Şimdi Ayvalık zamanı

BU köşeyi takip edenler ‘zeytin&zeytinyağı’na ilgimi bilirler.

Haberin Devamı

Tabii bir de Ayvalık’a...
Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasat Festivali’nin 15’incisi 25-29 Ekim tarihleri arasında yapılacak.
Dolayısıyla, bize yine Ayvalık yolları göründü.
Etkinliğin bu yılki teması ‘Barış’ olarak belirlenmiş.
Ana slogan olarak da “Her hasat bir barış çağrısı” seçilmiş.
Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Mustafa Büyükçıvgın, “Amaç, zeytinin geçmişten bugüne simgelediği barış kavramını bir kez daha gündeme taşıyarak ülkemizde ve dünyada barışın insan yaşamındaki vazgeçilmez yerini en etkin biçimde vurgulamak” diyor.
Bir diğer önemli hedefi de, “Ayvalık zeytin ve zeytinyağının dünyaca ünlü kalitesine dikkat çekerek Ayvalık zeytinyağına yeni pazarlar kazandırmak ve kalitesiyle fark yaratan markalarla dünyaya açılmak” olarak vurguluyor.
Bu festival ayrıca, ‘tarih, mimari, doğa ve lezzet kenti’ Ayvalık’a ilgi çekmek, ilçeye her yıl daha fazla sayıda yerli-yabancı konuğun gelmesini sağlamak gibi bir işleve de sahip.
Gelen davet metnini incelerken şu dikkatimi çekti:
Program hazırlanırken herkesi kucaklamasına özen gösterilmiş.
Hiç kuşku yok ki, Ayvalık, Türkiye’nin ve hatta dünyanın en önemli zeytin&zeytinyağı merkezlerinden biri.
Ve bu alanda her geçen gün biraz daha öne çıkıyor.
Bunda da Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Ayvalık Belediyesi, Ayvalık Ticaret Odası ve Ayvalık Ziraat Odası’nın çıtayı daha da yukarılara taşımak için kararlılık ve uyum içinde çalışması yatıyor.
Bize de bu güzel işbirliğinin eseri olan bu organizasyonu takip edip gözlemlerimizi paylaşmak düşüyor.
O halde: “Bekle bizi Ayvalık.”
(Not: Bu arada bazı firmaların, en büyük tedarikçilerinin Ayvalık’ta olmasına rağmen bu organizasyonun dışında kendi hasat günlerini düzenlemelerini anlamakta zorlandığımı da paylaşmak isterim.)

 

Haberin Devamı

İzmir mi pis yaşayanlar mı?

MALUM; İzmir Büyükşehir Belediyesi, geçen ağustosta, ‘çicek gibi İzmir’ için kolları sıvadı.
“İzmir’e toz kondurmuyoruz” sloganıyla 11 ilçede temizlik kampanyası başlatıldı.
Her hafta cumartesi günü, başkanlar, muhtarlar ve vatandaşların katılımıyla çöpler toplanıyor, yerler süpürülüp yıkanıyor, her yer pırıl pırıl yapılıyor.
Tabii ki amaç, bir farkındalık yaratmak.
Toplumda temizlik bilincinin yerleşmesine katkıda bulunmak.
Ama bakıyorum da değişen pek de bir şey yok.
İzmir yine pis, yine pis.
Sakın ola kimse suçu tek başına belediyelerde aramasın.
En lüks sitede oturup bilmem kaçıncı kattan çöp poşetini aşağı atandan...
En lüks otomobile binip sigara izmaritini, yiyip içtiğini camdan yola fırlatana kadar herkesin bu kirlilikte payı var.
Türkiye’nin Batı’ya açılan kapısı diye nitelenen İzmir’e bu görüntü hiç ama hiç yakışmıyor.

 

Haberin Devamı

Gel de çık işin içinden

İZMİR’de bazı kişi, kurum, kuruluş, firma, eğlence ve yeme-içme mekanları var ki, çok şanslılar.
Ne söyleseler, ne yapsalar, hatta bazen sussalar ve hiçbir şey üretmeseler de haber oluyorlar.
Haklarında köşeler yazılıyor.
Yetmiyor, sanki onlardan bahsetmek için konular üretiliyor.
Bir değil, iki değil, üç değil, onlarca kez yapılıyor.
Bazen de sözleşmiş gibi aynı gün birkaç yerde birden çıkıyor.
Ve bunların gazetelere ticari anlamda katkısı ya hiç yok ya da eser miktarda.
Bir de hala medyaya inanan ve sahip çıkanlar var ki onların da çoğu hakkında ne haber çıkıyor, ne de yazı yazılıyor.
Gel de çık işin içinden, çıkabilirsen!


Minik bir not: Eleştiri ve önerileriniz için doğrudan bana ulaşırsanız sevinirim.

Yazarın Tüm Yazıları