Paylaş
14’üncüsünde sanırım sıkıntı yok.
İşin mali süreci ATOLAB üzerinde yürüyor ve kasaya 94 milyon 907 bin 17 TL giriyor.
Belki de ipleri koparma noktasına getiren 15’inci festivalle ilgili gelişmeler ise 9 Temmuz 2019’da ATO Yönetim Kurulu’nda ‘Çeşitli Konular’ başlığında alınan 437 nolu kararla başlıyor.
O gün yapılan toplantıda Ayvalık Uluslararası Hasat Günleri’nde zeytin, zeytinyağı ve turizm komitelerinin birlikte çalışmasına, bunların en kısa zamanda toplanıp bir yol haritası çıkarmasına ve organizasyon komitesi oluşturulmasına karar veriliyor.
Ve bu oybirliğiyle alınıyor.
31 Temmuz 2019’daki ATO Meclisi’nde söz konusu komitede yer alacak 14 isim (ki, bunlara Ayvalık Belediyesi ve Ayvalık Ziraat Odası’nın bildireceği isimlerin de ekleneceği belirtiliyor) belirleniyor.
Bağlı bulundukları kurumların meclis kararlarıyla görevlendirilen kişilerden oluşan bu komiteye, düzenlenecek etkinliklerle ilgili olarak, her konuda tam yetki veriliyor.
Ve bu da oybirliğiyle alınıyor.
KOMİTEDEN ATOLAB’A DAVET
Sonrasında...
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Ayvalık Belediyesi, Ayvalık Ziraat Odası ve Ayvalık Ticaret Odası’nca düzenlenen, ilgili kurumların yetkilendirdiği Organizasyon İcra Komitesi, 11 Eylül 2019’da, ATOLAB A.Ş.’ye bir yazı gönderiyor.
Özetle deniliyor ki:
“25-29 Ekim 2019’da yapılmasını planladığımız 15’inci Uluslararası Ayvalık Zeytin Hasat Festivali’ne dair bütçe çalışması yapmaktayız.
Geçmişte olduğu gibi bu yıl da bu çalışmaların mali kısmını şirketiniz üzerinden yapmak istiyoruz.
Eğer siz de bu çalışmayı birlikte arzuluyorsanız, mali taleplerinizi ve karşılığında sunacağınız hizmet detaylarını 13 Eylül 2019 tarihine kadar tarafımıza yazılı olarak iletin.”
ATOLAB A.Ş., 12 Eylül 2019’da bu yazıya yanıt veriyor.
Festival süresince kurum olarak neler yapacakları sıralanıp...
“Özetle ATOLAB A.Ş.; Ayvalık ve ilgili sektörlere sadece festival süresince değil, sonrasında da imkanları dahilinde hizmet vermeye devam edecektir. Talebimiz bu açıdan değerlendirilmelidir” ibarelerine yer veriliyor.
Komite, bu cevap üzerine 23 Eylül 2019’da ATOLAB’a bir yazı daha gönderiyor.
“... Cevaben yazınızda mali taleplerinizin ve buna karşılık sunacağınız hizmetlerin ayrıntısı verilmemiştir. Bu bağlamda, festival kapsamında sunacağınız hizmetlerin ve mali taleplerinizin (TL bazında) açıkça 24 Eylül 2019 saat 11.00’e kadar bildirilmesini rica ederiz” deniyor.
Bu bildirim gelmeyince 26 Eylül 2019’da bir protokol düzenlenerek ATOLAB A.Ş.’ye gönderiliyor.
12 MADDELİK KARŞI PROTOKOL
Bunun üzerine ATOLAB A.Ş., 1 Ekim 2019’da bir başka protokol hazırlıyor.
‘Tarafların Yükümlülükleri’ başlıklı 4’üncü maddede 12 başlık sunuluyor:
1. Sponsorluk anlaşması üçüncü şahıslarla yapıldıktan sonra faturası ATOLAB A.Ş. tarafından düzenlenecektir.
2. Talimat olsa bile faturası gelmeyen hiçbir ödeme ATOLAB A.Ş. tarafından yapılmayacaktır.
3. Avans ödemelerinde parçalı faturalama ile işlemler yürütülecektir.
4. Gelen ödemeden tüm vergi, stopaj vs.’ler öncelikli olarak kesilerek ATOLAB A.Ş. tarafından bloke edilecektir.
5. Üçüncü şahıslarla ATOLAB A.Ş.’nin bilgisi ve tarafı olmadan yapılan protokoller ATOLAB A.Ş.’yi bağlamayacaktır.
6. Tahsil edilemeyen alacaklardan organizasyonun planlayıcısı ve uygulayıcısı olan Ayvalık Ziraat Odası ve Ayvalık Ticaret Odası sorumlu olacaktır.
