Nerede kalmıştık?

Dile kolay, şu ya da bu nedenle tam 1 yıldır sizlerden uzak kalmışım.
-Öyle bir niyetimiz asla olmamakla birlikte- şu da bir gerçek ki, bir şeyler kaleme alıyorsanız ne İsa’ya, ne de Musa’ya yaranabiliyorsunuz.
Olsun, biz yine doğru bildiğimizi yazmaya, doğruya ‘doğru’, yanlışa ‘yanlış’ demeye devam edeceğiz.
Yeri geldiğinde (sınırları aşmayarak) eleştireceğiz ki, daha iyisi yapılabilsin.
Tabii kalemimiz yettiğince ve sizler teveccüh gösterdikçe...
Heybede yazacak çok şey birikti, sırayla başlıyorum izninizle...

Merak ettim de

GEÇEN hafta İzmir’de bir ‘kadın zirvesi’ düzenlendi.
Adı: “İş’te Kadın, İşte Kadın...”
Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) ile Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu’nun (BASİFED) bir organizasyonu.
Ve iddia odur ki, Ege’nin ilk kadın zirvesi.
Kimler katıldı, neler konuştu kısmına girmeyeceğim.
Takip edenler zaten biliyor, fırsat bulamayanlar da internetten girip okuyabilir.
Ben bir şeyi merak ettim:
Söz konusu STK’larda, onlara üye firmalarda, konuşmacıların şirketlerinde acaba kaç kadın çalışıyor?
Bunu öğrenebilirsek sanırım o zirvede paylaşılan istatistikleri daha net yorumlayabilir, verilen mesajların gerçeklerle ne kadar örtüştüğünü, işadamının yerine çok doğru bir kararla yazılan iş insanı sıfatının hakkının verilip verilmediğini de görebiliriz.

310 (Üçyüzon)

TÜRKİYE Korunmaya Muhtaç Çocuklar (Koruncuk) Vakfı müthiş bir şey yaptı, İstanbul Bolluca’dan sonra İzmir Urla’da ‘Koruncukköy’ün ikincisini hayata geçirdi.
Biliyorum tekrara kaçacak ama kısaca özetlemek gerekirse, burası, hakları risk altındaki kız çocuklarına hizmet vermek için inşa edilmiş bir köy.
Davetli değildim, gidip görmedim ama fiziki olarak mükemmel bir yer olduğu konusunda hiçbir şüphem yok.
Köyün kurulmasında birçok kişinin maddi ve manevi katkısı olduğu da bir gerçek.
Ve kocaman teşekkürü hak ediyorlar.
İsterdim ki, açılış törenini organize edenler, davetliler listesine İzmir’deki çok özel 310 aileyi (ya da bir bölümünü) de eklemiş olsalardı.
“Bu 310 aile kim?” derseniz, onlar çeşitli yaş gruplarından 346 çocuğa evlerinin ve gönüllerinin kapılarını açan koruyucu aileler...
Medyatik değillerdir, kimse bilmez, görmez, tanımaz.
Bir şekilde yer alanların da koruyucu aile olduklarından çoğu insanın haberi bile yoktur.
Dilerim, açılışa katılıp bol bol selfie yapanlar yine gelirler.
Koruncukköy Urla’ya ve oradaki kızlarımıza sahip çıkarlar.
Onların aslında en çok aile sıcaklığına ihtiyaçları olduğunu unutmazlar.

Böyle devam et başkan

BODRUM Belediye Başkanı CHP’li Ahmet Aras, daha adaylık sürecinde, seçilmesi halinde önceliğinin ‘kaçak yapılaşmayla mücadele’ olacağını açıklamıştı.
Koltuğa oturduktan sonraki ilk meclis toplantısında da, “Kimse kusura bakmasın. Kepçeleri gönderip oraları dağıtacağım” demişti.
Ve Başkan Aras sözünü tuttu.
Daha ilk ayında belirlenen 101 kaçak yapıdan 4’ünü yıktı.
“Lütfen yaptığınız yanlışları düzeltin. Bizim gelip müdahale etmemizi beklemeyin. Bir kişiye bile iltimas, kayırma yapmayacağız. Bu konuda çok kararlıyız” sözleriyle de yıkımların devamının geleceğini herkese kesin dille bir kez daha duyurdu.
Kaçak da olsa yıkmak zordur, cesaret ister.
Böyle devam et başkan.
Aksi taktirde Bodrum’u dönülmez şekilde kaybedeceğiz.

Dostlar size minnettar

2 EYLÜL 2016’da, “Bir hayvan dostu olarak, köpek ve horoz dövüşlerine ne kadar karşıysam, deve ve boğa güreşlerine de o kadar karşıyım. ‘Deve güreşleri Ege’nin örf, adet ve kültürlerinden biri. Vazgeçilemez’ denilse de, ben de diyorum ki, ‘Her gelenek sorgulanabilir. Deve güreşi bile’” diye yazmışım.
Dolayısıyla, Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal’ın, 23 Nisan’da koltuğunu devrettiği Ada Aktaş’ın talimatını ciddiye alıp deve güreşlerini kaldırıp, bu etkinlik için harcanan paranın bundan sonra maddi imkansızlıklar nedeniyle eğitimlerine devam edemeyen öğrencilere burs olarak aktarılacağını açıklamasını alkışlıyorum.

Minik bir not: Eleştiri ve önerileriniz için doğrudan bana ulaşırsanız sevinirim.