Ekonomi nereye gidiyor, faiz artırımı olacak mı?

Erdoğan’ın ekonomi yönetimine verdiği bu güçlü destek, piyasalar açısından bir gösterge oldu. Mehmet Şimşek ile yeni ekonomi yönetiminin arkasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tam desteğinin olduğu anlaşıldı.

YUMUŞAK GEÇİŞ

Ekonominin yüzde 50’si güvendir, denilir. Uluslararası piyasalar da bu mesajı almış olmalı ki yabancı yatırımcılar Türkiye’ye gelerek görüşmeler yapmaya başladılar. Ayrıca ekonomi programı açıklandıktan sonra Mehmet Şimşek yurtdışında yabancı yatırımcılarla bir araya gelecek. Ama bu daha başlangıç. Şimşek göreve başlarken, “zaman ve sabır” telkin etmişti. Haklı. Önünde 5 yıl genel seçim olmadan ülkeyi yönetecek olan bir iktidar var. Tuğla üstüne tuğla konulacak. Yeni ekonomi yönetiminin, yumuşak bir geçişten yana olduğu ifade ediliyor.

RASYONEL ZEMİNE DÖNÜŞ BAŞLADI

Bu süreç başladı zaten. Dolardaki yükseliş piyasa kuralları çerçevesinde seyrediyor. Ekonomide rasyonel zemine dönüş başladı. Önümüzdeki hafta yeni ekonomi yönetiminin test edilecek bir faiz kararı var. Perşembe günü Merkez Bankası Para Politikaları Kurulu toplanacak. Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkal ilk kez Para Politikası Kurulu toplantısına başkanlık edecek. Piyasalarda uçuk kaçık şeyler konuşuluyor. Kimi bir anda faizleri yüzde 8 seviyesinden yüzde 20’lere çıkarıyor, kimi 25’leri konuşuyor. Bu doğru bir yaklaşım değil. Yeni yönetimin inandırıcılığını yok etmek için yapılan bir manipülasyon.

ARTIŞ BEKLENİYOR

Perşembe günü faiz artırımı bekliyorum. Ayrıca hem bu ay hem de önümüzdeki ay ciddi bir faiz artırımı yapılması gerektiğine inanıyorum. Ama bir anda yüzde 20’leri, yüzde 25’leri öngörmüyorum.

PİYASALARA MESAJ

Mehmet Şimşek’in zaman ve sabır telkin etmesinden ve yumuşak geçişten bunu anlıyorum. Perşembe günü ciddi oranda bir faiz artışı olacak. Böylece ulusal ve uluslararası piyasalara, reel ekonominin gereği neyse o yapılıyor mesajı verilecek. Ama piyasalara bir şok yaşatılmayacak diye düşünüyorum.

İMAMOĞLU: ‘KILIÇDAROĞLU İLE YARIŞMAYACAĞIM’

SEÇİM yenilgisinin ardından ilk başkaldıran Ekrem İmamoğlu oldu. İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu tam 3 kez görüştüler. Bu hafta dördüncü kez bir araya gelmeleri bekleniyor.

Ekrem İmamoğlu Ankara’yı suyolu yaptı ama Mansur Yavaş’ın Ankara’da olmasına rağmen Kılıçdaroğlu ile bir teması olmadı.

YAVAŞ İLE KILIÇDAROĞLU

 Kılıçdaroğlu’nun seçim yenilgisinden herkesi sorumlu tutan açıklamasından sonra Mansur Yavaş, “En negatif aday Kılıçdaroğlu” anketini beğenerek tepkisini ortaya koydu. O ankette “Kılıçdaroğlu’na oy vermem” diyenlerin oranı yüzde 66 çıkarken, “Oy veririm” diyenlerin oranı yüzde 34 çıkıyor. Ama “Mansur Yavaş’a oy vermem” diyenler yüzde 47’e kalırken “Oy veririm” diyenlerin oranı yüzde 53 çıkıyor. Mansur Yavaş böylece “Ben aday gösterilsem seçilirdim” diyor. Yavaş ile Kılıçdaroğlu’nun arasına bir süredir kara kedi girmiş durumda. Görüşmüyorlar.

İSTİKŞAFİ GÖRÜŞMELER

Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu arasındaki görüşmeler ise sonuçsuz kalan, “istikşafi görüşmeler”e dönmüş durumda. Türkiye ile Yunanistan arasında olduğu gibi. 7 Haziran seçimlerinden sonra AK Parti ile CHP arasında yapıldığı gibi.

