Paylaş
Siyasi rekabet olur ama siyasi rekabet uğruna gerçekler çarpıtılmaz. Erdoğan, Erbakan’ı hapse attırmak için uğraşmadı tam aksine Erbakan’ın hapse girmesini önleyen yasayı çıkardı.
KARAMOLLAOĞLU KİMİN YANINDA YER ALDI
Ama Temel Karamollaoğlu, Erbakan’ı hapse girmekten kurtaran Erdoğan’ı değil, Erbakan’ın hapse girmesini önleyen yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunan Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekledi.
Erbakan’ın hapis cezası aldığı dönem 28 Şubatçıların güçlü olduğu bir dönemdi. Erbakan’ın evinin polis tarafından çevrildiği, Erbakan’ı hapis cezasından kurtarmak için yasal değişikliklerin yapıldığı günlerde çok zorlu bir mücadele veriliyordu. O mücadeleyi veren Erdoğan’dı. Bir değerlendirme yapmak için o dönemi, o günün şartlarını iyi anlamak gerekiyor. Zamanın ruhu önemli.
AK PARTİ’NİN İLK DÖNEMİ
28 Şubat sürecinde darbeci askerler ile militan yargı eşgüdüm içinde çalışıyorlardı. Refah Partisi, 16 Ocak 1998’de kapatıldıktan sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Erbakan aleyhinde kayıp trilyon davası açtı.
Refah Partisi’nin sunduğu belgeler dikkate alınmadan Erbakan, belgede sahtecilik yapma iddiasıyla 6 Mayıs 2002 tarihinde Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 2 yıl 4 ay hapse mahkûm edildi. O zaman AK Parti iktidarda değildi.
ALTINOLUK’TA ALMAYA KALKIŞTILAR
Erbakan’la ilgili sıkıntılı günler o tarihten sonra başladı. Erbakan hocayı almak için ilk girişim, daha hukuki süreç devam ederken 2001 yılında Altınoluk’ta yaşandı. Erbakan’ı Jandarma marifetiyle almaya kalkıştılar.
EVİNE POLİS GÖNDERİLDİ
O dönemin tanıkları ile konuştum.Temel Karamollaoğlu’nun sözünü ettiği olay 2006’da değil 22 Aralık 2003’te cereyan ediyor.
Polisin Erbakan’ı almak için Balgat’taki evine gittiği haberi AK Parti’ye bomba gibi düştü. O zaman Başbakan olan Erdoğan, “Böyle bir şey olur mu?” diyerek tepki gösterdi. İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu’ya derhal polislerin çekilmesi talimatını verdi.
İçişleri Bakanı Aksu’nun polisin Erbakan’ın evine gittiğinden haberi yoktu. Aksu polisi çekerken, işin aslı ortaya çıktı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın infazın gerçekleşmesi için yazdığı talimat üzerine polisin gittiği anlaşıldı. Temel Bey, Erdoğan, Erbakan’ın evinin etrafını polis tarafından kuşattırmadı.
Tam aksine haberi olduğu anda sert bir şekilde tepki gösterip polisi çektiği gibi Erbakan’ın hapse girmesini önleyen yasal düzenlemeyi yaptı.
Hem de Sezer’in vetosuna rağmen ikinci kez çıkardı. Erbakan’ın evinin etrafının polis tarafından kuşatılması Erdoğan’ın işi gibi bir algı oluşturmak vicdanlara sığmaz.
Bunun üzerine Erbakan’ın hapse girmemesi için çareler aranmaya başlandı. 4 kez hastane raporu alınarak Erbakan’ın hapse girmesi önlendi. Ama bu nihai çözüm değildi. Peki çözüm için ne yapıldı? Bu konuya geçmeden önce o zamanlar Türkiye’deki hakim olan havayı yansıtmak istiyorum.
EMİNE ERDOĞAN’I GATA’YA ALMADILAR
AK Parti iktidar olmuştu ama 28 Şubat’ın ruhu devam ediyordu.
Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Nejat Uygur’u ziyaret etmek istemiş ancak başörtülü diye GATA’ya alınmamıştı.
