Paylaş
Avusturya makamlarından bir talep olmadan böyle bir kararın alındığını söylerken kızgındı.
Nihat Zeybekçi önce madde madde işin aslını anlattı:
1- Avusturya’ya açıklandığı gibi 15 Temmuz’da değil, 16 Temmuz’da gitmeyi planlıyordum.
2- Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin (UETD) 15 Temmuz’u anlatma programı kapsamında davet edildim. UETD, programla ilgili güvenliğin sağlanması için büyükelçiliğimize müracaat ediyor. Büyükelçiliğimiz de Avusturya makamları ile resmi olarak temasa geçiyor. Avusturya makamları büyükelçiliğimize resmi olarak cevap verme yerine, kamuoyuna açıklama yapıyor.
Sorun ne?
“Bazı ülkeler Türkiye’ye karşı negatif bir adım atmak için fırsat kolluyor. İç siyasette Türkiye’ye saldırarak prim yapmaya çalışıyorlar.”
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, “Avusturya’nın bu tavrı demokratik bir ülkeye yakışmıyor” dedi, ardından ekledi, “Bu tavır not defterimize not edilmiştir”.
Geçmişte Hollanda bunu yaptı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, büyükelçiliğimize sokulmadı. Başbakan yardımcısı Tuğrul Türkeş’in, yine Hollanda’da vatandaşlarımızla bir araya gelmesi engellendi. Şimdi sıra Avusturya’da. Bakalım yarın hangi ülke sırada...
AVUSTURYA’YA GİDECEK
Avusturya’nın çirkin tavrına rağmen Nihat Zeybekçi, bu ülkeye gitmekten vazgeçmiş değil. 27 Temmuz’da Avusturya’yı ziyaret etmeyi planlıyor. “Avusturya ile dış ticaret hacmimiz 2.6 milyar dolar. Bu rakamı 3 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Bunun için Avusturya’yı ziyaret etmeyi planlıyorum” dedi.
Nihat Zeybekçi, 15 Temmuz gecesi üzerinden kurşunlar geçerek Meclis’e giren bir siyasetçiydi. Meclis bombalanırken, demokrasiye sahip çıkma adına oradaydı. Avusturyalılar ülkelerine gelmesini engellemek yerine Nihat Zeybekçi’den 15 Temmuz’u dinleseler daha yararlı olmaz mıydı? İspanya’da parlamentoyu basan Yarbay Tejero darbesine karşı çıkanlar unutulmadı. Biz de 15 Temmuz gecesi darbeye karşı direnen Meclis’i unutmayacağız. Bir şeyi daha unutmayacağız. O da Meclis bombalanırken sesini çıkarmayan Batılı müttefiklerimizi. Darbenin lideri Gülen’i korumaya devam eden ABD, darbeci FETÖ’cülere kucak açan Almanya ve 15 Temmuz anmalarını engellemeye çalışan Batı dünyası. Bu fotoğraf 15 Temmuz darbesinin arkasındaki iradeyi yansıtmıyor mu? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 15 Temmuz’da FETÖ-NATO görünümlü bir darbeyle devrilmek istediği kuşkusu yersiz mi?
Demokrasi ödülü verilmesi gerekenlerin diktatör, darbecilerin ise baş tacı edildiği bir dünyada yaşıyoruz. Darbeci Sisi kırmızı halılarla karşılanırken, seçimle gelen Mursi cezaevinde. Darbeyi püskürten Erdoğan diktatör olarak gösterilirken, darbenin lideri Pensilvanya’da.
BATI İLE İLİŞKİLER
Madalyonun bir de öteki yüzü var.
Biz Almanya’yı İncirlik’ten çıkarıyoruz ; Almanya, hinterlandındaki Avusturya ve Hollanda ile birlikte bizi Avrupa’dan dışlamaya çalışıyor.
Bir denge politikasına ihtiyaç var. Çünkü adı konulmamış bir abluka ile karşı karşıyayız. ABD ile ilişkilerimizi azami bir gayretle koparmamaya çalışıyoruz. Doğru yapıyoruz. Ancak Suriye, PYD-PKK ve Gülen’in iadesi konusunda bir ilerleme sağlayamıyoruz. Anladık, Batı’nın Nihai hedefi, Erdoğan’sız bir Türkiye. Buna izin veremeyiz. ABD’de Trump, Almanya’da Merkel, Fransa’da Macron nasıl seçildiyse Erdoğan da öyle seçildi. Erdoğan karşıtı tuzaklara düşmeden Batı ile ilişkilerimizi düzenlemeye ihtiyacımız var.
Unutmayalım, AB’ye tam üyelik sürecinin başlatıldığı 2004 tarihinden sonra Türkiye’nin ilgi odağı olduğu bir Avrupa vardı. Askeri vesayetin geriletilmesinde, 27 Nisan e-muhtırası ve AK Parti’yi kapatma davası sırasında bize güçlü bir şekilde destek vermişlerdi. Batı ile kavgalı olduğumuzda İslam dünyasını da kaybediyoruz. Onların ipleri bunların elinde. İşte Körfez sorunu.
Türkiye’de darbeler dahi Batı ile ilişkilerimizin en kötü olduğu dönemlerde yapılıyor. Neden? Çünkü Batı ile ters düşmenin maliyetini bu şekilde ödetiyorlar. ABD ile ilişkilerimiz iyi olsaydı, 15 Temmuz yaşanır mıydı? Bundan sonra yeni darbe tehditleri altında yaşamak istemiyorsak, Batı’yla ilişkilerimizi düzeltmeliyiz. Ya bir yol bulacağız ya yeni bir yol açacağız. Çünkü bu durum sürdürülebilir değil.
Paylaş