Paylaş
Sokaktaki vatandaş çok farkında olmasa da, şimdilik bu organizasyon onlar için fazla bir şey ifade etmese de oluşturulan kurullar aracılığıyla çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Tema, 2015 için belirlenenle aynı, ‘sağlık’...
İşin içinde ‘sağlık’ olunca, bu sektörün İzmir’deki duayen isimlerinden Dr. Ulvi Ünal’ın kapısını çaldım. Ege Özel Hastaneler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, TOBB Sağlık Komisyonu Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Universal Hastaneler Grubu Ege Bölge Koordinatörü olan Ünal, söze, “Bir küçük eleştirim var” diyerek girdi:
- Ana tema sağlık ama EXPO çalışmalarında özel sağlık sektörünün çok fazla yeri yok. Birkaç son gün son dakika çağrısını saymazsanız ne olup bittiğinden haberimiz yok. EXPO’yu gerçekten istiyorsak biz niye yokuz? Oysa biz elimizden gelen her türlü desteği sonuna kadar vermeye hazırız.
Ulvi Bey, ardından, esasında bir ütopya olarak başlayan, uzun süre turizmcilerin hakimiyetinde giden, sonrasında bambaşka bir kulvara ilerleyen ‘sağlık turizmi’nin dünya ve ülkemizdeki gelişimini özetledi:
- Son dönemde sağlık turizminin bu kadar dikkat çekmeye başlamasının altında dünya nüfusunun giderek yaşlanması yatıyor. Bu oran yüzde 7.5 dolayında. Avrupa’da ise yüzde 20’ler seviyesinde. Günümüzde dünyada yaklaşık 60 milyon kişi sağlık turizmi kapsamında hareket ediyor. 90 milyar dolar para harcıyor. Bu yıl bu rakamın 100 milyar dolara çıkması bekleniyor. Normal turistler yıllık ortalama 700-800 dolar harcarken, sağlık turizminin içinde yer alanlar için bu rakam 3-5 bin dolar civarında. Hatta 8-10 bin dolara kadar da çıkabiliyor.
2020 hedefi 500 bin hasta, 10 milyar dolar
- BU pazarda Ege’nin yeri ne?
- 2011 rakamlarına göre, turizm sağlığı da dahil olmak üzere 40 bin hastayla bu pastadan küçük bir pay aldık. 2020 hedefi 500 bin hasta ve 10 milyar dolar.
- Bu hedefi tutturmak için ne yapmalı?
- Ancak özel modelle ülkemize özgü sağlık turizm politikaları oluşturarak, sigorta, finansman, insan gücü, fiziksel, teknolojik altyapı standardizasyonu ve yasal mevzuat değişikliği süreçlerinin tamamlanmasıyla mümkün olabilir.
Ulvi Ünal, bu işin içinde en büyük kısmın turizm sağlığında olduğunda ısrarlı. Bu nedenle ipin ucunun buradan tutulmasından yana.
- Onun için gözümüzü oraya dikelim, odaklanalım görüşündeyim. Turizm sağlığında kaliteli hizmet verelim. İnanıyorum ki bu, sağlık turizminin birinci basamağını oluşturacak. Zira, sağlık turizmi ufukta daha uzakta bir yerde.
‘Turizm sağlığı’ ile ‘sağlık turizmi’ birbiriyle karıştırılmasın
ÜNAL, bu noktada bir konunun daha altını çizdi. Ülkemizde özel sağlık sektörünün hem ‘turizm sağlığı’na hem de ‘sağlık turizmi’ne yönelik hedefleri olduğunu söyleyen Dr. Ulvi Ünal, ekledi:
“Ancak, önce bu iki kavramı ayırt etmek gerekir. Seyahat için gelen turistlerin hasta olduklarında tedavi görmeleri sağlık turizmi değildir, buna ancak turizm sağlığı denilebilir. Sağlık turizmi ise bundan bağımsız, hastaların özel olarak tedavi için gelmeleridir. Bazı durumlarda hastalar tedavinin yanı sıra aynı zamanda turistik amaçlı geziler de yapar, ama bu tedaviler operasyonel olduğu için turistik amaç ikinci plandadır.”
Ege’deki sağlık kuruluşlarının sağlık turizminde çok avantajlı olduğunu vurgulayan Ulvi Bey, bunun da nedenlerini şöyle açıkladı:
“Çünkü coğrafi yakınlığı ve iklim özellikleri, rakip ülkelere göre yeni ve nitelikli sağlık tesisleri, çevre ülkelerde ileri teknoloji ve kalifiye insan kaynağı olmayışı, modern ulaşım sistemleri ve uluslararası organizasyon kuruluşlarının bulunması, gelişmiş ülkelerde sağlık hizmeti için uzun bekleme süreleri, giderek artan yaşlı nüfus ve kronik hasta sayısının artması, daha ucuza sağlık hizmeti üretebilmesi sağlık turizmi potansiyelini artırıyor.”
