Paylaş
Talat Aydemir olayını ayrı tutarsak hep darbeciler kazandı.
Menderes canıyla ödedi. Demirel iki kez şapkasını alıp gitmek zorunda kaldı. Erbakan istifa etti.
Darbe çok da darbeye direnen lider olmadı.
Ta ki 15 Temmuz’a kadar.
Erdoğan, darbeye karşı direnen ilk cumhurbaşkanı oldu.
Darbelerle mücadele tarihinde ders olarak okutulacak bir mücadele verdi.
Erdoğan aynı zamanda halkı ile birlikte mücadele verip darbecileri başarısızlığa uğratan ilk cumhurbaşkanı oldu.
Şimdi 15 Temmuz’da FETÖ darbesini püskürten bir lidere çıkıp FETÖ’nün siyasi ayağı demek doğru olmuyor.
O zaman Menderes de 27 Mayıs’ın siyasi ayağı mıydı?
Demirel de 12 Mart ve 12 Eylül’ün siyasi ayağını mı oluşturuyordu?
Şimdi Erbakan’a “28 Şubat’ın siyasi ayağı” mı diyeceğiz. Bu yaklaşım darbecileri temize çıkarırken darbenin mağdurlarını kirletmeye çalışmaktan başka bir anlam taşımıyor.
Darbeyi önleyen Erdoğan’a FETÖ’nün siyasi ayağı demek,
15 Temmuz’u kontrollü darbe ilan etmek, elinde 15 Temmuz’un kanı olan FETÖ’yü aklamaktan başka bir anlamı olmaz.
Kılıçdaroğlu, darbeyi önleyen Erdoğan’ı suçlarken FETÖ’yü aklıyor.
FETÖ’CÜLER ABD GENELKURMAY BAŞKANI’NA ULAŞMAK İSTEMİŞLER
BİZDE arkasında ABD’nin parmağı olmayan darbe yok. 15 Temmuz’da ise sadece parmağı yok, kolunun tamamı var. Darbenin lideri ABD’deydi. Darbe ABD’den planlandı. Adil Öksüz son 48 saatte Pensilvanya’ya gidip, son talimatları alıp döndü. Bunlar biliniyor. Bir de bilinmeyenler var.
Darbecilerin o gece ısrarla ulaşmak istedikleri yerlerden biri de Pentagon oluyor.
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar derdest edilip Akıncı üssüne nakledildikten sonra Genelkurmay Özel Kalem’den ABD Genelkurmay Başkanı Dunford’un makamı aranıyor. Dunford’un ekibi telefonu açınca darbeciler “Rejime el koyuyoruz” mesajını veriyorlar. Darbeciler ilerleyen saatlerde tekrar arıyorlar. Bu kez ısrarla Dunford’la görüşmek istediklerini belirtiliyorlar. Karargâh not alıyor ama Dunford’u bağlamıyor. FETÖ’cüler “Sabah NATO’ya bağlı TSK mensuplarını ihraç edilecekleri bilgisini aldık. Sabaha kadar beklesek çok geç olabilirdi. Sizi uyaramadık ve istişare etme imkânımız olmadı. Elimiz çabuk tutmak zorundaydık. Biz de rejime el koyduk. Desteğinizi bekliyoruz” diyorlar.
15 Temmuz’u bulunduğu Afganistan’dan adım adım takip eden Dunford o gece darbecilerin telefonuna çıkmıyor. Ama 15 Temmuz’dan sonra karşılaştıklarında Hulusi Akar’a “Telefonlarına çıkmadım. Ama takip ettim. Seni çok merak ettim” diyor. Tabii inanırsanız.
DARBEYİ ÖNE ÇEKTİREN İKİ NEDEN
FETÖ’cüler darbeyi gece 03.00’te yapmayı planlıyorlar. Gece 03.00’te Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanlar ile Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları evlerinden nasıl alınacak, onları çalışmışlar. Ama akşam 20.23’te harekete geçiyorlar. Darbenin öne çekilmesinde iki gelişme üzerinde duruluyor.
