Paylaş
KUŞADASI’nın markalaşmış lezzet duraklarından biri olan Mezgit by Şükrü, Setur Marina’nın tam karşısında. Yani lokasyon müthiş. Açık ve kapalı olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Yaz-kış demeden 365 gün açık. Toplam 60 masa kapasiteli. 3 farklı salona sahip. Ayrıca, özel catering hizmetleri de sunuyor. Bu haliyle aslında burası bir lezzet atölyesinden farksız. Mezgit bir aile işletmesi. Şükrü Çalışkan burasını, “En büyük destekçim” dediği eşi Hülya Hanım ve oğlu Sercan’la birlikte işletiyor. Damadı Serkan Karakaş ile 12 yıldır adeta sağ kolu olan profesyonel yönetici Yeter Korkmaz da yine en büyük yardımcıları.
YARIM ASIRLIK DENEYİMİN ESERİ
Şükrü Bey, 45 yıllık restorancılık deneyimine sahip biri. Aslen İskenderunlu. 1972’de, henüz 16 yaşındayken okumak için abisinin yanına Almanya Berlin’e gitmiş. 4 yıl boyunca kaçak olarak gazino ve lokantalarda çalışmış, garsonluk yapmış. Ek olarak da gazete dağıtarak harçlığını kazanmış. Sonrasında vatani görevi için Türkiye’ye dönmüş. Terhis olduktan sonra yeniden Almanya’ya ya da memlekete gitmek yerine bir arkadaşının davetiyle Kuşadası’nda çalışmaya başlamış. İskenderun’a benzettiği 6-7 bin nüfuslu bu şirin kasaba onu adeta büyülemiş. Ünlü sanatçıların ve yabancı turistlerin akın akın geldiği Ada’da hem Almanya’daki 4 yıllık tecrübesi, hem askerliğinde İstanbul Kasımpaşa Orduevi’nde garsonluk yapmış olması, hem de Almanca bilmesi ona büyük avantaj sağlamış. Hemen Ali Baba Restoran’da çalışmaya başlamış. Yazları Kuşadası’nda, kışları İskenderun’da kalmış. Kısa sürede kendisini sevdirmiş ve garsonluktan şefliğe yükselmiş. 1981’de eşi Hülya Hanım’la evlenip İskenderun’a dönmüş. 6 yıl kalmış. Bu süreçte sanayide sulu yemek, döner ve kebap üzerine hizmet veren bir lokanta açmış. Büyük ses getirmiş. 1987’de eski patronu Ali Bey’in ısrarlarını kıramamış ve yeniden Ada’ya dönmüş. 2004’e kadar da çalışmaya devam etmiş.
“Lezzet evime gelsin” diyorsanız, pandemiyle birlikte devreye giren mezgitmeze.com’dan online sipariş verebiliyorsunuz.
25 YIL SONRA KENDİ YERİNİ AÇTI
Aynı mekanda geçen ve büyük bir kısmında şeflik yaptığı 25 yıllık deneyim sonucu maddi-manevi birikimiyle aynı yıl Mezgit Restaurant’ı kurmuş. İlk açıldığında bugün ek salon olarak kullanılan hemen yanındaki yerdeymiş. Sonra bugünkü yerine taşınmış. Eşi Hülya Hanım başta olmak üzere ailesinin de desteğiyle seneler içinde mekanını geliştirmiş ve nihayetinde bugün Kuşadası’nın en gözde işletmelerinden biri yapmış. Şükrü Çalışkan, Ada’nın sevilen simalarından biri olmasının yanı sıra sektörel anlamda işin temelinden gelen biri. Soyadı gibi çalışkan, titiz, işini severek ve aşkla yapıyor. Mezgit, onun geleneksel işletme bilgisinin yanı sıra ‘her gün, her an gelişmek’ üzerine kurulu iş motivasyonu sayesinde geniş kitlelere ulaşmış. Görünen o ki modern çağdaki dönüşüm hızının yemek kültürüne sirayet etmesiyle yükselen hizmet, lezzet ve sunum beklentilerini karşılayan mekan çağın gerekliliklerine uyarken özünü de kaybetmemiş. Ege lezzetleri ve deniz ürünleri konusundaki geleneksel mutfak anlayışını modern dünya mutfağı standartlarına yükseltmeyi de başarmış. Günümüzde genç, yaşlı, yerli, yabancı her kitleden, her yaş grubundan insana hitap eden bir ortam, her damağa hitap eden bir lezzet atölyesine evrilmiş.
