Paylaş
Anayasa’nın 127. maddesi yerel seçimlerin 5 yılda bir yapılacağını düzenliyor. Anayasa’nın 67. maddesi ise “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz” diyor. 28 Mart 2018 tarihine kadar Anayasa değişikliği yapılsaydı, bu hükmün dışında kalıyordu.
Ama bir fark var. 2019 yılı kasım ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimi için bir yıl şartı yok. 16 Nisan referandumunda kabul edilen Anayasa değişikliğinde geçici 21. madde ile 1 yıl şartı kaldırıldı. Anayasal durumu netleştirme adına yazdım, bundan erken seçime gidileceği anlamı çıkarılmasın.
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta İstanbul il teşkilatıyla toplantısında, ”Açık açık söylüyorum, erken seçim yok. Martta yerel seçimler, kasımda Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler yapılacak” diyor.
Burada dikkat çekmek istediğim başka bir nokta var. O da İstanbul seçimleri. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ”İstanbul’u kaybedersek Türkiye’yi kaybederiz” dediği hayati seçimler. Çünkü siyasetin önünde 1989 seçimleri duruyor. ANAP, İstanbul ve Ankara’yı kaybedince gerileme sürecine girmişti. Tersi de oluyor, ‘İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanıyor’. Erdoğan, 1994 seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanarak çıktı bu siyasi yolculuğa. Önce İstanbul’da iktidar oldu, sonra Türkiye’de. Erdoğan’ı Türk siyasetine taşıyan İstanbul oldu. O nedenle Erdoğan, İstanbul seçimlerine şimdiden hazırlanıyor. “Ben ilçe başkanlıklarına kadar ilgileniyorum. Siz de çalışacaksınız” diye uyarması boşuna değil. İstanbul’da tam saha pres başladı. Başbakan Binali Yıldırım Küçükçekmece ve Arnavutköy ilçe kongrelerine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Bağcılar, Güngören ve Beyoğlu ilçe kongrelerinde konuştu.
İSTANBUL SONUÇLARI
İstanbul’un ilginç bir özelliği var. AK Parti 28 Mart yerel seçimlerinde yüzde 47 ile Türkiye ortalamasının üzerinde bir oy aldı. 7 Haziran’da yüzde 40.9, 1 Kasım’da 48.7 ile Türkiye ortalamasına yaklaştı. 7 Haziran’da yüzde 12.4, 1 Kasım’da yüzde 10 alan HDP ile, 7 Haziran’da yüzde 11, 1 Kasım’da yüzde 8.5 alan MHP seçmenlerinin ilginç bir eğilimi ortaya çıktı. Yerel seçimde 4.8 alan HDP’nin, 4.0 alan MHP’nin oylarının önemli ölçüde AK Parti’ye, kısmen CHP’ye gittiği görülüyor. İstanbul’daki muhafazakâr Kürtler ve Anadolu milliyetçileri yerel seçimlerde ağırlıklı olarak AK Parti’yi destekliyor. Ama genel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde partilerine dönüyor. Bu birinci gösterge. İkincisi ise 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan 49.8 oranında oy aldı, 16 Nisan referandumunda ise evet oylarının oranı 48.6’da kaldı. İstanbul bir sinyal veriyor. Hani İzmir için yaşam tarzı seçmen eğilimlerinde belirleyici olur diye bir ön kabul var ya, bir süredir farklı bir İstanbul kimliği doğuyor. İstanbul sonuçlarını iyi okumak ve İstanbul’u anlamak gerekiyor. Erdoğan bunu gördü.
İTTİFAKIN ETKİSİ
AK Parti-MHP ittifakı ile yerel seçimlerde ilk kez gözleyeceğimiz bir faktör ortaya çıktı. Antalya, Adana, Mersin, Balıkesir, Manisa gibi iller üzerinde duruluyor. Ama asıl İstanbul ve Ankara üzerinde odaklanmak gerekiyor. Yerel seçimlere her iki parti ayrı ayrı girecek. Erdoğan sandıkta gönüllü bir ittifakın yaşanabileceği düşüncesinde. İttifakla ilgili yerel seçimlere dönük değerlendirmeleri erken buluyor, ”Hele 2018’i bir geçirelim” diyor. Ama ittifakın tabanda tuttuğu kanaatinde. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Cumhur ittifakı Anadolu’da tuttu. Anadolu’da insanlar bir eliyle MHP’nin işaretini yapıyor, diğer eliyle bizim işaretimizi yapıyorlar” diye konuşuyor. İstanbul seçimlerinde adaylar ortaya çıkmadan bir değerlendirme yapmak için erken. Çünkü İstanbul’da aday önemli. Ayrıca AK Parti MHP ittifakının İstanbul’da Kürt ve milliyetçi seçmenleri nasıl etkileyeceği şimdiden merak konusu.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş