Paylaş
Bugün 3 Kasım 2022.
İktidarda tam 20 yıl.
Bu Türk siyasetinde bir zafer. Ama her aşaması çetin bir mücadele ile kazanılmış bir zafer. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kefenimizi giyerek çıktığımız bu kutlu yolculukta zorluklar karşısında geri adım atmadık. Baskılara, tehditlere, saldırılara boyun eğmedik. Rabbimizin yardımı, sizlerin gayretleri, milletimizin sarsılmaz desteği sayesinde hamdolsun tüm badirelerin üstesinden geldik” derken haklıydı. Bu sözlerin arkasında parti kapatma davalarından muhtıralara, Gezi kalkışmasından 15 Temmuz darbe girişimine kadar verilen zorlu bir mücadele yatıyordu. Erdoğan mücadele etti ve kazandı. Menderes’i koruyamayan bu millet Erdoğan’ı kurban vermedi.
KÜRESEL LİDERLİK
Bu 20 yıl , “Muhtar bile olamaz” denilen Erdoğan’ın adım adım küresel liderliğe yükselişinin öyküsüydü. 15 Temmuz gecesi dahil bu süre zarfında Erdoğan’ın mücadelesine tanıklık ettim. Ama o mücadelenin kitabı yazılmadı.
TAHIL KORİDORU
Erdoğan’ın küresel liderliği derken boş konuşmuyorum. Dünya kabul etmiş zaten, Kılıçdaroğlu kabul etmese kaç yazar? Erdoğan, AK Parti grubunda kürsüye çıkarken Rusya’nın tavrı nedeniyle tahıl koridoru askıya alınmış mıydı? Alınmıştı. Erdoğan kürsüden inerken, “Sayın Putin ile dün yaptığımız görüşme üzerine Rusya Savunma Bakanı Sayın Şoygu, Milli Savunma Bakanı’mız Hulusi Akar’ı arayarak bugün saat 12.00’den itibaren tahıl sevkıyatının eskiden planlandığı gibi devam edeceğini bildirdi” dedi. Grup toplantısı çıkışında gazetecilerin, “Tahıl koridoru krizini nasıl çözdünüz?” sorusuna, “Artık onu bana bırakın. Önce Biden’a anlatacağım, sonra size” yanıtını verdi. Küresel liderlik bu işte.
KILIÇDAROĞLU NE YAPIYOR
KILIÇDAROĞLU freni patlamış yokuş aşağı giden kamyon gibi. Önüne ne gelirse ezip geçiyor. Cumhurbaşkanlığına talip olan bir insan kendi ülkesini uyuşturucu kaçakçılığı ile suçlar mı? Türkiye cari açığını uyuşturucu ticaretiyle kapatıyormuş. Bir ana muhalefet lideri bazı ülkelerin beşinci kol faaliyetinin sözcülüğüne soyunur mu?
TÜRKİYE’YE HAKARET
Türkiye Kolombiya ya da Meksika ile birlikte ‘narko devlet’ durumuna düşse bundan Kılıçdaroğlu’nun menfaati ne olacak? Atatürk hayatta olsa Kılıçdaroğlu’nu “Benim kurduğum Türkiye Cumhuriyeti’ne iftira atamazsın” diye sopayla kovalar. Cumhurbaşkanı Erdoğan çok sert tepki gösterdi. “Bu zatın, önceki gün bizi, bakanımızı ve Emniyet Teşkilatı’mızın tamamını uyuşturucu satıcılarıyla aynı cümle içinde kullanarak sergilediği kepazelik, artık tüm sınırların aşılması anlamına gelmektedir. Kendisinin siyasetin değil, tıp ilminin konusu olduğu tespitimi doğrulayan bu iftiranın hesabını elbette hukuk önünde soracağız” dedi.
PKK VURGUSU
Erdoğan, PKK’nın uyuşturucu faaliyetlerine darbe vurdukça sesin Kılıçdaroğlu’ndan geldiğini söyledi, “Bizim uyuşturucu gelirleriyle cari açığı kapatmak gibi bir derdimiz yok ama birilerinin kendi siyaset açığını uyuşturucuyla kapatmak istediği de kesindir” diye seslendi.
