Paylaş
Çünkü AK Parti’nin en önemli açılımlarından olan çözüm sürecinin tu kaka ilan edildiği bir dönemde Erdoğan, çerçevesi çok iyi belirlenmiş, mesajları isabetli olarak seçilmiş bir konuşma yaptı.
Erdoğan’ın Diyarbakır ziyareti bir başlangıç. İlkbahara kadar Doğu ve Güneydoğu’nun tamamını ziyaret etmeyi planlıyor. Her ay bir ile gidecek. Dün gençlik buluşmasında “Bir sonraki buluşmayı Erzurumlu gençlerimizle yapmayı planlıyoruz” dedi. Erdoğan, hem Diyarbakır’ın hem Erzurum’un temsil ettiği siyasi misyona hitap edebilen bir lider. O nedenle sahaya çıkması, siyasi iklimi değiştiriyor.
Erdoğan’ın Diyarbakır ziyareti üç noktayı ön plana çıkardı.
1- Yeni bir çözüm süreci mi başlıyor?
2- Erdoğan, erken seçime mi hazırlanıyor?
3- “Serok Erdoğan” sloganları Cumhur İttifakı’nda bir soruna yol açar mı? MHP’yi rahatsız etti mi?
YENİ ÇÖZÜM SÜRECİ Mİ?
Yeni bir çözüm süreci başlatılmıyor. Erdoğan daha önce, “Ben çözüm süreci kaldırılmıştır demedim. Şu aşamada buzdolabına konulmuştur dedim” demişti. Ama bu aşamada çözüm sürecinin buzdolabından çıkarıldığının bir işareti yok. Ama bunu yeni bir iman tazelemesi olarak görmek mümkün. AK Parti bir süredir ihmal ettiği Kürt gerçeğini öncelikli gündem maddelerinden biri haline getirdi. Çünkü Kürtleri kazanmadan seçim kazanamayacağını gördü. 2023’te seçimleri kazanabilmesi için Kürt oylarını alması gerektiğini fark etti.
ÇÖZÜM SÜRECİNİ TARTIŞMAYA AÇTI
Ancak sadece bu kadarla yetinmedi. Erdoğan, Diyarbakır’da çözüm sürecini kimin sona erdirdiğini tartışmaya açtı. “Çözüm sürecini biz başlattık ama çözüm sürecini sonlandıran biz olmadık çünkü çözüm sürecini bunların kötü niyeti, art niyeti, gizli gündemleri sonlandırdı” dedi. Çözüm sürecini sabote eden PKK ve HDP’yi Kürtlere şikâyet etti. “Bunları gördüğünüz her yerde yakalarına yapışın, sorun, sorgulayın. Çözüm sürecini bitirmek için kim size talimat verdi, bunu sorun. Hendek ve çukurlarla ülkeyi içsavaşa sokmaya çalışma talimatını kimden aldınız? Bunu sorun” diye konuştu.
2005 BEYANI
Erdoğan’ın üzerinde yeterince durulmadığını düşündüğüm sözleri ise 2005 yılına ilişkin niyet beyanı oldu. “Biz Diyarbakır’da 2005 yılında size ne demişsek dün de oradaydık, bugün de aynı yerdeyiz, yarın da aynı yerde olacağız” dedi.
2005’TE NE OLMUŞTU?
Erdoğan, 18 Ağustos 2005 tarihinde Diyarbakır’da Kürt sorununun çözümü konusunda ezberi bozan bir çıkış yapmıştı. “Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunudur. Benim de sorunumdur” demişti.
Geçmişte yapılan hataları yok saymanın büyük devletlere yakışmadığını söylemişti.
SABOTE ETMİŞLERDİ
Erdoğan’ın Kürt sorununda ret ve inkâr politikalarını tarihin çöp sepetine atan bu çıkışı karşısında PKK ve onun siyasi uzantıları ne yapmıştı? Erdoğan’ı Diyarbakır’da çiçeklerle karşılamamışlardı. Tam aksine rahatsız olmuşlardı. Süreci sabote etmek için ellerinden geleni yapmışlardı. Belediye çöpleri toplamamış, kepenklerin kapatılması talimatını verip, Erdoğan’ın TOKİ’deki açılış programına katılacak olanlar tehdit edilmişti.
