Paylaş
Ben onu doğma büyüme ‘yumurta’cı sanırdım. Ama öyle değilmiş. ODTÜ’de ‘fizik’ eğitimi almış. Aslında gönlünde yatan meslek ‘mimarlık’mış. ‘Bari işletme üzerine yüksek yapayım’ demiş, Ziraat Bankası Bankacılık Okulu’nun sınavına girip kazanınca ‘bankacı’ olmuş. Bu sırada gönlüne ‘pastacılık’ düşmüş. Bu hayalini hayata geçirmek için ablasının eğitimini bitirmesini beklerken, boşlukta ‘sigortacı’lık yapmış. Girerken peşin peşin, ‘1-1.5 yıl sonra ayrılırım’ demesine rağmen 8 ay sonra, ‘Buraya kadarmış’ diye izin istemiş. Ama bu erken vedaya biraz da çalıştığı firmadaki arkadaşları vesile olmuş. Sabah kahvaltısı için gelen ürünlerin beğenilmemesi üzerine müdürlerle konuşup akşam evde yaptığı bir çeşit tatlı, bir çeşit tuzluyu getirmiş. Öyle beğenilmiş ki, firmanın diğer iki şubesi, ‘Bizde isteriz’ diye tutturunca işten ayrılıp hayalindeki o pasta atölyesini açmış. Ancak istediği gibi olmamış. Yaklaşık 1 yıl sonra, hiç aklında yokken, bir gece karar alıp ailesinin yanına İzmir’e dönmüş. Babası ve abisine yardımcı olmak için çiftliğe gidip gelirken, bir gün, fark etmeyip yola dökülen gübreye basmış. Abisi, ‘İşin bitti. Ayağını gübreye basan biri artık bu işten çıkamaz’ demiş. Öyle de olmuş. Derya Pala, tam 14 yıldır aile şirketi Derya Tavukçuluk’ta ortak ve yönetim kurulu üyesi olarak görev yapıyor. Aynı zamanda Yumurta Üreticileri Merkez Birliği Başkanı. Pala, ODTÜ’de kürek takımında yer alışından bir dönem ilgilendiği resime, hatta ahşap oymacılığına kadar birçok bilinmeyenini Sıradışı’yla paylaştı.
KİMDİR?
Adı: Derya Pala
Doğum yeri ve yılı: Konya Ereğli, 1971
Eğitimi: ODTÜ Fizik
İşi: Derya Tavukçuluk A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi, Yumurta Üreticileri Merkez Birliği Başkanı
HAYAT FELSEFESİ
Sahip olduklarınızla yetinmek, onların değerini bilmek.
OTOMOBİL
Trafikte biraz agresifim
* Kendi kazancımla satın aldığım ilk arabam iki yıldır kullandığım beyaz bir Volvo XC90. Adını renginden dolayı ‘Kar’ koydum.
* Otomobilimi kendim kullanırım. Araba benim için ‘özgürlük’ demek. 20 yıldır ehliyetim var. Kullanmadığım bir dönüm düşünemiyorum. Uzun yol yapmayı çok severim.
* Normalde sakin bir insanım. Trafikte ise olduğumdan biraz daha sinirli, tahammülsüz, agresifim.
* Bir arabada konfor, güvenlik ve renk ararım.
BESLENME
Sabahları çift sarı yumurta
* Her gün düzenli olarak kahvaltımı yaparım. Klasik Türk kahvaltısından hoşlanırım. Yaptığım iş olduğu için söylemiyorum ama her sabah çift sarılı yumurtam mutlaka olsun isterim. Çocukken yumurtamı yedikten sonra ailemden herhangi biri kendi yumurtasını ters çevirip yumurtalığıma koyar, ‘Ben yemiyorum, sen yer misin?’ diye sorardı. Ben de her seferinde bu numaraya gelirdim.
* Öğlenleri genelde çorba ve sebze tüketirim. Dışardan yemem, hala annem yapıp gönderir.
* Akşamları daha hafif. Çorba ya da salata. Bazen de sadece yoğurtlu meyve.
* Ara öğün olarak meyve atıştırırım.
* Günde iki kez de Türk kahvesi keyfim var.
* Tahin, pekmez, şekerli yoğurt, dereotu sevmem. Onun dışında yemek seçmem.
* Türk, İtalyan ve Çin mutfakları favorim.