Türkiye’de en fazla hastaneye sahip sağlık zinciriyiz
ULVİ Bey’le Ege Bölge Koordinatörü olduğu Universal Hastaneler Grubu’nu (UHG), sağlık turizmi pazarından beklentilerini ve hedeflerini de konuştuk. Dr. Ulvi Ünal, UHG’nin 1972’de Azmi Ofluoğlu tarafından kurulduğunu, geçen yıl ADM Capital, IFC ve PGGM adlı yabancı fonlarla ortaklığa gittiğini hatırlattı.
Yeni yapılanma sonrası holding çatısı altında faaliyetlerine devam ettikleri bilgisini veren Ünal, “Başlangıç olarak Bursa, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Karabük, Konya Ereğli, Manisa, Bodrum ve Malatya’daki 13 hastaneyi devraldık. Sonra buna Kuşadası eklendi. 190 bin metrekare kapalı alana sahip bu hastanelerde bin 500 yatak kapasitesi bulunuyor. Grubun ayrıca Adana, Bursa, Cizre, Tiran yatırımı bitmiş ve bitmek üzere olan 4 hastanesi daha bulunuyor. Bunlarda faaliyete girdiğinde, 18 hastanesiyle Türkiye’de en fazla hastaneye sahip sağlık zinciri olacak” dedi.
Türkiye’nin çeşitli illerinin yanı sıra Doğu Avrupa, Rusya, Kafkaslar, Ortadoğu, Irak ve Çeçenistan’da da devam eden ve yeni başlayacak yatırımlar olduğunu açıklayan Ulvi Bey, bunların da holding çatısı altına girmesi durumunda UHG’nin 2013 sonunda 600 bin metrekarelik 25’i aşkın hastanesi ve 4 binin üzerindeki yatak kapasitesiyle sadece Türkiye’de değil, Balkanlar, Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu coğrafyasında da en önde gelen özel sağlık zincirlerinden biri haline geleceklerini vurguladı.
10 milyon Euro harcayacağız, Ege Sağlık yeniden şaha kalkacak
HOLDİNGİN Ege’de; İzmir, Kuşadası, Manisa ve Bodrum’da olmak üzere 4 hastanesi bulunduğunu söyleyen Dr. Ulvi Ünal, “Kuşadası en yenisi. 18 milyon Euro’ya mal oldu. 66 yatak kapasiteli. İzmir’deki Universal Ege Sağlık Hastanesi, 1969’dan beri hizmet veriyor. Egeliler için bir hastanenin ötesinde çok önemli bir değer. O da yeniden şaha kalkacak. 10 milyon Euro yatırımla bina güçlendirilecek, iç ve dış görünüm mimari anlamda değiştirilecek. Hastalara uluslararası standartlarda yüksek teknolojili cihazlarla donatılmış altyapıyla hizmet sunulacak. Universal Manisa Hastanesi’nde de benzer şekilde altyapı ve mimari anlamında düzenlemeler yapılacak” diye konuştu.
Türkiye’nin bu pastadaki payı sadece yüzde 2.7
- DÜNYADA bu alanda söz sahibi ülkeler hangileri?
- Uzakdoğu’da; Hindistan, Tayland, Malezya ve Çin. Orta Amerika’da, Meksika ve Küba. Avrupa’da Macaristan. Ortadoğu’da, Dubai ve Ürdün.
- Peki, Türkiye’nin konumu ne?
- Ülkemizin bu pastadaki payı yüzde 2.7... Bu oranın artırılması için çalışmalar var. Sağlık Bakanlığı, kendi içinde konuya el koydu. İyi de yaptı ama yanlış el koydu. Özel sektörü bu işin biraz dışında bırakarak kendine bağlı hastaneler için yönetmelik çıkardı.
- Sizce nesi yanlış?
- Örneğin, bizim bölgemizde sağlık turizmi için gelenlere rehber olarak Menemen ve Tire devlet hastaneleri belirlendi. Tamam, yeni yapıldılar ama İzmir’de bu iş için kamunun verebileceği başka hastane yok mu?
- Başka ne tür aksaklıklar var?
- Bir fiyat listesi çıkarıldı. İç piyasaya, SGK’nın rakamlarına çok göre yüksek. Ama dış pazarın dinamikleri farklı. Ona göre de düşük. Dışarıdan bir grup anlaşması yaparken özel sektör bir fiyat veriyor, devlet başka bir fiyat veriyor. Ortaya ikircikli tablo çıkıyor.
Paylaş