Paylaş
BU haber hafta içinde Ege’de Son Söz’de yer aldı.
Görebildiğim kadarıyla 1-2 gazete de alıntılayarak kullandı.
AK Parti İzmir Dış İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Mehmet Tozlu, katıldığı bir canlı yayında CHP’li belediyeleri eleştiriyor.
Beceriksiz olduklarını, vatandaşlara gerekli hizmeti sunamadıklarını, proje üretemediklerini, olanları da bitiremediklerini, hükümetle aralarında kopukluk bulunduğunu vs. söylüyor.
(Sonuçta; iktidarın muhalefeti, muhalefetin de iktidarı beğenmediği bir ülkede yaşıyoruz. Bir görüştür, saygı duyarım.)
Tozlu, İzmir özelinde ise, “Emin olun diğer şehirlere nazaran bir ışıltısı kalmadı. İzmir’in bir rengi, kokusu, ışığı kalmadı. Kokusu var ama o da Körfez’in kokusu” tespitinde bulunuyor.
(Dediğim gibi bir görüştür. O nedenle bu noktada da ‘haklı-haksız’ değerlendirmesi yapmayacağım.)
Mehmet Tozlu, sözlerini, “Ya bu şehrin eskiden kızları bile güzeldi. Artık kızları bile kalmadı. İzmir’in bütün her şeyini götürdük. Bu emin olun yerel yönetimlerin başarısızlığıdır” diye tamamlıyor.
(Evet, bu da Mehmet Bey’in kendince bir yorumudur. Ben etrafıma baktığımda birçok güzel kız görüyorum. Ama olabilir, sayıca azalmış olabilirler. O yüzdendir ki başlığımı, ‘Okuyun, siz karar verin’ diye attım. Sahi, sizce de bu şehrin artık güzel kızları bile kalmadı mı? Yoksa, Aziz Başkan’a dayanamayıp kenti terk-i diyar mı ettiler?)
***
HAFTANIN FOTOĞRAFI
BU haftanın fotoğrafı yazıişleri ekibimizden Mete Tamer Omur’dan...
Geçtiğimiz pazar günü çekmiş.
Yer, alanında Avrupa’nın en büyüğü olarak gösterilen Sasalı’daki İzmir Doğal Yaşam Parkı’nın otoparkı.
Gördüğünüz bölüm ise otoparktaki ‘engelliler’ için ayrılmış alan.
Ama park eden araçların hiçbirinde ‘engelli logosu’ ya da ‘engelli plakası’ yok.
Görevlilerin, “Engelli otoparkına park eden araçlarla ilgili jandarma yasal işlem uygulayacak. Lütfen aracınızın başına gidiniz” anonsuna rağmen üstüne alınan da yok.
“Büyükşehir yeterli kapasitede otopark mı yapmamış?” diye düşünüyorsanız.
Bu kez Sezar’ın hakkını Sezar’a verelim.
Parkın arka tarafta en az bu kadar büyüklükte ikinci bir otopark alanı daha var.
Ve bu fotoğrafın çekildiği anlarda orası bomboş!
Unutmayın, hepimiz bir gün engelli olabiliriz.
O halde biraz saygı lütfen!
***
BİR PORTRE
Alkışlar Işıl Öğretmen’e
KASIMIN ikinci haftası tüm dünyada ‘Dünya Çocuk Kitapları Haftası’ olarak kutlanıyor.
İlk kutlanışı 1919’a, ABD’ye dayanıyor.
Ülkemizde ise 1947’den beri, yani 69 yıldır kutlanıyor.
Amaç, çocuklara kitap okuma alışkanlığı ve sevgisi kazandırmak.
Daha çok ve kaliteli çocuk kitabı yazılmasını sağlamak.
Anne-babaları, çocukları için kitap almaya yönlendirmek.
Çocuklara evlerinde kendi kitaplıklarını kurmaya teşvik etmek.
Ders dışındaki kitapların da okunmasını sağlamak.
Yazarlarla çocukları imza günlerinde buluşturmak vs vs.
İzmir Menemen’deki Seyrek İlk ve Orta Okulu Türkçe Öğretmeni Işıl Şenol, bu hafta nedeniyle tüm öğrencilere sürpriz yaptı.
Işıl Öğretmen, her ay bütçesinden ayırdığı parayla aldığı kitapları kuzucuklarına tek tek dağıttı.
Türkçe dersinin bir amacının da okuma, yazma, okuduğunu anlama olduğunu söyleyen Işıl Şenol, diyor ki:
“Okulumuzda eğitim gören ve geleceğimiz olan tüm öğrencilere birer kitap vererek onlara el uzatmak istedim.
En büyük dileğim, okuyan bir nesil yetişmesine katkımın olması.
Gücüm yettiğince bunu sürdürmeye çalışacağım.
Yaptığım bu davranış dilerim diğer eğitimci arkadaşlarıma da model olur.”
Ne çekiyorsak, başımıza ne geliyorsa eğitimsizlikten, okumamaktan geliyor.
O nedenle teşekkürler Işıl Öğretmenim.
İyi ki, varsınız...
***
BİR SORU
Bu işin sonu nereye?
GEÇEN hafta bu köşede, “Fethiye’nin sıradışı başkanı” diye yazdım.
DP’li Behçet Saatcı’nın görevde bulunduğu 17 yılda -onca icraatının yanında- aykırı eylem ve söylemleri ile...
Son dönemde kendini ifade için kullandığı billboardlardan örneklere yer verdim.
Yazının sonunu da, “Fethiye’yi dünya kenti yapmak için ‘Değişim ve gelişim rüzgarına devam’ parolasıyla yoluna devam eden Behçet Başkan, bakalım bundan sonra hangi çıkışlarıyla gündeme gelecek?” diye bitirdim.
Behçet Saatcı tam da o gün, “Bu da Başkan”, “Bu da Başkan” diye...
CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile aynı partili Muğlalı mevkidaşı Osman Gürün’ün Büyükşehir Yasası’yla kendilerine bırakılan ilçe mallarına ilişkin uygulamalarını kendince kıyasladığı yeni bir billboardla yine gündemi sarstı.
Görünen o ki, Muğla’daki düello sürecek.
İzleyelim bakalım, önümüzdeki günler nelere gebe?
***
İZBAN
Biri bize izah etse de anlasak!
UZUN uzun yazıp da kimsenin sinirini sabah sabah bir daha zıplatmayayım.
Malum; İZBAN’da toplu iş sözleşmesi kilitlenince kepenkler indi, tam 8 gün de kalkmadı.
Bu süreçte konuşmayan kalmadı.
Her kafadan bir ses çıktı.
Herkes topu birbirine attı.
Sonuçta olan vatandaşa oldu.
Sabah işine, akşam evine gitmek için çekmediği çile kalmadı.
Ve krizin 8’inci gününde Ankara’da yapılan zirvede iş tatlıya bağlandı.
Daha ilk günden kimin ne istediği, kimin ne verdiği belli iken...
Ve taraflar geri adım atmaya niyetleri olmadığını açık seçik belli etmiş iken...
Bu işin (biri İzmir Büyükşehir, diğeri de yüzde 50 ortağı DDY olmak üzere) iki tarafı olduğu apaçık belli iken...
Daha ilk günden yapılması gereken bu zirve için neden koca 8 gün beklendiğini biri bize izah etse de bilsek!
Paylaş