* Eski sıklıkla olmasa bile ben de mutfağa girerim.
MEKAN
İzmir’de çok özel yer yok
* İzmir’de çok özel mekanlar olduğunu düşünmüyorum. Sevdiklerim de nedense hemen kapanıyor. Konak Pier’deki Mezzaluna ile Levent Marina’daki birkaç yer şu aralar daha sık gittiğim yerler. Ben daha çok kafe türü yerlerden hoşlanıyorum. Dekorasyonuyla olsun, mönüsüyle olsun daha cazip geliyor.
* Bir mekanda ambiyans (girdiğimde içimi açması, ferahlatması lazım), lezzet, çalışanların kalitesi benim için önceliklidir.
SPOR
ODTÜ’de kürek takımındaydım
* Hayatımın hemen her döneminde spor oldu. ODTÜ’de okurken kürek takımındaydım. 2-2.5 yıl kadar yaptım. Bel rahatsızlığı üzerine bıraktım. Moda oldukları dönemde aerobik, step yaptım. Squash da oynadım. Yüzmeyi de severim. Şimdi pilates yapıyorum. Küçükken, abimle ablam Galatasaray’lıydı. Sırf onlara muhalif olmak için ben de Fenerbahçe’yi tutmaya başlamıştım. Ama yıllardır herhangi bir takıma ne sempatim var, ne de antipatim.
TATİL
İşle bağımı tamamem kesiyorum
* Çok iş odaklı biri değilim. Evet, işim çok yoğun ama her fırsatta tatil kaçamağı yakalamaya da çalışıyorum. Sehayati çok seviyorum. 2-3 günlüğüne de olsa bir yerlere gidip dinleniyorum. Çıktığımda da tatilimi tam olarak yapıyorum. Bir yılda toplam tatilim 15-20 günü bulur. En uzunu ise 1 hafta olur. Deniz tatiline düşkünlüğüm yok. Genelde doğa, tarih, kültür ağırlıklı takılırım. Yurtdışına çıkmışsam bulunduğum kenti bir baştan diğerine yürüyerek gezmeyi severim.
HOBİ
Ahşapla uğraşmak hoşuma gidiyor
* Bir dönem resim yaptım. Yağlıboya, suluboya... Bir kısmı ofisimizin duvarlarını süslüyor.
* Ahşap işleriyle uğraşmak hoşuma gidiyor. Önce ahşap boyama, sonra ahşabı kesip biçerek çeşitli objeler yaptım. Son 3-4 yıldır da bağ evindeki küçük atölyede oyma işine başladım. Heykeller, kullanılabilecek minik şeyler (çerçeve, tepsi gibi) üretiyorum. Ama her an uğraştığım bir iş değil. Yazın akşamları ya da hafta sonları yapıyorum. Beni çok rahatlatıyor. 30 Nisan’da 5 haftalığına Floransa’ya ahşap oyma kursuna gideceğim. Kendime birlik başkanlığından emeklilik hediyesi...
* Sinemayı çok seviyorum. Genelde DVD’den eski filmleri (30’lu, 40’lı yıllardan) seyretmeyi seviyorum. 5 kişilik bir grubumuz var. 10 günde bir birimizin evinde toplanıp hem bir şeyler yiyoruz, hem temamıza uygun film seyrediyoruz, hem de finalde tartışıyoruz.
* Her akşam mutlaka kitap da okurum. Bazen 30, bazen 5, bazen 1 sayfa... Felsefe de, polisiye de, roman da, kişisel gelişim de okurum. Başucumda her zaman 7-8 kitap olur. Eskiden başladığım kitabı sevsem de sevmesem de sonuna kadar okurdum. Şimdi sarmayınca başkasına geçiyorum.
* Müzik de olmazsa olmazım. Film müziklerini ve cazı severim. Klasikten de hoşlanırım. 5-6 yıl önce piyano çalmaya heveslendim. Eve piyano da aldım. 1 yıl kursa gittim. Ama sanıyorum konservatuvar tekniğinde ders almışım. Sıkıldım, bıraktım. Müzik kulağım var ama yeteneğim olduğunu düşünmüyorum.
* Gittiğim ülkelerin haritalarını, metro biletlerini, müzelerin biletlerini, restoranların kartlarını biriktiririm.
