71 dakika efsane mi gerçek mi

GEÇEN hafta, “Nereden çıktı bu 71 dakika?” diye yazdım.

Haberin Devamı

 


30 Haziran’da ajansların geçtiği bir haberden yola çıkarak...
1 Temmuz’dan itibaren İzmir - Aydın arasındaki 112 kilometrelik otoyolu 1 saat 11 dakikadan kısa sürede tamamlayan sürücülerin hız sınırını aşmış sayılacaklarını ve haklarında cezai işlem uygulanacağını belirttim.
Ancak, otobanda yasal hız sınırı olan 120 kilometreyle giden bir aracın bu yolu 56 dakikada alacağına vurgu yapıp, 71 dakikanın neye göre hesaplandığını sordum.
Ve yine kendi yaşadığımdan hareketle, ‘Yok yere ceza yemeyelim’ diye düşünenlerin bizim gibi ya kenara çekip beklediklerini ya da servis alanlarında oyalandıklarını aktardım.
“Özetle, herkesin kafası karışık” diye de final yaptım.
Diyebilirim ki, inanılmaz sayıda mesaj aldım:
* Ben de hesap yapıyorum olmuyor. Bu konuyu izah edecek bir yetkili var mı acaba?
* Aydın’lıyım, İzmir’de oturuyorum. Sizin de hesabınız yanlış. Zira, iki gişe arası 112 değil, 84 kilometre. Ben bu yolu her gün kullanıyorum. Sabit 120 kilometre ile gidip geliyorum. Tünelde 80 kilometreye düşüyorum. Yoğun trafikte bile tam 45 dakika sürüyor. Karayolları, “Bizim değil, Emniyet’in uygulaması” diyor.
* Otoyol polisini aradım. Ortalama hızın 120 kilometre + yüzde 10 olduğu bilgisini verdiler. Seyahate çıkacağım ne yapayım?
* Bahsettiğiniz otoban çıkışlarında 25’er dakika bekledim. Ancak yaptığım ölçüme göre İzmir ile Aydın gişeleri arası 83 - 84 kilometre. Bu yüzden aslında durum daha vahim!
* Hesabınızda kanımca şöyle bir yanlış var. Bir aracın saatte 120 kilometre ortalama hız elde edebilmesi kolay değil. Bunun için zaman zaman çok daha büyük hızlara çıkmak gerekir. Haberinizde bu teknik hatanın yapıldığını düşünüyorum.
Ve daha niceleri...
Benden sonra, yazı işleri ekibimizden Mehmet Akyar arkadaşım konuyu devam ettiren bir haber daha yaptı.
Ve ortaya çıktı ki, 71 dakika bir ‘şehir efsanesi!’
Zira, Karayolları bu konuyu hiç üzerine almazken...
Emniyet kanadı ise 71 dakika iddiasının nereden çıktığını bilmediklerini, 51 dakikanın üstüne de ceza kesilmediğini bildirdi.
Oysa, 29 Haziran günü neredeyse tüm internet siteleri, radyo ve televizyon kanalları...
30 Haziran’da da ulusal ve yerel gazetelerin tamamına yakını bu haberi duyurmuştu.
Ancak 7 Temmuz’a kadar ne bir yalanlama, ne bir düzeltme, ne de bir kafalardaki soru işaretlerini giderecek bir açıklama gelmişti.
Şimdi mi, bekleyip göreceğiz.
Gerçek mi, efsane mi yakında ortaya çıkar...

Haberin Devamı

***
BİR SORU

Adaletin bu mu dünya?

Haberin Devamı

ÇEŞMELİ turizmcilerin ekmek yedikleri sektöre sonuna kadar sahip çıkmalarından daha doğal bir şey olamaz.
Bu konuda yaptıkları her türlü çaba da alkışa değerdir.
Ancak...
Zaman zaman...
Bir bilirkişi heyetinin verdiği raporla bir diğerininkinin taban tabana zıt olduğu...
Bir laboratuvarın analiz sonuçlarıyla bir diğerininkinin tutmadığı bir ülkede...
Bir STK’nın, “Çeşme’nin denizleri kirli” diye sosyal medyada paylaşım yapanlar hakkında tazminat davası açacağını duyurması bana biraz işin ucuzuna kaçmak gibi geldi.
Masmavi denizi karaya bulayanların...
Sapsarı kumsalları simsiyah yapanların...
İşin vahametini kavrayamayıp geç müdahale edenlerin...
Dünyadaki örnekleriyle kıyaslandığında temizliği neredeyse el yordamıyla yapanların hiç mi suçu yok?
Onlar hakkında da yasal yollara başvuruldu mu?
Hem unutulmasın ki, bu ülkede Çernobil faciası sonrası çayda radyasyon olmadığını kanıtlamak için kameralar önünde çay içenler de oldu.

Haberin Devamı

***
ÇANLAR ÇALIYOR

Zaman kaybetme lüksümüz yok

71 dakika efsane mi gerçek mi

YAŞADIĞIMIZ coğrafyada deprem sık sık kendini hatırlatıyorken...
İzmir’in yüzde 85’inin dönüştürülmesi gerçeği biliniyorken...
Kentsel dönüşüm konusu da tabii ki güncelliğini koruyor.
İzmir olarak -Allah muhafaza- büyük bir deprem yaşadığımızı düşünün.
Mal geri gelir, ama kayıp canlar asla...
İstanbul’da 10 bin konutun dönüşümünü sağlayan...
Karabağlar’ın kentsel dönüşümde en büyük projesine imza atan...
Gaziemir’de 500 konutluk yeni bir dönüşüm projesine hazırlanan...
Palandöken İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Binali Ünal, konunun sadece İzmir için değil, tüm Türkiye için can yakıcı bir nitelik taşıdığını söylüyor.
Binali Bey’in anlattıklarına göre, kentsel dönüşümdeki en büyük sıkıntılar uzayan bürokratik işlemler ve vatandaşları ikna sürecinde yaşanıyor.
Binali Ünal şu çarpıcı tespitlerde bulunuyor:
“2000’li yıllardan önce inşa edilen binaların büyük çoğunluğu deprem riski taşıyor.
İzmir’in riskli bölgeleri Bayraklı ve Karabağlar gibi gecekonduların yoğun olduğu alanlarla Karşıyaka ve Mavişehir.
İzmir’in yüzde 85’inin dönüşüm yaşaması gerekiyor.
İnsanlar kentsel dönüşüme karar verirken bu işte uzmanlaşmış firmaları tercih etmeliler, iyi araştırma yapmalılar.
Bürokratik engeller kaldırılmalı.
İzmir’de bu iş çok ağır aksak gidiyor.”
Evet, çanlar İzmir için çalıyor.
Artık İzmir’in kentsel dönüşümde zaman kaybetme lüksü yok!

Yazarın Tüm Yazıları