Paylaş
Başbakan’ın açıklaması bittikten sonra uçağa önce AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdulhamit Gül ile Grup Başkan Vekili Bülent Turan geldi. İlk sözleri, “Ooo duydunuz mu?” oldu. Başbakan’ın CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na verdiği yanıtı kastediyorlardı. “Başbakan ağzının payını verdi” diyerek yerlerine geçtiler. Uçak hareket ettikten kısa bir süre sonra Başbakan uçağı gezmeye başladı. Herkesin tek tek elini sıktı, ayaküstü kısa sohbetler etti. Gazetecilerin bulunduğu bölüme gelince, Kılıçdaroğlu’na verdiği cevap gündeme geldi. “Az bile söyledim” dedi. Sanki bir şeyler daha söylemek istercesine durduktan sonra, “Bir bakanımızı da savunamayacak mıyız? Ona az bile söyledim. Namus meselesi” dedi. Başbakan’ın yüzüne baktım, ‘gerekeni söyledim’ havası vardı.
SELVİ HANIM’DAN DA TEPKİ GÖRMÜŞTÜR
CHP Lideri’nin Aile Bakanı Sema Ramazanoğlu’na yönelik sözlerinin affedilir bir yanı yok. Değil bir kadın bakana, hiçbir kadına böyle bir söz söylenmez. Lamı cimi yok. Kılıçdaroğlu özür dilemesi gerekirken, “Sözlerimin arkasındayım” demek suretiyle ikinci bir yanlışı yaptı. En büyük tepkiyi eve gidince eşi Selvi Hanım’dan gördüğünden eminim. Kılıçdaroğlu bir mitinginde de kendini tutamamış, o dönem başbakan olan Erdoğan’a küfürlü hakaret etmişti. Siyaseti analar, çocuklar, eşler, namus gibi kavramların üzerine çıkarmalıyız. Maalesef siyasette geldiğimiz nokta namus meselesi.
YALÇIN AKDOĞAN’IN BIYIKLARI
Başbakan uçağı gezerken Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile AB Bakanı Volkan Bozkır kendisine eşlik ettiler. Yalçın Akdoğan’ın bıyıkları ilgi odağı oldu. Yalçın Akdoğan bıyığıyla ilgili sorulara hazırlıklıydı. Sataşmaları, “Daha önce de bıyıklıydım” diyerek savuşturdu. AB Bakanı Volkan Bozkır’ın Fenerbahçeliliği üzerindeydi. Beşiktaşlılara laf attı, Fenerbahçeli gazetecilere, ‘Şampiyonuz’ diye moral verdi.
Bu arada unutuyordum... Başbakan yanımızdan ayrılırken, Finlandiya ziyaretini sorduk. Avrupa Birliği konusunun altını çizdi, “Finlandiya ile Rusya’yı da konuşacak mısınız” sorusu üzerine geriye dönüp, “Tabii ki Rusya” karşılığını verdi. Ruslardan bağımsızlığını ilan etmiş, İkinci Dünya Savaşı’nda yine Ruslar tarafından işgal edilip savaşmış bir ülke. Aynı zamanda AB üyeliğimize en büyük desteği veren ülkelerin başında geliyor. AB adaylığımız Finlandiya’nın dönem başkanlığında tanındı.
İPİN UCUNU KAÇIRMAMAK İÇİN
Rus uçağının düşürülmesinden bu yana Türkiye, Rusya’nın etkilerini dengelemeye dönük bir strateji izliyor. Rusya ambargolarla ve başta Suriye olmak üzeri bölgesel dengeleri zorlayarak bizi köşeye sıkıştırmaya, terörle bunaltmaya çalışıyor. Türkiye ise Rusya’nın hinterlandındaki ülkelere yöneldi. 24 Kasım’da uçağın düşürüldüğü tarihten bu yana Başbakan, Rusya’nın etki alanındaki ülkeleri ziyaret ediyor. Başbakan bu kapsamda Azerbaycan’ı, Sırbistan’ı, Bulgaristan’ı, Kazakistan’ı, Bulgaristan’ı, Ukrayna’yı ziyaret etti. Başbakan’ın bu ziyaretlerinin ikinci bir ayağı daha var. AB hedefinden kopmamak gibi... ‘İçeride terör ve anayasa gündemi varken Başbakan niye yurtdışına çıkıyor’ denilebilir. Ben de bu soruyu Başbakan’ın ekibine sordum. “İçeriye hapsolmak Türkiye’ye yapılacak en büyük kötülük olur. Bölgesel ve küresel gelişmelerden kopmamamız lazım. Dışarıda ipin ucunu kaçırmamak için Başbakan bu ziyaretleri kesmeme kararı aldı” yanıtını aldım.
HER 2 METREYE 1 POLİS
Gece 02.00’de indik Helsinki’ye. Buz gibi bir hava vardı ve şehir uykuya çekilmişti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu önceden gelmişti. Başbakan’ı karşıladı, oradan otele hareket ettik. Gece 02.30 olmuştu ve gecenin soğuğuna rağmen Finlandiya’da yaşayan vatandaşlarımız otelin önünde bekliyordu. Başbakan yanlarına gitti, fotoğraf çektirdi, sohbet etti. Sabah oldu, Başbakan görüşmelere giderken otelin etrafında her iki metreye bir polis düşüyordu. Yoğun güvenlik önlemleri alınmıştı. PKK’lılar bir ara otelin önünde eylem yaptılar. Türk heyetine yumurta atıp dağıldılar. Polis sıkı önlemler almıştı.
Bu arada Finlandiya’da indirimli alışveriş dönemine, ‘Sarı Günler’ deniliyormuş. Biz ‘Sarı Günler’e denk geldik. Helsinki’de hava pırıl pırıl olunca ‘Sarı Günler’e ilgi büyüktü.
Paylaş