Bir arkadaşım “Hadi” dedi, ben de atladım.
Demek her Adam hayatında en az bir kere pavyona gidermiş, kendi gitmezse de, kesin bir başka Adam tutup kolundan götürürmüş.
Kendi başına kalkıp “Bir pavyona gideyim” demiyor insan.
Dolduruş lazım.
Hala karışık kafam.
Herkese de iyi yıllar bu arada.
Her ne kadar yıl berbat başlamış olsa da, kelle avcılarını avlamak için dere tepe düz gidip bu işi halledecek olsak da, moraller bozuk.
Zor bir dönem.
Ben de alkolik oldum oluyorum.
“Yalnızlık sarhoşluğu” diye bir kavram olmalı!
Eğer yoksa, ben uydurdum gitti.
Evli bir adam olarak çıktığım otel maceramda kendimi alkol hapsine atılmış gibi hissediyorum.
Evimize karışmasına tahammül edemiyorum.
Çocuğumuzla iligili alacak olduğumuz her konuda, yırtık dondan çıkar gibi, görüş bildirmesine katlanamıyorum.
Hastalık hastası ve histerik halini, dikkat çekmek ve vicdan sömürek için yaptıklarını çirkin buluyorum.
Karımın anneliğini sorgulayıp haddini aşan yaralamalarda bulunmasını yalnış buluyorum.
Bu nasıl bir harcama kapasitesidir kardeşim.
Ne karımın, ne çocuğumun, ne de evin masrafı bitmiyor.
Okullara da kılım.
Ota boka para istiyorlar.
Alıp çocuğu yurtdışına gitsek okutmaya, para cebimizde kalırdı.
Gösteri yapacaklar, kıyafet parası. Sanki altın kaftan dikilecek el kadar çocuğa da 10 metre kumaş harcanıyor... Ne o yılbaşı gelmiş.
Gelmez olaydı.
Herkes hediye, ıvır zıvır beklentisi içinde, ben yılsonu hesap kitap derdindeyim...
En kötüsü nedir?
Kimse kafayı yemez! Abartmayalım.
Karı-koca başbaşa kalmaktan korkarak, kaçarak hiç bir yere varılmaz.
Kadınların tutarsızlığı sapıklık derecesinde, bu bir.
Kadınların tutarsızlığı bir saplantıdır, bu da iki!
Ben otelde, karım evde kendimizce ilişkimize bir yön vermeye, düzeltmeye çalışıyoruz değil mi?
“E gel başbaşa kısa bir tatil yapalım” diyorum.
Otel köşelerinde kaçak sevişmeler mi bizi kurtaracak? Kendimize geliriz; başbaşa sohbet etmeyi hatırlarız, dertleşiriz, koklaşırız...
Yargısız infaza hazır insan avcıları gibi kadınlar var.
Adamın boşanmayacağı varsa bile, sayelerinde o da olur, boşanır!
Yahu sizde nasıl bir felaket çığırtkanlığı var kardeşim?
İnsaf!
Adama koyan alışkanlıklar mı, yoksa rahatlıktan uzak kalmak mı tam anlamış değilim.
Otel odası iyi, fena değil; ama biraz tanınmış bir tip olmak bazen hayatı daha da dar ediyor insana...
Oysa kafa dinlemem şart.
Bu arada yeni deneyimler de ediniyorum. Meğer, bazı dost bildiğin insanlar böyle durumlarda piranalar gibi saldırmaya başlıyormuş.
Ne çok insan ayrılığımızı desteklermiş kardeşim?
YUH!
Demek etrafımızda bizim beraber olmamıza destek verecek, ya da bunu isteyen tek bir dostumuz yokmuş...
İşten gelip kapının bir asık surat tarafından bile açılmadığı şu otel odasına girince, aklıma gelmedik düşünce kalmadı. Bolca vaktim var malum.