Kâbe’de yağmur yağınca tavafta ne yaşandı?

Mekke’ye ulaştığımızda gece yarısıydı. Kâbe karşımızda ışıl ışıl duruyordu. Karanlığın ortasında doğmuş bir ışık huzmesi gibiydi.

Haberin Devamı

Yeryüzünden göklere çıkan, göklerden insanlığa inen ilahi nurun merkezindeydi. Kâbe’ye yaklaştıkça heyecanımız arttı. Sabaha karşıydı. Sokaklardan, caddelerden bir insan seli Kâbe’ye doğru akıyordu. Kâbe’ye yaklaştıkça kalabalık iyice arttı. Kâbe’nin önüne geldiğimizde ise meydan bir gelincik tarlasını andırıyordu. Her renkten, her dilden, her milletten milyonlarca Müslüman, tavaf etmek için Kâbe’ye koşuyordu. Gruplar halinde gelenler, “Lebbeyk Allahümme lebbeyk” diyerek, tekbirler getirerek Kâbe’ye doğru yürüyordu. Kâbe’nin dışı en az içi kadar kalabalıktı. Kâbe’ye girdik. O an çok etkileyiciydi. Manevi duyguların zirveye çıktığı bir andı. Sevinç gözyaşlarını tutamayanlar vardı. Kâbe’yi görmeyi nasip ettiği için Allah’a şükredenler sesli ya da sessiz bir şekilde dua ediyordu. Işığın etrafında pervane olan kelebekler misali insanlar Kâbe’nin etrafında tavaf ediyorlardı. Sırtımızda ölümü ve kefeni hatırlatan ihramlarımız vardı, o anda dünyanın makamlarından, mevkilerinden sıyrılıyordunuz. Herkes o tavaf halkasında eşit oluyor. Habeşli bir siyahla Amerikalı beyaz bir Müslüman orada eşit olduğunu hissediyor. Bir de İslam kardeşliğini...

Haberin Devamı

KÂBE’DE YAĞMUR

Hacdaki ikinci günümüzde ise Kâbe o kadar doluydu ki yaklaşabilir miyiz acaba diye yola çıktık ama kimseyi rahatsız etmeden Kâbe’nin yanına kadar yaklaşabildik. Çünkü biz Kâbe’ye girince yağmur yağmaya başladı. Kâbe’nin etrafı açıldı, biz o yağmur altında tavaf etmeye başladık. Yüz binlerce Müslüman yağan yağmurla ıslandık, yağan yağmur altında Kâbe’nin etrafında döndük, döndük. Hem de ne dönme... Çöl sıcağında düşen yağmuru düşünün. Hem de bu Kâbe’nin etrafında tavaf ederken yağıyorsa... Yağmur taneleri düştükçe Kâbe’nin üzerindeki kuşlar sesler çıkararak havalandı, onların seslerine tekbirler karıştı. Yağan yağmurla birlikte gözyaşlarını tutamayan kadınlar gördüm. Günlük hayatın sıkıntılarından olsa gerek, tavaf ederken yağan yağmurların ruhumdaki kirleri, pasları temizlediğini düşündüm. Manevi bir hava oluştu. Ruhum dinlendi. Daha önceki bir haccım sırasında da yağmur yağmıştı. Afrika’nın siyahi çocuklarla küçük bir naylonun altında tavaf etmiştik. “İslam kardeşliği işte bu” demiştim.

Haberin Devamı

KÂBE’NİN İÇİNDE  NE HİSSETMİŞTİM?

Kâbe’nin içi... Her ziyaretinde Kâbe’nin içine girip dua etmek isterdim. Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığı sırasında geldiğimiz umre ziyareti sırasında Türk heyetine Kâbe’yi açmışlardı. Kâbe’nin içine girmek tarifi imkânsız bir duygu. Dört köşesinde namaz kılıp dua etmiştim. Tavaf yaptıktan sonra Kâbe’yi seyretmek için üste çıktım. Kâbe’ye tepeden bakan saat kulesinden ve yüksek katlı Zemzem Towers’tan ne kadar rahatsız olduğumu söylemeye gerek yok. Bir zamanlar orada Türk tarihinden izler taşıyan Ecyad Kalesi vardı. O zaman fotoğraflarını çekmiştim. Şimdi onun yerine lüks oteller yapılmış. Rant bir kez daha tarihi değerlerimize galip gelmiş. Mekke’de dahi olsa...

Haberin Devamı

MÜSLÜMANLAR BİRBİRİNİ NEDEN KATLEDİYOR?

Kâbe’de tavaf eden Müslümanları seyrederken, ibadet etmek için Kâbe’ye koşan Müslümanları izlerken, “Aynı Müslümanlar Irak’ta, Suriye’de, Mısır’da, Libya’da, Afganistan’da birbiriyle savaşıyor. Bu ne yaman bir çelişki...” diye düşünmeden edemedim. Galiba İslam dünyası özgür rejimler tarafından yönetilmedikçe biz Kâbe’de tavaf edip, değişik İslam coğrafyalarında birbirimizi katletmeye devam edeceğiz. Ne acı...

SUUDİ KADIN GÖREVLİLER

Bu arada hac vesilesiyle bazı gözlemlerimi paylaşmak isterim. Suudi Arabistan’daki kadınlara yönelik açılım politikası kendini hissettirmeye başlamış. Cidde havaalanında pasaport kontrolünde kadın görevli sayısı arttırılmıştı. Hani meşhur bir video var ya, Suudi kadın görevli pasaport kontrolünde Türkçe yardımcı oluyor. Kadın görevli bizimle Türkçe konuşmadı ama herhalde pasaporttan en hızlı geçişimiz oldu. Kadın eli değince başka oluyor. Suudi Arabistan’da dahi... Pasaport kontrolünde parmak izi alırken, kadın görevli elektronik okutucuya elleriyle elinizi bastırıyor. Suudi Arabistan’da bir kadının elini erkeğin eline değdirmesi düşünülemez. Baktım şeffaf bir eldiven takıyorlar. Suudi kadınlar kısa bir süre önce araba kullanma özgürlüğüne sahip oldu. “Bu çağda mı?” demeyin. Önemli bir değişime yol açmış. Mekke ve Medine’de değil ama Cidde ve Riyad’da hızla yaygınlaşıyormuş. Suudi kadınlar sevmiş bu ili. Suudi Arabistan’da bir de cıs konular var. Hem de ne cıs... Cemal Kaşıkçı olayı gibi. Aman ben yazmadım, siz duymadınız.

Haberin Devamı

ÇEVRE DUYARLILIĞI

Bu arada Türk hacılarının yine en düzenli grup olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Diyanet bu kez hacda bir farkındalık çalışması yapıyor. Emine Erdoğan’ın başlattığı “Sıfır Atık” projesi “sıfır atık, sıfır israf” olarak hayata geçirilmiş. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 80 bin hacı adayına “hac yolculuğu ve çevre ahlakı” broşürünün verildiğini anlattı. Türk hacılara bir dua kitabı yanında bir de çevre kitabı veriliyor. Söz konusu çevre temizliği olunca, Türkiye’de bir ihtiyaçsa hacda bin ihtiyaç. Temizlik çok temel bir sorun. Hz. Muhammed’e peygamberliğin geldiği ve Mekke’den Medine’ye hicret ederken saklandığı Sevr ve Hira’yı ziyaret eden Türk hacılar çevredeki çöpleri toplayınca diğer ülke hacıları da onlara eşlik etmiş. Çevre bilinci böyle oluşuyor.

 

Yazarın Tüm Yazıları