladı.
1989’da ticari hayatına sıfırdan başlayarak Rusya’da müteahhitlik yapmak için yola çıktı.
Koçak İnşaat’ın ortağı olarak Rusya pazarında taahhüt işleri yapmaya başladı.
İlerleyen yıllarda işlerini ve ortaklıklarını büyüterek Kontek İnşaat’ta da ortaklığı oldu.
2 BİN DEKARDA 80 BİN AĞAÇ
Dört ortağın tanışıklığı aslında Kontek İnşaat’ın kuruluşundan öncelere...
1990’ların başında Rusya’da birlikte çalıştıkları önemli projelere dayanıyor.
Ve ilk günkü heyecanla da devam ediyor.
Ama onlar toprağa sadece bina dikmiyorlar!
Bir yandan geleceği inşa ederlerken, bir yandan da ölümsüzlük ağacının mucizevi iksirini daha da köklendirmeye çalışıyorlar.
İşte bu amaçla 2006 yılında tarım alanında da yatırım yapma, şaraplık üzüm yetiştirme fikrinde hemfikir kalmışlar.
Yeni şirketin ismi de Sardes Tarım olmuş.
Salihli’nin Mevlütlü ve Torunlu köyleri arasında 2 bin dekarlık tek parça arazi almışlar.
Ancak sonra uzaktan kumanda bağcılığın zor olduğunu görüp karar değiştirmişler.
Şimdi o arazinin üzerinde Ayvalık ve Memecik tipi tam 80 bin zeytin ağacı var.
Sardes Tarım’ın yönetim kurulu başkanı Arif Adıyaman.
Necati Gültekin icra kurulu, Haluk Nayman ve İsmail Koçak da yönetim kurulu üyesi.
YILLIK KAPASİTELERİ 400 TON
Nayman diyor ki:
“Ziraat doçenti Mücahit Taha Özkaya’nın bilgi birikiminden yararlandık.
‘Sık dikim’ yöntemi ve 6x3 metre aralık düzeni içinde dikim yaptık.
Tüm araziyi damla sulama sistemiyle donattık.
İlk ürünü ve zeytinyağını 2012’de elde ettik.
Sınırlı sayıda şişeleyerek önce yakın dostlara yılbaşı armağanı olarak sunduk.
Geri dönüşlerin verdiği güç ve cesaretle marka oluşturmaya karar verdik.
Ağaçlarımızın iki tip olmasından dolayı ‘Düet’ isminde karar kıldık.
Yılbaşı armağanı olarak zeytinyağı gönderilmesi geleneğini 2013, 2014, 2015 yıllarında da sürdürdük.
2016’da, ‘Yağımızı artık kendimiz sıkalım’ dedik.
Salihli OSB’de en ileri teknolojiyi kullanarak bin 200 metrekare kapalı alana sahip yıllık 400 ton kapasiteli kendi tesisimizi kurduk.
Bahçeden şişeye kontrollü zeytinyağı üretimine başladık.
Zeytindostu Derneği’nce düzenlenen 9’uncu Ulusal Naturel Sızma Zeytinyağı Kalite Yarışması’nda altın madalyayla taçlandık.
Bu yıl itibariyle internetten satışa da start verdik.
Sıradaki hedefimiz ise dünyanın saygın yarışmalarına katılıp elde edeceğimiz derecelerle ‘Düet’ ismini kalitesiyle yurt dışında da tanınan bir marka haline getirerek ihraç etmek.
Veee, Urla’da içinde tadım yapılabilecek bir tesisin de bulunduğu yeni zeytinlik kurmak.”
HEDEF TÜM DÜNYAYA TANITMAK
Dediğim gibi onlar aslında inşaat üzerine eğitim alan, 20 yılı aşkın süredir de uluslararası arenada dev projelere imza atan dört iş insanı.
Ama toprağın enerjisine...
Zeytinin (dalı, meyvesi ve yağıyla) kutsallığına, bolluğun/bereketin, bilgeliğin ve sağlığın sembolü olduğuna inançla...
Başlangıçta biraz da hobi olarak yatırım yapan dört girişimci.
Türkiye’ye zeytinyağı sektöründe ‘markalı’ ürünlerle dünya klasmanında bir üst lige çıkaracak yatırımcılarımızın sayısının artması temennisiyle tüm üreticilerimize emeğine, alın terine sonsuz teşekkürler.
***
ATIŞ SERBEST
‘El insaf’ diyorum
OTUZ yıla yakın bir süredir bu sektörün içindeyim.
Neler gördüm, neler yaşadım...
Ama özü şu ki, zor meslek.
Yaptığınız haberi biri beğense, diğeri rahatsız olur.
Yazdığınız bir yazıya övgü aldığınız kadar eleştiri de gelir.
Hele bu haber ya da yazı bir ürün veya firmayla ilgiliyse yandınız.
Hemen yorumlar yağmaya başlar.
Kimileri sizi atlar, bir üst yöneticinize mesaj atar.
Çoğu patronun yakınıdır, aba altından sopa gösterir.
Ve ne yazık ki büyük bölümü sahte isim ve mail adresiyle bunları yapar.
Gerçek kimlikleriyle ortaya çıkmaya ya cesaretleri, özgüvenleri yoktur ya da yazdıklarına aslında kendileri de inanmazlar.
Onlar için varsa yoksa ‘çamur at izi kalsın’dır.
Bu arkadaşlar, sosyal medyada yaptığınız bir teşekkürden bile yola çıkarak mal bulmuş mağribi gibi saldırırlar.
Çünkü, bedeli ödenen bir ürün için bile olsa, emek harcayıp alın teri döken insanlara saygı ifadesinin ne anlama geldiğini bilmezler.
Ve işte benim gibi -bundan topu topu 2 yıl önce- yani 47’sinde eşinin de dürtmesiyle kendine meşgale olarak zeytinyağını bulan adam bile...
Bir anda kurumunun adıyla bedava yağ toplayan insan olup çıkıverir.
Sözün özü: Ben koleksiyonum için aldığım (alacağım) ve dostlarımın hediye ettiği (edeceği) yağları tüketmeyeceğim ama faturalarının tadına bakmak isteyen olursa seve seve veririm.
***
SONRADAN GO(U)RME
Bir dilim mutluluk
‘CANIM pizza çekti, acaba nerede yesem?’ diyorsanız, işte size 10 adres...
Bu köşede zincirlere yer vermediğim için alternatiflerim yine butik işletmeler...
Listem alfabetik, şimdiden afiyet olsun...
Caffe Nodo (Balçova), Capri Pizzeria (Bostanlı), Doritali Pizza (Mavişehir), Grano Pizzeria (Atakent), Kolburano’s (Çeşme)...
My Pizza House Saklıbahçe (Örnekköy), Peperino Pizza Italiana (Narlıdere), Pizza Locale (Alsancak), Ristorante Pizzeria Venedik (Alsancak), Spazzo Italian Pizza (Bostanlı)...
Paylaş