7. Organizasyon sırasında doğabilecek tüm vergisel, hukuki, program iptali, her türlü zarar, tazminat ve ziyandan Ayvalık Ticaret Odası ve Ayvalık Ziraat Odası sorumlu olacaktır.
8. ATOLAB organizasyonun sadece muhasebesel sürecini yönetecektir.
9. Organizasyon sonucunda zarar doğması halinde Ayvalık Ziraat Odası ve ATOLAB A.Ş.’ye baştan taahhüt edilmiş kaynaktan kesinti yapılmayacaktır.
10. Festival sonucunda baştan taahhüt edilmiş bakiyenin Ayvalık Ziraat Odası ve ATOLAB’a eşit olarak paylaştırılması durumunda ATOLAB A.Ş. festival süresince vereceği hizmetten bedel talep edecektir.
11. Protokol kurumların hukuki temsilcileriyle imza altına alınacaktır.
12. Festival bütçesi ..... olarak tespit edilmiş olup, iş bu bütçeden Ayvalık Ziraat Odası’na 25 bin TL ve ATOLAB A.Ş.’ye 25 bin TL olmak üzere 50 bin TL ödeme ayrılacaktır.
ZİRAAT ODASI KARŞI ÇIKIYOR
ATOLAB A.Ş. ve ATO bunu onaylarken, Ziraat Odası imzalamıyor.
İmzalamıyor, çünkü görüş istediği Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nden, kanunla kendilerine verilen hakla festival ve fuar düzenlemeleri için ayrı bir hesap açma yetkilerinin olduğu, bu kapsamda yapılan organizasyonlarda vergiden muaf oldukları yönünde bilgi notu geliyor.
Ayvalık Ziraat Odası da buna istinaden festivalin kendilerinin üzerinden yapılmasını öneriyor.
Sonuçta, Festival Komitesi Başkanı Mustafa Büyükçıvgın’ın, “ATOLAB üzerinden yapılması lehine oy kullanıyorum” notu düşmesine rağmen diğer komite üyelerinin tamamının oyuyla festivalin Ayvalık Ziraat Odası üzerinden yapılması uygun bulunuyor.
Ve tüm bu olup bitenlerin gölgesinde, bir festival (ATOLAB’sız) tamamlanıyor.
ATO Başkanı Mustafa Büyükçıvgın, “ATOLAB Başkanı, festival çalışmalarına katılmadı ve istemedi de... Komite üyelerine katkı da sunmadı. Festivalin başarısız olmasıyla sonuçlanabilecek bazı tutum ve davranışlar konusunda ciddi endişelerim oldu. Ancak komite çok çalışarak her türlü olumsuzluğu aştı” diyor.
KURUŞU KURUŞUNA YAZILMIŞ
Kalem kalem rakamlara girip sizi boğacak değilim.
Sponsorlar, destekçiler ve paydaşlardan toplam 431 bin 142 TL nakit destek sağlanıyor.
Bunun 289 bin 362 TL’si Ayvalık Ziraat Odası’nın festival hesabında toplanıp hizmet ve ürün alımlarında direkt ödemeler için kullanılıyor.
Kalan 141 bin 780 lirası ise anlaşma sağlanan tedarikçilerin banka hesaplarına sponsorlar tarafından direkt ödeniyor.
431 bin 139 TL’lik gider düşüldüğünde 3 liralık bir bakiye artıyor.
(Yasa bu hesapta toplanan paraların tamamının ilgili organizasyon için harcanmasını emrediyor. 1 kuruşunun bile başka bir yere harcamasına veya aktarılmasına izin vermiyor.)
Sonuçta sponsorlar, destekçiler ve paydaşlar parayı festival için veriyor.
Dolayısıyla, son kuruşuna kadar festival için kullanılması gerekiyor.
Başka yerlere aktarılması hiç de etik bulunmuyor.
BARIŞ ÇAĞRISI SÖZDE KALDI
Öncekilerde (ki; onlar festival değil, hasat günleriydi ve dinamikleri çok farklıydı) niye çok kaldı da bu sefer (hani o sosyal medyadaki ifadeyle) 3 kuruş kaldı?
Bunun muhatabı bu yazının yazarı değil.
Adı, “Her hasat bir barış çağrısı” olan etkinliğin nasıl “savaş çığırtkanlığı”na dönüştüğü de tıpkı bu 3 kuruş gibi irdelenip sorgulanması gereken bir başka konu.
Belki de konunun bamteli.
Benden bu kadar.
Dediğim gibi köşem herkese açık.
Söyleyecek sözü olan varsa, beklerim.
Paylaş