İMAMOĞLU’NUN STRATEJİSİ

Ekrem İmamoğlu, ilk günden itibaren partide bir değişimin gerektiğini savunuyor. Kılıçdaroğlu’nun çekilmesini istiyor, değişime liderlik yapabileceğini söylüyor. Ahlatlıbel’deki toplantıda bu nedenle aralarında gerginlik yaşandığı söyleniyor.

Ekrem İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nun çekilmesini ve partiyi kendisine teslim etmesini istiyor. Kılıçdaroğlu ise İstanbul seçimlerine girip yeniden kazanmasını, bu arada Belediye Meclisi’nde de çoğunluğu elde etmesini öneriyor.

İSTANBUL SEÇİMLERİ TEHLİKEDE

Ekrem İmamoğlu ise partide değişim olmazsa yerel seçimlerin de tehlikede olduğunu iddia ediyor. Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayımız sensin, git seçimleri kazan, ondan sonra partideki değişimi konuşalım, diyor.

Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu’nun seçim başarısızlığını bir fırsata dönüştürmek ve seçim yenilgisinden bir zafer çıkarmak peşinde olduğunu düşünüyor.

CHP Genel Merkezi’nde İmamoğlu’nun İstanbul’a odaklanmadığı ve kalıcı bir eser ortaya koyamadığı için seçimleri kaybetme riskinin olduğu düşüncesi hâkim.

PIRILTISINI KAYBETTİ

Ekrem İmamoğlu sadece CHP oylarıyla değil, HDP ve İYİ Parti oyları artı AK Parti’nin yanlışları sonucunda seçimi kazanmıştı. Şimdi İYİ Parti ve HDP desteğinin devam edip etmeyeceği belli değil. Ayrıca İmamoğlu, eski pırıltısını kaybetti. Cumhurbaşkanlığı ve CHP Genel Başkanlığı peşinde koşan, İstanbul’a hizmet etmeyen bir belediye başkanı profili çizdi. İstanbul’daki toplantıda CHP’li ilçe belediye başkanları, “İstanbul’a odaklan” diye uyarmışlar.

İSTANBUL’U KAYBETME KORKUSU

Kılıçdaroğlu ile görüşmesinin perde arkasına bakınca Ekrem İmamoğlu’nu da ciddi bir şekilde İstanbul’u kaybetme korkusunun sardığı anlaşılıyor. Şimdiden faturasını Kılıçdaroğlu’na çıkarmaya çalışıyor. Ahlatlıbel’deki görüşmede, “Partide değişim olmazsa İstanbul’u kaybedebiliriz” demiş. İstanbul’u yöneten sensin, o zaman İstanbul’u kazanacak olan da sensin. Sen İstanbul’a hizmet etme, seçimi kaybet, onun sorumlusu da Kılıçdaroğlu mu olacak?

Kılıçdaroğlu da bunun üzerine bir rapor hazırlamasını istemiş. İnşallah, seçimlerden sonra hazırlatıp Kılıçdaroğlu’nu “Jet Fadıl”a benzettikleri çalışmaya benzemez.

İMAMOĞLU’NUN YUMUŞAK KARNI

Bu arada Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu’nun yumuşak karnını tespit etmiş durumda. İmamoğlu, yeterince cesur değil. Kılıçdaroğlu ile kurultay yarışına girip kongrede onu yenerek genel başkan olma peşinde değil.

Birincisi, bu delege yapısıyla Kılıçdaroğlu’nu yeneceğine güvenmiyor.

İkincisi ise siyasi hayatı boyunca fırsatlar kendisine hep altın tepsi içinde sunulduğu için, “Kılıçdaroğlu çekilsin, ben kurtarıcı olarak CHP’nin başına geçeyim” düşüncesinde.

BÜLENT KUŞOĞLU’NU İZLE

Kılıçdaroğlu bunun farkında. CHP’de kendisine en yakın isim olan Bülent Kuşoğlu aracılığıyla, Ekrem İmamoğlu’na, “Kurultaya girer, yarışır” mesajını verdi. CHP’de Kılıçdaroğlu’nun ne yapacağını anlamak için Bülent Kuşoğlu’nu takip edin. Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olduğunu ilk o açıklamıştı. 6’lı Masa’dan Kılıçdaroğlu’nun adaylığı çıkmazsa Millet İttifakı’nın dağılacağı tehdidini ilk o yapmıştı. Bülent Kuşoğlu’nun attığı oklar hedefine ulaştı. Şimdi de Ekrem İmamoğlu’na, yüreğin yetiyorsa kurultayda aday ol diye meydan okuyor.

YARIŞA GİRECEK Mİ?

Peki İmamoğlu bunu göze alabilecek mi? Yakın çevresine, “Kılıçdaroğlu ile bir yarışa girmeyeceğim” dediği ifade ediliyor.