BURADAN İNSAN GEÇMEYE KORKARDI
“Bugünlere gelmek hiç de kolay olmadı. O dönemin koşulları çok zordu. Bırakın marinayı, doğru dürüst yol bile yoktu. Işıklandırma desen hiç yoktu. Mekanın önünden insan geçmiyordu. Nasıl geçsinler ki yürümeye korkuyorlardı. Akşamları zifiri karanlık oluyordu. Bir benim, bir de yan komşum Hong Kong’un lambası yanıyordu. Sadece 8 masam vardı. Ama yılmadım, direndim, mücadele ettim, koştum. Sağ olsunlar önce Adalıların, sonrasında gelen konukların beğenisini kazandım. Onların sahiplenmesini arkama alarak kendimi geliştirdim ve çok şükür bugünlere geldim” diyor. Klasik sorumu soruyorum, “Neden mezgit?” Şöyle anlatıyor: “Madem balık restoranıyız, adını da bir balıktan alsın istedim. Baktım adı verilmeyen balık kalmamış. Sonra mezgit adında hiç mekan olmadığını fark ettim. Mezgit kılçıksız, yağlı, yumuşak bir balık. Leziz mi leziz beyaz dolgun bir ete sahip. Aynı zamanda ucuz. Herkes yiyebilir. Akılda kalacak bir isim. İşte tüm bunlardan yola çıkarak Mezgit Restaurant adında karar kıldım. Zaman içinde birçok şey gibi bu da revizyona uğradı ve Mezgit by Şükrü’ye dönüştü” diyor.
Mezgit, 2018 ve 2019’da arka arkaya Aydın’ın en iyi balık restoranı seçilmiş.
HER BÜTÇEYE, HER DAMAĞA UYGUN
Mezgit yılın 365 günü de açık. Toplam 30 çalışanıyla 09.00-01.00 saatleri arası hizmet veriyor. Menü deniz ürünleri ağırlıklı olmakla birlikte isteyene kahvaltı, çorba, tavuk ve et seçenekleri de sunuluyor. Çorba seviyorsanız balık çorbasını mutlaka deneyin (95 TL). Mezeler hem çok zengin, hem de çok taze. Fesleğenli Girit ezmeden karışık ot kavurmaya 25 çeşit meze var (75-85 TL). Deniz mahsullüden biftekliye 10’a yakın salata alternatifi mevcut. Marine ürünler ortalama 250 TL. Kalamar şiş, dolma ve tava tek kelimeyle efsane (170-340 TL). Çıtır karides mantısı mutlaka denenmeli. Ahtapot tandır dillere destan (400 TL). Ara sıcaklardan denizci böreği pas geçilmemeli (140 TL). Balığın her çeşidinin en tazesinin bulunduğu mekanın en gözde iki ürünü fener kavurma ile levrek ızgara (330 TL) hani derler ya 10 numara, 5 yıldız... Ortam keyifli, ambiyans güzel, sunulan ürünlerin tamamı kaliteli ve lezzetli, evinizi aratmayan ortam sessiz ve sakin, personel deneyimli ve güler yüzlü, her yer çok temiz, servis hızlı, müzikler sizi alıp götürüyor, fiyatlar da olabildiğince makul. Unutmadan, çocuklar unutulmamış. Onlar için de bir oyun odası oluşturulmuş. Dolayısıyla yerli ya da yabancı konukların büyük çoğunluğu müdavimler. Ya da bir kez gelen tıpkı bizim gibi yeniden geliyor.
Mezgit by Şükrü’nün Trip Advisor’daki ziyaretçi notları ortalaması 5 üzerinden 4.5 ve 2014-15-16-17-18 yıllarında arka arkaya 5 kez mükemmellik sertifikası sahibi. Foursquare’daki puanı 10 üzerinden 8.8 ve genel olarak yorumlar da pozitif.
BAYRAK ARTIK İKİNCİ NESİLDE
Mevsimin en taze ürünleriyle en leziz deniz ürünlerini, Ege mezelerini, çıtır kalamarı, ahtapot tandırı sunmanın ve en koyu muhabbetlere ev sahipliği yapmanın keyfini yaşadıklarını paylaşan Şükrü Bey ekliyor: “Ben de eşim de her gün buradayız. Ama bayrak artık oğlumuz Sercan’da. Ege Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirmesine rağmen burada olmayı seçti. Tüm operasyon artık ona emanet.”
Ve sözün özü: Yolunuz Kuşadası’na düşerse, keyifli bir akşam geçirmek, deniz mahsullerinden oluşan bir lezzet şöleni yaşamak isterseniz ve daha önce de denemediyseniz Mezgit’e uğrayın. Sadece uğramakla kalmayın, Şükrü Bey’le de tanışın. İnanılmaz dolu, hoş sohbet bir insan. Müthiş bir hafızası var. Bir geleni bir daha unutmuyor. Neredeyse yılına, ismine kadar söylüyor!
Bu dev balık kılçığı figürü damat Serkan Karakaş’ın eseri. Kayınbiraderi Sercan Çalışkan’la birlikte Mezgit Catering’i yöneten Karakaş, aynı zamanda iyi bir şef ve dekoratör. Bu çalışması da mdf üzeri varak kaplama.
BU MUTFARK FARK YARATIYOR
MEZGİT’in teras katında ise bambaşka bir dünya var. Burada her şey çok farklı. Bu nedenle olsa gerek adı da Mezgit Mutfark! 16 masalı, toplam 60 kişi kapasiteli. Yemek yeme sanatının yeni vücut bulmuş şekli. Oturduğunuz yere göre marina, liman, Güvercinada manzaralı. Rezervasyonsuz yer bulmak imkansız gibi. Benim en çok duvardaki Salvador Dali’nin şu sözü ilgimi çekti: “Bazen öyle günler oluyor ki aşırı doz memnuniyetten öleceğim sanıyorum.”
Paylaş