BALDIRAN ZEHRİ İÇERİM
Erdoğan, “Baldıran zehri içerim” diyerek çıktığı yolda Kürt sorununun çözümünde çok önemli kazanımlara imza attı. Ama PKK, ABD ve HDP ortaklığı ile bu süreç sabote edildi. AK Parti iktidar olduğunda Kürt sorunu denilince OHAL’in kaldırılmasından Kürtçe kasete kadar 30-35 maddelik bir liste hazırlanırdı. Anadil haricinde ne kaldı? Ama çözüm adına her adım atıldığında PKK ve onun siyasi uzantıları bunları sabote etmek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Sonunda hendek savaşlarıyla çözümü engellediler.
SEROK ERDOĞAN RAHATSIZLIĞI VAR MI?
Bugün MHP’nin grup toplantısı var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Diyarbakır gezisi sonrası MHP Lideri Bahçeli’nin konuşması her zamankinden daha çok dikkatle takip edilecek. MHP’nin görüşlerini MHP lideri açıklayacak. Ancak ben MHP yöneticileriyle kurduğum temaslarda bir rahatsızlık hissetmedim. Muhalefetin Cumhur İttifakı’nı çatlatmak için MHP’yi kaşıma çabalarının bir karşılığı gözükmüyor. MHP bu tuzağa düşmeyecek. MHP, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında atılan “Serok Erdoğan” sloganlarının bölücü bir mesaj taşıdığını düşünmüyor. Bölgenin geleneksel bir yaklaşımı olarak değerlendiriyor.
Bugün Bahçeli’nin vereceği mesajlar ne olacak, ona bakacağız ama ben MHP’de bir “Serok Erdoğan” rahatsızlığı hissetmedim.
PSİKOLOJİK HAREKÂT KİME KARŞI
Emekli amiraller bildirisiyle başlayıp videolarla devam eden ve HDP İzmir İl Başkanlığı’na yapılan silahlı baskınla ilerleyen bir süreç yaşanıyor.
Bunun adını “psikolojik savaş” koymuştum ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, “psikolojik harekât” dedi.
Peki bu psikolojik harekâtın unsurları neler?
Erdoğan, 27 Mayıs tarihinde yaptığı konuşmada AK Parti’yi hedef alan yapıları PKK, FETÖ, ASALA artığı terör örgütleri olarak sıralamıştı. “Şimdi bunlara bir de organize suç örgütleri mensuplarını eklediler” demişti.
Erdoğan Diyarbakır konuşmasında ise “AK Parti’ye, cumhur ittifakına ve siyaset kurumuna karşı yalan ve çarpıtma üzerine kurulu bir psikolojik harekât yürütüyorlar” dedi. “Nasıl 17-25 Aralık girişiminde FETÖ’cülerin sözcülüğünü yapmışlarsa şimdi de organize suç örgütlerinden, karanlık sosyal medya mecralarından medet ummaya başladılar” diye ekledi.
Uzun uzun analiz yapmaya, yaşananlara bir ad koymak için uğraşmaya gerek yok. Her şey çok net.
17-25 Aralık’ta Erdoğan’ı tasfiye edecek diye FETÖ’yle kol kola girenlerin yeni umudu organize suç örgütleri oldu. El ele vermiş bir psikolojik harekât yürütülüyor. Peki kime karşı? Onu da mı Erdoğan söylesin? Gezi’de, 17-25 Aralık’ta, 15 Temmuz’da kime karşıysa, psikolojik harekâtı ona karşı yürütüyorlar.
Yani esas hedef Erdoğan...
KILIÇDAROĞLU’NUN İMAMOĞLU VE YAVAŞ OPERASYONU
YAZMASAM içimde ukde kalırdı. Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı adaylığında ön plana çıkan Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a karşı bir operasyon çekti. İmamoğlu ve Yavaş’ın cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgiyi soruya “Belediye başkanlarının birinci görevi halka hizmettir” karşılığını verdi. Bunun Türkçesi, “Siz belediye başkanısınız, belediye başkanı kalın. Belediye başkanı olarak seçildiniz, belediye başkanlığı yapın, cumhurbaşkanı adaylığını aklınızdan çıkarın” demektir.
İMAMOĞLU SİNEYE ÇEKER Mİ?
Cumhurbaşkanı adaylarıyla ilgili anketlerde İmamoğlu ve Yavaş, Kılıçdaroğlu’ndan çok önde çıkıyorlar. Cumhurbaşkanı adaylığını kafasına koyan Kılıçdaroğlu ise İmamoğlu ve Yavaş’ı diskalifiye etmeden cumhurbaşkanı adayı olamayacağını görüyor. O nedenle iki başkana operasyon çekiyor. Mansur Yavaş’ı bilemem ama Ekrem İmamoğlu bunu sineye çeker mi emin değilim. Hele o gün gelsin, siz İmamoğlu’nu o zaman görün.
Paylaş