SUFLE FETÖ’DEN
Kılıçdaroğlu’nun uyuşturucu iddiasının perde arkasına bakınca FETÖ gibi kirli bir yapı çıkıyor ortaya. Onların da kimin maşası olduğu belli. Hatırlarsanız bir dönem FETÖ’nün bir Fuat Avni’si vardı. Mahkeme kararıyla Fuat Avni olduğu tescil edilen, 15 Temmuz darbe girişiminde “Tanklar Çankaya’ya çıkıyor” diye ilk tweet’i atan Said Sefa, “Uyuşturucu iddiasını yıllarca ve defaatle anlattım. Muhalefet nihayet işin ciddiyetini anlamış” diyor, FETÖ’den akıl alırsan sonu böyle olur.
MEYDAN OKUMA
Sıra başörtüsü konusuna gelince Erdoğan adeta meydan okudu.
Bir yanda başörtüsü mücadelesinin içinden gelen Erdoğan, diğer yanda başörtüsü yasağının mimarı Kılıçdaroğlu. Durum böyle olunca tabii Erdoğan bastırdıkça bastırdı. “Sıkıysa önümüzdeki seçimde başörtülü adayları koy” dedi. Ben Kılıçdaroğlu’ndan böyle bir hareket bekliyorum. Erdoğan söyledi diye vazgeçerse bilemem.
İYİ PARTİ NE YAPACAK
Başörtüsü konusu gerçekten de bir turnusol kâğıdı olacak. Siyaset yeni bir sınavdan geçecek. Erdoğan da ona vurgu yaptı. “Teklif görüşmeleri başlayınca; kimin demokrasiden, özgürlüklerden ve aileden, kimin de faşizmden ve sapkınlıktan yana olduğu görülecektir” dedi. CHP şimdiden yan çizmeye başladı ama Meclis’teki başörtüsü oylaması İYİ Parti açısından da ciddi bir sınav olacak. Eğer başörtüsü işi referanduma giderse cumhurbaşkanlığı seçimini de referandum sandığı belirler. Başörtüsüne çifte güvence sağlamak için Erdoğan’ın gönlünün de referandumdan yana olduğunu düşünüyorum. Zaten referandum konusunda açık bir çağrı yaptı. “Şayet böyle bir tablo oluşmazsa, bir teklifim var; halk oylaması dahil diğer adımları atmaya da biz AK Parti olarak hazırız. Biz şimdiye kadar milletimizin hakemliğinden asla korkmadık, kaçmadık. Meclis’te gereken çoğunluk oluşmazsa hiç şüphesiz son söz milletimize ait olacaktır” dedi. Bakalım Kılıçdaroğlu referandumu göze alabilecek mi?
DİNİ İNANÇ İBARESİ
Başörtüsü ve aileyle ilgili Anayasa değişikliği Meclis’e sunulacak aşamaya geldi. Artık sınav zamanı. Kimin başörtüsü özgürlüğünden yana kimim karşısında olduğunu göreceğiz. Bu arada Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın hakkını teslim etmek gerek. Emeği büyük. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile irtibat halinde o koordine etti. Artık söz Meclis’in. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla başörtüsüyle ilgili düzenlemeye, “dini inanç” ibaresi de eklendi. “Kadınlar, dini inançları gereği başlarını örtmesi veya açması nedeniyle ayrımcılığa tabi tutulamaz. Kadınların başlarının ve boyunlarının açık veya örtülü olması çalışma hayatında, kamu hizmetlerinde görev almalarında, eğitim-öğretim hayatında, özel alanda, mal ve hizmet alımında ve seçme ve seçilme haklarında ayrımcılığa neden olamaz” deniliyor.
ÖZEL ALAN
Başörtüsüyle ilgili düzenlemede özel alana yer verilmesi tam anlaşılamadı. Başörtülü kadınlar artık hayatın her yerinde. Başörtülü kadın bakan oluyor, milletvekili okuyor, vali oluyor ama bir spor salonuna yazılacağı zaman ya da sitenin havuzuna gireceğinde başörtüsünden dolayı engellemelerle karşılaşabiliyor. İstanbul’da bir sitede başörtülü özel güvenlik istenmemişti. Hâlâ o kafalar var. O yüzden bu düzenleme gerekli. Gün gelecek bu ülkede başörtülü cumhurbaşkanı da olacak.
Paylaş