Paylaş
Liderler birbirini FETÖ’nün siyasi ayağı olmakla suçlarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında 500 bin liralık tazminat davası açtı.
AK Parti, FETÖ’nün siyasi ayağı tartışması üzerinden askeri vesayetin yeniden güçlenmeye çalıştığı kanaatinde. İlker Başbuğ ve Kılıçdaroğlu’nun aynı merkez tarafından harekete geçirildiğine inanıyorlar. Askeri vesayet yeniden güçlenmek için hamle yaparken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ne pahasına olursa olursun mücadele etmekte kararlı olduğu anlaşılıyor. Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimine karşı direnen, 27 Nisan e-muhtırasını geriye çeviren ve darbelerin yargılanmasını sağlayan lider.
FETÖ’nün siyasi ayağıyla ilgili tartışma, yeni bir siyasi iklimin oluşmasına neden oldu. Rejim tartışması yeniden gündeme geldi. Askeri vesayetle mücadele yeniden gündem maddesi oldu. Hem bu iklim hem de Pentagon bağlantılı ABD düşünce kuruluşu RAND Corporation’ın Türkiye raporunda yer alan “TSK’nın orta seviyedeki askerlerinin mevcut komutadan rahatsız oldukları, bu rahatsızlığın bir darbe girişimine dahi yol açabileceği, Erdoğan’ın da bu tehlikeyi ciddiye aldığı” yönündeki ifadeler nedeniyle darbe tartışmaları yaşanmaya başladı. Darbenin konuşulmasını dahi tehlikeli buluyor ve bundan utanç duyuyorum.
CHP “Haberimiz yoktu” diyor ama askeri mahkemelerle ilgili düzenleme CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın 23 Haziran 2009 tarihinde yaptığı çağrı üzerine başlıyor. O sırada AK Parti, 12 Eylül darbesini yapanların yargılanması için Anayasa’nın geçici 15. maddesinin değiştirilmesini gündeme getirmiş. Baykal, CHP grubunda Erdoğan’a “Eğer 12 Eylül’le ilgili bir hesaplaşma istiyorsa elini tutan mı var? Anayasa’nın 15. maddesini getirsin değiştirelim” diye meydan okuyor. Baykal’ın çağrısı Erdoğan’a soruluyor. Başbakan, “Ciddilerse grup başkanvekillerimiz görüşsün. Bize sulu şaka yapmasınlar, biz sulu şakayı sevmeyiz” diye karşılık veriyor. Baykal, “Başbakan’ın sözlerini üzüntüyle karşıladım. Başbakan’ın buna sululuk demeye hakkı yok” diye karşılık veriyor. “Grup başkanvekillerimiz randevu aldılar. Bu konudaki kararlılığımızı resmen ifade ediyorlar” diye ilave ediyor. Böylece 25 Haziran günü süreç başlıyor.
Saat saat o günün hikâyesini aktarıyorum.
11.00: CHP grup başkanvekilleri Kemal Kılıçdaroğlu ve Hakkı Süha Okay, AK Parti grup başkanvekilleri Bekir Bozdağ ve Mustafa Elitaş’ı ziyaret ediyorlar. AK Parti geçici 15. maddenin değişmesi önerisini getiriyor. CHP grup başkanvekilleri ile Baykal’ın önerisi doğrultusunda 12 Eylül’le hesaplaşma ve bundan sonra darbelerin olmaması adına daha geniş düzenlemeler yapılmasını istiyor.
13.00: Adalet Bakanı Sadullah Ergin, CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay ve MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır’ı ziyaret ederek, AB ilerleme raporunda sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasına yönelik eleştiriler olduğunu belirtip bir düzenleme yapılmasına ihtiyaç duyulduğunu anlatıyor.
13.30: Danışma kurulu, Meclis Başkanı Köksal Toptan’ın başkanlığında toplanıyor. Toplantıya AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır ve DTP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız katılıyor. İlgili tasarının öne çekilmesi kararı alınıyor.