Başbakan Abdullah Gül’e, MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç, “Yerinde olsam karının örtüsünü çıkarırım” diyebilmişti. Bir general kendinde Başbakan’a bunu söyleme cüretini bulmuştu.
AK Parti iktidar olmuştu ama asker hükümeti devirmek için fırsat kolluyordu. Ankara’nın değişik menfezlerinde darbe toplantıları yapılıyor, yargı iktidarın başında Demokles’in kılıcı gibi sallanıyordu. Eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in deyimiyle, “Denetimli serbestlik altında” siyaset yapıldığı günlerdi.
BAŞBAKAN’IN EVİNİN ÜSTÜNDE SAVAŞ UÇAĞI UÇURDULAR
Tarih 27 Ekim 2004’tü. MGK toplantısı öncesiydi. Başbakan Erdoğan, Subayevleri’ndeki evinden çıkmak üzereydi. Başbakan’ın evinin üzerinde savaş uçağı uçuruldu. Savaş uçağı Başbakan’ın evinin az ötesindeki caminin minaresinin alemini düşürdü. Erdoğan evinden çıktı, camide inceleme yaptı. Oradan MGK toplantısına gitti.
‘KES ULAN’
2003 yılı ağustos ayıydı. Hava Kuvvetleri Komutanı Cumhur Asparuk, irtica gerekçesiyle hükümeti sıkıştırmaya çalışıyordu. Erdoğan, “Kes ulan” diye bağırdı. Asparuk susmak zorunda kaldı. Böylece Başbakanların hesaba çekildiği MGK toplantılarından Başbakan’ın, generallere haddini bildirdiği bir döneme geçildi.
Genelkurmay İstihbarat eski Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin anlatmıştı.
“2007 şurasıydı. İrtica konulu sunum yapılıyordu. Başbakan, ‘Size geçen sene de söyledim (2006 YAŞ toplantısı). Beni, bana mı şikâyet ediyorsunuz? Bunlar sizin işiniz değil. Beni bunlarla mı sıkıştırmaya çalışıyorsunuz’ dedi. Toplantıyı terk etti.”
27 NİSAN E-MUHTIRASI
Erbakan’ın hapse girmesinin doktor raporlarıyla önlenmeye çalışıldığı dönem öyle bir dönemdi ki, 28 Şubat ruhu üst üste hamleler yapıyordu. Cumhuriyet mitingleri düzenleniyor, hükümeti devirmek için 27 Nisan e-muhtırası veriliyor, Cumhurbaşkanlığı seçimini önlemek için aynı gün Anayasa Mahkemesi’nden 367 kararı çıkarılıyordu.
Eğer AK Parti kapatılsa Erdoğan siyasi yasaklı olacaktı. Bu mücadele bitmedi. 17-25 Aralık’ta Başbakan’ın oğlunu almak istediler, 15 Temmuz’da ise Başbakan’ın kellesini almaya çalıştılar.
ERBAKAN’I HAPİSTEN KURTARDI
Recai Kutan, Şeref Malkoç, Bülent Arınç, Abdullah Gül, Abdulkadir Aksu, Cemil Çiçek, Sadullah Ergin, Hasan Kalyoncu o günlerin tanığıdır. Erdoğan’ın partisini kapatıp, kendisini hapse attırmak istedikleri bir dönemde Erdoğan, Erbakan’ı hapisten kurtarmak için gereken her türlü mücadeleyi verdi, yasa çıkardı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, veto etti. Erdoğan tekrar çıkardı. Bunun üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne müracaat etti. Bu sırada yasal değişiklik sonucunda Erbakan’ın cezası 26 Mayıs 2008 tarihinde ev hapsine çevrildi. Abdullah Gül cumhurbaşkanı seçilince 19 Ağustos 2008 tarihinde Erbakan’ın cezasını affetti.
Erdoğan, Erbakan’ı hapis cezasından kurtarırken Temel Karamollaoğlu kimin yanında yer aldı? Erbakan için çıkarılan kanun iptal edilsin diye Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında yer aldı.
Paylaş