KARİYER
Fizik okudum, pastacılık yaptım
* ODTÜ Fizik’i bitirdim. Aslında gönlümde yatan mimarlıktı. Mezun olduktan sonra işletme üzerine yüksek yapmayı planlarken, Ziraat Bankası Bankacılık Okulu’nun sınavına girip kazandım. Eylül 1998’e kadar Ar-Ge uzmanı olarak görev yaptım. Ardından sekiz ay süreyle bir sigorta şirketinde çalıştım. Oraya sabahları kahvaltılık ürünler geliyordu. Ama kimse memnun değildi. Bir akşam ablama bundan bahsettim. O da bana, ‘Zaten biz bir gün bu işi yapmayı düşünmüyor muyuz, neden biz hazırlayıp vermiyoruz?’ dedi. Müdürlerle konuştum, ‘Tamam’ dediler. Bir çeşit tatlı, bir çeşit tuzluyla başladık. Sonra sandviç, portakal suyu vs ekledik. Akşamları evde yapıyoruz, ben sabah arabaya atıp getiriyorum. Şirketin üç şubesi vardı. Diğer ikisine de vermeye başladık. 1-2 ay devam ettik. Baktım olmuyor, işten ayrıldım. Ablamla birlikte o hayalimizdeki pasta atölyesini açtık. İsmini ‘Evden Pasta Atölyesi’ koyduk. Tamamen sipariş üzerine çalıştık. Niyetimiz bir süre sonra küçük bir de satış yeri açmaktı. Ancak istediğimiz gibi olmadı. Yükümüzü paylaşacak bir yardımcı bile bulamadık. Çok yorulduk, perişan olduk. Yaklaşık 1 yıl olmuştu ki, hiç aklımızda yokken, bir gece karar alıp ailemizin yanına İzmir’e döndük. Niyetimiz aynı işe İzmir’de devam etmekti. Ama 2-3 aylık araştırmanın ardından yapamayacağımıza karar verdik. Tabi çalışma hayatına alışmışım. Babam ve abime yardımcı olmak için çiftliğe gidip gelmeye başladım. Bir gün çiftlikte abilme kümeslere doğru gidiyoruz. Yola gübre dökülmüş. Fark etmedim bastım. Abim, ‘Derya işin bitti. Ayağı gübreye basan biri artık bu işten çıkamaz’ dedi. Geliş o geliş. Tam 14 yıl oldu. Halen aile şirketi Derya Tavukçuluk’ta ortak ve yönetim kurulu üyesiyim. İhracat ve hayvan besleme bana ait. Aynı zamanda Yumurta Üreticileri Merkez Birliği (YUMBİR) Başkanı’yım.
MODA
Abiye bana göre değil
* Her kadın kadar meraklıyım. Tarzım daha çok klasik. Gün içinde iş gereği rahat edebileceğim spor kıyafetler, yüzde 99 pantolon, düz ayakkabılar giyerim. Şık olmam gereken davette bile onun da klasiği ve sporunu tercih ederim. Toprak, mavi, siyah ve beyaz renkleri severim. Sarı, kırmızı çok giymem. Daha çok pastel ve tonları.
SOSYAL MEDYA
Bence zoraki sosyalleşme
* Sadece Facebook’ta varım. O da çok az. Sosyal medyayı çok sevmiyorum. Adı sosyal olmakla birlikte hiçbir şekilde insanların gerçek anlamıyla sosyalleştiği bir ortam olduğunu düşünmüyorum. Hiç kimsenin kendisi olarak orada bulunduğuna da inanmıyorum. Bence çoğu insan karşısındakinden bir şey almak için değil, kendisiyle ilgili bir şeyleri göstermek için orada. Karşılıklı etkileşim olduğunu düşünmüyorum. Yıllardır görüşmeyen, yolda görse birbirini tanımayacak insanlar doğumgünü kutluyor. Yediğini, içtiğini paylaşmak bana ayıp geliyor. Sevmiyorum.
ASTROLOJİ
Bende kıskançlık sıfır
* Akrep burcuyum. Çok meraklı değilim. Kararlı, sağlamcı, tutarlı, sabit, biraz kinci, karamsar, negatif tarafı daha fazla olduğu söylenir. Evet, bunlar bana uyuyor. En temel özelliği kıskançlık olarak bilinir. Ama bu bana uymuyor.
Paylaş