19.30: Adalet Bakanı Sadullah Ergin önergeyi incelemeleri üzerine muhalefet partilerine sunuyor. CHP’li Hakkı Süha Okay, Şahin Mengü, Kemal Anadol ve Ali Rıza Öztürk teklifi inceliyor.
20.00: Sadullah Ergin, Ahmet İyimaya, Bekir Bozdağ, Hakkı Süha Okay ve Mehmet Şandır yarım saat süren bir görüşme yapıyorlar. Bugün CHP’nin itiraz ettiği CMK’nın 250. maddesinde yer alan “hali dahil” ibaresinin yerine “halinde” kelimesinin konulması orada kararlaştırılıyor.
23.45’te kanun tasarısı üzerindeki görüşmeler başlıyor.
26 Haziran 00.50’de ise şimdi gündemde olan maddenin görüşülmesine geçiliyor.
Gruplar adına kimse söz almıyor. Şahsı adına söz alan olmuyor, önerge verilmiyor. “Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir” denilerek değişiklik kabul ediliyor. Yasanın tümü oylanmadan önce ise MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural’ın önerisi üzerine maddenin “özne”si yeniden düzenleniyor.
Yasa kabul ediliyor. Demokratikleşme adına önemli bir adım atılıyor. Baykal bu süreçlerin tamamının içinde yer alıyor. Çünkü grup başkanvekilleri, Baykal’ı düzenli olarak bilgilendiriyor. Ancak ne zaman ki iyi saatte olsunlar devreye giriyor, o zaman CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, üç gün sonra yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını açıklıyor.
1994 YILINDA ÖNCE SHP TEKLİF ETMİŞ
Bugün CHP’nin şiddetle itiraz ettiği, hatta Anayasa Mahkemesi’ne götürerek iptal ettirdiği askeri mahkemelerle ilgili teklifi SHP’nin verdiği ortaya çıktı. Daha sonra CHP adını alan SHP’den 25 milletvekilinin imzasını taşıyan kanun teklifi 7 Nisan 1994 tarihinde Meclis’e sunulmuş. SHP’lilerin kanun teklifi AK Parti ve CHP’nin oylarıyla kabul edilen değişiklikten daha geniş düzenlemeleri içeriyor.
Askeri Ceza Kanunu’nun 56, 57 ve 148’inci maddeleri; TCK’nın 153, 155 ve 161. maddeleri ile Askeri Mahkemelerin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Kanunu’nun 11. maddesinin değiştirilmesini içeriyor.
6 maddelik değişikliğin gerekçesinde sivil kişilerin askeri mahkemelerde yargılanamayacağı belirtiliyor. Ayrıca yapılan bazı yayınlardan ve yazılardan dolayı sivil şahısların “halkı askerlikten soğutma” ya da “milli mukavemeti kırma” ve “milli güvenliği tehdit” adı altında askeri mahkemelerde yargılanmasının yanlışlığına dikkat çekiliyor.
Mümtaz Soysal, Aydın Güven Gürkan, Ercan Karakaş gibi isimlerin imzaladığı teklifin altında yer alan 25 milletvekilinin isimleri şunlar:
Şahin Ulusoy, Mustafa Yılmaz (Malatya), Ali Tutu, Cemalettin Gürbüz, Ercan Karakaş, Mehmet Alp, Adnan Ekmen, Sinan Yerlikaya, Mustafa Yılmaz (Gaziantep) Aydın Güven Gürkan, Nihat Matkap, İbrahim Gürsoy, Mümtaz Soysal, Atilla Hun, Zeki Nacitarhan, Salman Kaya, Şaban Yavuz, Bahattin Alagöz, Güler İleri, Mustafa Kul, Ali Uyar, Esat Canan, Hilmi Yükselen, Atilla Mutman, Ural Köklü.
Paylaş