Paylaş
Bu tablo devam ederse seçimlerde belediye başkan adaylarının rakibi sadece karşı partinin belediye başkan adayı değil, aynı zamanda ekonomi olacak.
Ekonomideki dalgalanmanın etkili olduğu bu dönemde iki tarih ön plana çıktı.
Piyasalar 13 Eylül tarihinde yapılacak olan Merkez Bankası Para Politika Kurulu ile eylülün ilk yarısında açıklanacağı ifade edilen Orta Vadeli Plana kilitlendi.
Merkez Bankası’nın kararı ile ikmal yapacak olan piyasalar, OVP ile yönlerini tayin edecekler. Tabii OVP’nin tatmin edici, Merkez Bankası’nın faiz artışının da ikna edici olması koşuluyla.
Merkez Bankası’nın “Son gelişmeler dikkate alınarak eylül ayı Para Politikası Kurulu toplantısında parasal duruş yeniden şekillendirilecektir” ifadesi faiz artışı yapılacağı şeklinde yorumlanmıştı.
FAİZ ARTIŞI BEKLENİYOR
Para Politikası Kurulu öncesinde Merkez Bankası kulislerine baktığımızda bir faiz arttırımının yapılacağı öngörülüyor. Faiz artışı olup olmayacağı tartışmasının artık geride kaldığı, 13 Eylül’de faiz artırımının yapılacağı ifade ediliyor. Sorun, faiz artışının oranında düğümleniyor. Faiz arttırımına ilişkin beklentiler farklı. Anadolu Ajansı’nın faiz anketi sonuçlarına bakıldığında ekonomistler, politika faizinde en düşük 275, en yüksek 725 baz puanlık bir artış bekliyorlar.
Merkez Bankası’nın faiz silahını etkin bir şekilde kullanmak istediği anlaşılıyor. Dünya ekonomilerindeki gelişmelere, OVP’de belirlenen hedeflere ve piyasa gerçeklerine bakarak bir faiz artışı gerçekleştireceği anlaşılıyor. Faiz artışı konusunda 10 puanlık artışı önerenlerden, 3 puanlık artış olmazsa doların ateşi düşmez diyene kadar geniş bir yelpazede değerlendirmeler yapılıyor ama Merkez Bankası’nı ihtiyatlı görüyorum. Merkez Bankası’nın yüksek beklentilere göre değil, piyasa gerçeklerine göre hareket etmesini bekliyorum. Çok yüksek bir artış ya da düşük bir oran beklemiyorum. Ortalama bir faiz artışı sürpriz sayılmamalı. Ama asıl önemli olan yapılacak faiz artışının piyasalar tarafından nasıl algılanacağı olacak. Onu da doların seyrinden ölçeceğiz.
PİYASALAR OVP’Yİ BEKLİYOR
Ayrıca her şeyi Merkez Bankası’ndan beklemeyi ve yapılacak bir faiz artışı ile her şeyin düzeleceğini beklemeyi de gerçekçi bulmuyorum. Ekonomiyle ilgili olarak yaşadığımız sorun sadece Merkez Bankası’nın faiz artışıyla çözülecek gibi görülmüyor. O nedenle piyasalar nefesini tutmuş OVP’yi bekliyor. Ama bu arada Merkez Bankası’nın alacağı kararla bağımsızlığı ve piyasalar üzerindeki etkinliği test edilmiş olacak.
Ekonomide beklentilerin sürekli değiştiği bir sürecin içinden geçiyoruz. Mehmet Şimşek’in Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı olduğu 24 Haziran seçimlerinden önce Merkez Bankası’nın bağımsızlığı test ediliyordu. Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini üstlenmesiyle birlikte finans çevreleri açısından “oyunun kurallarının değişip değişmemesi” önemli hale geldi. Berat Albayrak’ın Merkez Bankası’nın bağımsızlığına yaptığı kararlı vurgu ve serbest piyasa kurallarının devam edeceğini ifade etmesiyle birlikte bu kaygı aşılmış görünüyor. Şimdi piyasalar Merkez Bankası kararını ve OVP’yi bekliyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak “Bu zamana kadarki hiçbir OVP’ye benzemeyen bir Orta Vadeli Plan açıklamış olacağız. Bu OVP ile çok sağlam bir ekonomik dönüşüm sağlamış olacağız” demiş, 10 Ağustos’ta İstanbul’da iş dünyasının temsilcilerinin de katıldığı toplantıda yeni ekonomi modelini açıklamıştı. Piyasalar açısından bir gösterge olur mu bilmiyorum ama OVP’nin bu perspektife göre hazırlandığı söyleniyor.
Piyasalar perşembe günü Merkez Bankası’nın faiz kararına, haftaya ise OVP’ye kilitlenmiş durumda. İki açıklama doların seyrini belirleyecek.
Paylaş