Paylaş
Yerli ve yabancı yatırımcı gözlerini 31 Mart’a çevirmiş durumda. Seçim sonuçları, siyasi istikrar açısından önemli bir gösterge olacak. Ama 2023 yılına kadar seçim olmayacağı için, iktidarın yeni döneme ilişkin yerli ve yabancı yatırımcıya yol haritası sunması gerekecek. O nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın balkon konuşması sadece içeride değil, dışarıda da dikkatle takip edilecek.
Bugün izninizle siyasi gelişmeler ara verip ekonomi kulislerini yazmak istiyorum. Çünkü seçimler yaklaştıkça yabancı sermayenin ziyaretleri arttı. Seçimlerden sonraki yatırım iklimini görmek istiyorlar. Ama bir yandan da beklentilerine dair mesajlar veriyorlar.
1) Uzun vadeli yapısal düzenlemelerin yapıldığı bir döneme geçilmesini istiyorlar. 2023 yılına kadar seçim olmaması, Türkiye’ye yapısal düzenlemeleri yapma imkânını sunuyor.
2) Türkiye cephesindeki risklerin azaltılması gerekiyor. İnşaat ve enerji odaklı büyümeden daha rekabetçi ve uzun vadeli bir modele geçilmesi, ihracatta bir üst lige sıçrama yapılması isteniyor.
3) Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, mali disiplinden vazgeçilmeyeceğini söylüyor. Yabancı sermaye, önümüzdeki dönemde harcamalarla maliyetlerin nasıl dengeleneceğini görmek istiyor.
4) Yeni dönemde özel sektörün borçlanmasının nasıl düzenlendiği görülmek isteniyor.
5) İstihdama dair alınacak önlemler yabancı yatırımcı açısından da önemli bir gösterge olacak.
İşin özü, yerli ve yabancı sermaye açısından en önemli gösterge öngörülebilir olmak. Yatırımcı yerel seçimlerden sonra 4-4.5 yıl içerisinde bir daha seçim olacak mı olmayacak mı onu görmek istiyor.
Heybenin bizim açımızdan bir de dolu tarafı var. Yabancı yatırımcılar, Türkiye’nin yaşanan sıra dışı şoklara direnç gösterdiğinin altını çiziyorlar. Bir ekonomik ve siyasi kaos yaşanmadığını belirtiyorlar. Hasar almamıza rağmen ekonominin şoklara karşı güven testini geçtiğimizi ifade ediyorlar. “Güçlü liderliğiniz ve ekonomideki tek seslilik sayesinde geminin su alması önlendi” diyorlar.
DOLARIN DURUMU
Şimdi gelelim herkesin merakla
beklediği sorunun yanıtına. Yok yok, “Ne olacak bu memleketin hali?” demeyeceğim. Ama “Ne olacak bu doların durumu?” diye soracağım.
Biz CHP’deki tespit sürecini izlerken ABD’de FED genişleme kararı aldı. Peki bu bizi nasıl etkileyecek, dolar ne olacak? Merkez Bankası’nın FED’in kararını ve devamında beklenen değişimleri dikkatli bir şekilde izlediği söyleniyor. Bir süredir faiz artışı yapan FED, frene bastı. Bundan sonra genişleme yönünde yumuşak bir geçiş döneminin yaşanması bekleniyor. Peki bu bizi nasıl etkileyecek? Bir siyasi kulis yazarından iddialı bir ekonomi tahmini demezseniz, FED’in faiz indirimi dahi yapabileceği söyleniyor. Bu durumda dolardaki gevşemenin süreceği söyleniyor. Uluslararası bir kriz patlak vermediği sürece doların düşmesi bekleniyor.
Bu durumda bizde de Merkez Bankası bir faiz indirimine gider mi? Merkez Bankası’nın önceliğinin öngörülebilirliği korumak olduğunun altı çiziliyor. Güvenilir ve öngörülebilir olmak önemli. “Merkez Bankası fırsat penceresi açar” deniliyor. Bunu bir faiz indirim sinyali olarak görmek mümkün mü? Tabii bir de madalyonun öteki yüzü var. Hükümetin de açılan o pencereyi iyi değerlendirmesi gerekiyor.
ERDOĞAN’IN BALKON KONUŞMASI
2008’den bu yana küresel büyümede rahatlama sağlanamadı. Ancak alınan önlemlerle risklerin azaldığı fakat buna rağmen karamsarlığın arttığı gözleniyor. FED’in politika değişikliğiyle birlikte karamsarlıkların giderilmesi amaçlanıyor.
Peki bizde durum nasıl? Ekonomi çevreleri, “Artık ‘Biz tepeyi aştık’ denilebilir” diyor. “Domatesin, biberin, patlıcanın tanzim satışlarda satılma durumunda kalındığı bir dönemde, tepenin aşılmasını nereden çıkarıyorsunuz?” diyenler çıkabilir. Aktardığım ekonomi çevrelerinin değerlendirmesi. Ayrıca “Tepeyi aştık” deniliyor, henüz “Düzlüğe çıktık” denilmiyor. Ayrıca bu değerlendirmeyi siyasi popülizmden arındırarak aktardığımın bilinmesini isterim. Çünkü bir kırılma anı. Ağustos ayından bu yana göstergelerin kademe kademe iyileşmeye devam ettiği söyleniyor. Dövizde oynaklığın azaldığı, ağustos ayında olduğu gibi büyük sıçramaların yaşanmayacağı belirtiliyor.
Hani derler ya “Futbol sadece futbol değildir” diye. Ekonomi de sadece ekonomi değildir. Seçimlere 45 gün var ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın balkon konuşması şimdiden önem kazandı.
Paylaş