Paylaş
Bugün 27 Mayıs. Ne zaman ki 27 Mayıs olsa bir hüzün kaplar içimi. Çünkü bilirim ki 27 Mayıs darbelerin anasıdır. Menderes’in idam edildiği 17 Eylül günü ise bir acı gelir oturur şu yüreğime. Yine bilirim ki 27 Mayıs’ın açtığı yoldan sadece Menderes idam edilmemiştir. Sadece Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan asılmamıştır. 27 Mayıs’ın açtığı yoldan gidenler 12 Mart’ta üç fidanı asmıştır. Eğer 27 Mayıs’ta o yol açılmasa 12 Mart’ta Deniz Gezmiş’ler idam edilemezdi. O sehpa bir kere kurulmaya görsün... 27 Mayıs’la birlikte idam sehpaları kurulmasa 12 Eylül’de ülkücü ve solcu denilerek 50 gencimiz darağacına çekilemezdi. Kenan Evren, “Adaletli olsun diye bir sağdan astık, bir soldan” derken mahkeme salonundaydım. Adaleti darağacında arayan zihniyeti orada görmüştüm. O salonda 12 Eylül’de idam edilen ülkücü Halil Esendağ’ın annesi, oğlunun kemiklerini bulamadan can veren Berfo Ana vardı.
27 MAYIS VE CHP
Gazeteci Metin Toker, 27 Mayıs günü İsmet Paşa’nın evinin önünün bayram yeri gibi olduğunu anlatır. CHP teşkilatlarından askerlerin önüne düşüp demokrat avına çıkanlar, tankların üzerine çıkıp gösteri yapanlar, askerlere çiçekler atanlar vardı. CHP’liler öyle taşkınlıklar yapıyorlardı ki darbe yönetimi İnönü’den CHP teşkilatını uyarmasını istedi.
Cemal Gürsel, 27 Mayıs’tan bir gün sonra aradığı İsmet Paşa ile konuşmaya “Size karşı kusurluyuz paşam. Hareketimizi size önceden haber vermedik” diye başlayacaktı. “Emirleriniz bizim için daima peygamber buyruğudur sayın paşam” diye bitirecekti. İsmet Paşa ise “Memleket ve millet için hayırlı bir iş yaptınız. Büyük bir iş başardınız. Mutlu ve uğurlu olmasını dilerim. Asıl başarınız için ben sizin emrinizdeyim paşa hazretleri. Sizleri anlıyorum. Ne zaman bir arzunuz olursa emrinize amadeyim” diye karşılık verecekti. İnönü’nün desteğini alan Gürsel rahatlayacaktı ama paşa yetinmeyecek, bir gün sonra Gürsel’i ziyaret edecekti. Gürsel, arkadaşlarına görüşmeyi anlatırken “İsmet Paşa gerdeğe girecek bir delikanlı kadar aceleci ve heyecanlıydı” diyecekti.
27 Mayıs’la birlikte sadece darbe geleneğinin tohumları atılmadı. “CHP artı ordu eşittir darbe” formülü o zaman doğdu. O nedenle millet bir daha CHP’yi tek başına iktidar yapmadı.
GENELKURMAY’IN ÖNÜNDE GÖRDÜĞÜM
27 Mayıs darbesi anlaşılmadan Türkiye’nin demokrasi tarihi yazılamaz. 27 Mayıs anlaşılmadan 15 Temmuz’da verilen mücadelenin büyüklüğü ortaya çıkmaz. 15 Temmuz gecesi Genelkurmay’ın önüne gittiğimde 27 Mayıs havasını sezmiştim. Genelkurmay’da bir kargaşa yaşanıyordu. Emir-komuta zincirinde olmayan bir darbenin ülkeyi nerelere sürükleyeceğinden endişe etmiştim. “Darbeciler başarılı olursa Erdoğan’a ne yaparlar” sorusu bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Çünkü 27 Mayıs’ta Menderes’e ne yaptıklarını biliyordum. Cumhurbaşkanı Erdoğan, CNN Türk’te Hande Fırat’la darbeye karşı FaceTime’dan yayın yaparken gözümün önünde Menderes’in adam sehpasındaki fotoğrafı asılı duruyordu. Demirel, “Başbakanlık koltuğuna oturduğumda karşımda Menderes’in darağacındaki fotoğrafı duruyordu” demişti. Eğer darbeciler Erdoğan’ı ele geçirse onun akıbetinin ne olacağını düşünmek bile istemiyordum. Bu ülke çok darbe gördü. Ama bu ülkede ilk kez bir darbe püskürtüldü. 15 Temmuz’dan söz ediyorum. İnsanların çıplak ayakla tanklara meydan okuduğu o tarihi günden... Darbeler başbakanları astı. Darbeler hükümetleri devirdi. Ama hakkını teslim etmek gerek, Erdoğan 15 Temmuz’da darbeyi püskürten lider olarak tarihe geçti.
27 Mayıs’ın yıldönümünde artık karşımızda sadece Menderes’in idam sehpasındaki fotoğrafı durmuyor. 15 Temmuz’la birlikte o fotoğraf değişti artık. Her darbeci koltuğa otururken artık karşısında Erdoğan’ın fotoğrafını görecek.
Paylaş