BİNBAŞI O.K.’NIN MİT’E GİTMESİ
Saat 16.20’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan, devletin şifreli hattan haberleştiği siyah telefondan Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’i arıyor. “Kara Havacılık’tan bir ihbar var. Müsteşar yardımcısını size gönderiyorum” diyor. Yaşar Güler, hemen soluğu Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın yanında alıyor.
Kara Havacılık Komutanlığı’nda görevli pilot binbaşı O.K.’nın MİT’e giderek yaptığı ihbardan söz ediyorum. İşin ciddiyetini fark eden Hulusi Akar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı arıyor. Fidan, “İş ciddi görünüyor. Müsteşar yardımcısını size gönderdim” diyor. Ama az sonra o da Genelkurmay’a gitmek üzere yola çıkıyor.
MİT Müsteşar Yardımcısı’nın gelip gitmesi ardından MİT Müsteşarı’nın karargâha gelmesi FETÖ’cülerde “Darbe dışarı sızdı mı?” kaygısına yol açıyor.
İLHAN TALU’DAN İSTENEN BİLGİ
Saat 18.00’de Genelkurmay Başkanlığı’na giriş yapan MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’la bir araya geliyor. Fidan, “Kara Havacılık Komutanlığı’nda görevli olduğunu söyleyen bir adam geldi. ‘Beni sabah çağırdılar. Bu akşam bir faaliyet var, Hakan Fidan’ı alacağız’ dediler diyor” diye anlatıyor. Bunun üzerine Hulusi Akar, Genelkurmay Personel Başkanı İlhan Talu’yu çağırıyor. Binbaşının ve temas ettiği bir albay ile yarbayın araştırılmasını istiyor. İlhan Talu’nun ise bu talimatı araştırılması için darbecilerin beyni olan Mehmet Partigöç’e ilettiği söyleniyor. Böylece FETÖ’cüler ikinci kez “Darbe dışarı sızdı” paniği yaşıyor ve darbenin saatini öne çekiyorlar.
BİR NEDEN DAHA VAR
Binbaşı O.K. darbe ihbarında bulunmuyor ama söyledikleri doğru çıkıyor. Bunun üzerine Genelkurmay Başkanı Akar, Ankara’da hava trafiğinin durdurulması talimatını veriyor. Ancak MİT Müsteşarı Fidan’ın “Bu olay daha büyük bir olayın parçası da olabilir” demesi üzerine Hulusi Akar, harekât merkezine TSK’ya ait havada ne kadar uzak ve helikopter varsa indirilmesi, uçuşu olanların da iptal edilmesi talimatını geçiyor.
Bu da darbecilerin gece planladıkları darbeyi öne çekmelerinin bir nedeni oluyor.
İyi ki de öne çekmişler. Yoksa gece yarısı olsa herkesi uykuda teslim alabilirlerdi.
HER ŞEY GÜZEL OLACAK
İstanbul seçimlerine Berkay isimli gencin, “Her şey çok güzel olacak” sözü damgasını vuruştu. Herhangi bir imada bulunmak gibi bir düşüncem yok. Ama 15 Temmuz gecesi Mehmet Dişli’nin “Başıma geç, Kenan Evren ol” teklifine sert tepki gösteren Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar darbeciler tarafından derdest edilmişti. Hulusi Akar orada da darbecilere yaptıklarının yanlış olduğunu ve başarısız olacaklarını söylüyor. Bunun üzerine Ömer Faruk Harmancı darbe bildirisini uzatıp “Bunu okuyun, imzalayın. Her şey güzel olacak” diyor. Akar imza atmıyor ve “Kendinizi ne zannediyorsunuz, siz kimsiniz, başınız kim, kıçınız kim. Yeterince batağa saplandınız, hiç olmazsa bir erkeklik gösterip burada kesin” diye tepki gösteriyor. Tabi işin sonunda her şey güzel oluyor ama darbeciler açısından değil.
Paylaş