Paylaş
1- DEAŞ’ın, Musul Barajı’nı patlatması.
Musul Barajı’nın gövdesi 2. Körfez Savaşı sırasında ABD uçakları tarafından vurulduğu için ana gövde, Türkiye’den götürülen çimento enjekte edilerek ayakta tutuluyor. DEAŞ saldırısı karşısında barajın patlamasından endişe ediliyor. Ancak Musul Barajı konusunda en büyük güvenceyi Başika Kampı oluşturuyor. Musul kenti ile baraj arasındaki bir noktada yer alan Başika Kampı, DEAŞ için ciddi bir engel teşkil ediyor.
2- Şu ana kadar gündeme gelmedi ama bu yönde ciddi bir kaygı var. Daha da ötesi askeri birimlerde önlemler alındı. Musul’da sıkışan DEAŞ’ın kimyasal gaz kullanması tehlikesinden söz ediyorum.
DEAŞ’ın, Suriye ordusundan ele geçirdiği kimyasal başlık taşıyan füzeleri bir süre önce Musul’a naklettiği yönünde haberler var. DEAŞ’ın elinde sarin gazı olduğundan endişe ediliyor. Öldürücü etkisi yüksek olan sarin gazı daha önce Hitler ve Saddam tarafından kullanılmıştı.
Musul’u kaybetmemek için DEAŞ’ın bir çılgınlık yapıp, kimyasal gaz kullanmasından endişe ediliyor. O nedenle Başika Kampı başta olmak üzere, Irak’taki birliklerimizin kimyasal gaz saldırısından korunmaları için tedbir alındı. Operasyon başlamadan önce askerlerimizi kimyasal gaz saldırısından koruyacak teçhizat tamamlandı.
Hatırlarsanız 1. Körfez Savaşı’nda Saddam Hüseyin’in kimyasal gaz kullanacağı yönündeki haberler üzerine sınırda yer alan şehirlerimizde önlemler alınmıştı. Bazı vatandaşlarımız da kimyasal gaz saldırısına karşı erken uyarı sistemi olarak penceresinin önüne tavuk bağlamıştı. Şimdiden tavuklarınızı hazırlayın demiyorum. Sadece hatırlatmak istedim; Saddam Amerikalılara karşı kullanamadı ama Halepçe’de sivilleri kimyasal gazla katletti.
DEAŞ’ın, kimyasal gaz kullanma ihtimali sivilleri tedirgin ediyor. Uluslararası Göç İdaresi, sivillerin gaz maskesi temin etmeye çalıştığını açıkladı. Ancak tedbirler yetersiz kalıyor. Kimyasal gaz kullanılması tehlikesinin en çok kitlesel göçe neden olmasından endişe ediliyor.
Suriye’de de Esed, çocuklara karşı kimyasal gaz kullandı. Obama, kimyasal gaz kullanımının Esed için sonun başlangıcı olduğunu ilan etti. Ama Obama gidiyor, Esed yerinde duruyor. DEAŞ böyle bir şeye cesaret edebilir mi?
DEAŞ’ın ne yapacağı değil, asıl önemli olan DEAŞ’a kimyasal gaz kullanacak fırsatın verilmemesi.
OPERASYONDAN ÖNCE MUSUL’A İNEN-KALKAN 2 HELİKOPTER
Musul’da büyük oyunlar oynanıyor.
Örneğin Musul operasyonu başlamadan önce Musul’a inen iki helikopterden söz ediliyor. DEAŞ içindeki CIA ajanlarının kurtarıldığını söyleyenler de var, DEAŞ’ın lider kadrosunun kaçırıldığını savunanlar da...
Ama iki helikopterin iniş-kalkış yaptığı net.
Musul’un batı kapısı açık tutuldu. Böylece DEAŞ’ın Suriye’ye kaçması teşvik ediliyor. Musul’dan kaçanlar Rakka’ya, El Bab’a gidecek. Böylece DEAŞ, Fırat Kalkanı operasyonunu yürüten birliklerimize yönelik ciddi tehdit oluşturacak.
Tam anlamıyla tavşana kaç tazıya tut oyunu oynanıyor. Türkiye olan bitenin farkında. Cumhurbaşkanı Erdoğan o nedenle ısrarla, “Musul’da hem sahada hem masada olacağız” diyor.
Diplomaside buna, ‘kol bükme’ deniliyor. Eğer Türkiye, Musul’da denklem dışı bırakılmayı içine sindirirse, Suriye’deki varlığımız da tehlikeye girecek demektir.
Ya Türkiye kol bükecek ya da Türkiye’nin kolu bükülecek.
GÖÇ DALGASINA HAZIR OL SİNCAR’A SESİNİ ÇIKARMA
Musul operasyonunda Türkiye’ye biçilen bir rol var.
1- Göç dalgasına hazır ol.
2- PKK’ya Sincar’da ikinci Kandil’in kurulmasına sesine çıkarma.
3- Irak’ın en büyük Sünni kenti olan Musul’un Şiileştirilmesine sessiz kal.
4- Hava harekâtının bir bölümü Türkiye topraklarındaki İncirlik Üssü’nden yürütülsün. Ama sen Musul operasyonunda yer alma.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isyanı buna. Türkiye, Musul konusunda kararlılığını koruduğu sürece sonuç alacak.
Bunun için de ABD-İran tarafından atanmış olan Irak Başbakanı İbadi’yi kullanıyorlar.
Ülkesinin yabancı güçler tarafından işgal edilmesine destek veren, Ebu Gureyb’de Iraklı kadınlar tecavüze uğrarken sesini çıkarmayan İbadi, söz konusu Türkiye olunca konuşuyor.
Asıl konuşana değil, konuşturana bak.
Paylaş