Paylaş
Muhalif medya sürekli olarak 6’lı masada kriz yok yayını yaptıkça bir krizin yaklaşmakta olduğu anlaşılıyor. Bizde “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” derler.
Meslek hayatı boyunca koalisyonların kuruluşunu, koalisyonlarda çıkan krizleri ve koalisyonların dağılışını izlemiş bir gazeteci olarak 6’lı masanın asıl sorununun koalisyon görüntüsü vermekten kaynaklandığını düşünüyorum. Zaten Ali Babacan da ittifak demiyor, “koalisyon” diyor.
Koalisyonlar her an kriz çıkarmaya müsait yapılardır. Topluma güven vermez...
Ben 6’lı masayı dağıtacak bir kriz yaşandığını düşünmüyorum. Ama 6’lı masa giderek anlamını yitiyor. 6’lı masa bir sinerji üretemiyor. Geleceğe dair seçmene bir umut vermiyor. “Erdoğan gitsin” demekten öteye bir şey vaat etmiyor.
Muhalefet cephesi çok hareketli olduğu için bir süredir 6’lı masayı yazıyorum. Ama bu noktadan itibaren AK Parti cephesindeki çalışmalara değinmek istiyorum.
VİZYON BELGESİ
AK Parti Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir, 2023 seçimlerine ilişkin vizyon belgesinin 28 Ekim’de Ankara Arena’da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanacağını söyledi.
Muhalefet henüz cumhurbaşkanı adayını belirlemedi. 6’lı masanın ortak cumhurbaşkanı adayı çıkarıp çıkarmayacağı bile kesin değil. Milletvekili listelerinin nasıl olacağı ise bir muamma. Seçim kampanyasını ise her parti ayrı yürütecek. Daha seçimlere ilişkin bir hazırlıkları yok. Günlerini “Kılıçdaroğlu mu aday olacak Mansur Yavaş mı yoksa Ekrem İmamoğlu mu” tartışması ile geçirdiler. Topluma gelecek adına bir şey vaat etmediler.
Oysa Erdoğan neredeyse seçim startını verecek. Zaten Cumhur İttifakı’nın bir cumhurbaşkanı adayını belirleme sorunu yok. Erdoğan aday. Ayrıca AK Parti ve MHP seçimlere ayrı ayrı girecek. O nedenle milletvekili listeleri gibi bir sorun yaşamayacaklar. 6’lı masa tüm enerjisini kendi içindeki sorunları aşmak için tüketirken, Erdoğan sahaya çıkacak.
YÜKSELEN DALGA
Ekonomik sıkıntılar, hayat pahalılığı en fazla AK Parti’yi etkilemişti. Ancak Erdoğan’ın hayat pahalılığına karşı aldığı önlemler etkisini gösterdi. Bir dönemler yüzde 32’ye kadar gerileyen AK Parti, yaz aylarıyla birlikte yeniden yükselişe geçti. Mayıs-haziran ayından itibaren yükselen bir dalgayı yakaladı. Yüzde 32’lerden yüzde 34’lere doğru başlayan tırmanış AK Parti’yi yüzde 37’ye taşıdı.
AK Parti anketlerde yüzde 37 çıkıyor. CHP yüzde 23-24 bandında. İYİ Parti yüzde 12.5-13 civarında.
Seçim tarihi yaklaştıkça küçük partilerin cephesinde ilginç bir gelişme gözleniyor. İktidarda ve muhalefette oylar büyük partilerin etrafında toplanırken, küçük partiler eriyor. Bir tek Yeniden Refah Partisi ve Zafer Partisi’nde bir yükseliş gözleniyor. Tabii bu da konjonktürel mi olacak orası belli değil.
CHP’DEN HDP’YE KAYMA
Bir de HDP faktörü var. AK Parti ve CHP’nin HDP olayını masaya yatırması gerekiyor. Neden CHP dedim. Çünkü beyaz Türkler, CHP’den HDP’ye doğru kaymaya başladı. Hatırlarsanız 7 Haziran seçimlerinde de bir oy CHP’ye bir oy HDP’ye kampanyası yürütülmüştü. HDP 80 milletvekili ve yüzde 13 oy oranına ulaşmıştı. Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP’nin desteğini almak istiyor ama İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerde CHP seçmeni olan beyaz Türkler HDP’ye doğru kaymaya başladı.
İYİ PARTİ’NİN HDP SORUNU
HDP diğer yönüyle ise 6’lı masanın ortasına konulmuş pimi çekilmiş bir bomba gibi. Gürsel Tekin’in “HDP’ye bakanlık verilebilir” açıklaması üzerine CHP ile İYİ Parti arasında yaşanan kriz sahaya yansımış durumda. HDP krizi sürecinde ihale iddialarına kadar uzanan karşılıklı suçlamalar, seçmende bunlardan bir şey olmaz kanaatinin oluşmasına neden olmuş. HDP tartışması 6’lı masanın imajını sarsmış. İYİ Parti 6’lı masadan ayrılacak olursa başka hiçbir şeye gerek yok. HDP olayı yeter.
POZİTİF BİR KAMPANYA
Şimdi gelelim AK Parti’nin nasıl bir kampanya yürüteceğine. İlk sunumları izleyen herkesin çok beğendiği bir kampanyadan söz ediliyor. Pozitif, kucaklayıcı bir kampanya. Ama aynı zamanda heyecan uyandıran bir kampanya deniliyor. Erol Olçok’un kampanya ruhu yeniden dönüyor deniliyor.
Tabii Erol Olçok onu tek başına yapmıyordu. Yanında çok başarılı seçim kampanyalarına imza atmış bir ekip vardı. Daha doğrusu ekipler vardı. Oradan Erol Olçok markasını taşıyan ürünler çıkıyordu. Yine o havanın yakalandığı konuşuluyor. İçeriğini bilmiyorum ama anlatanların heyecanına tanık oldum.
AK Parti cephesinden tekrar 6’lı masaya dönmek istiyorum.
BABACAN 6’LI MASAYI SARSACAK
"Küçük taş büyük baş yarar” diye bir deyim vardır. 6’lı masada ise küçük partiler büyük rol oynuyorlar.
Ali Babacan 2 Ekim’de yapılacak toplantı öncesinde muhalefet liderleriyle ikili görüşmeler yaptı.
1. Ali Babacan geçiş döneminin cumhurbaşkanına bırakılmadan koalisyon ortakları tarafından eşit bir şekilde yönetilmesini istiyor.
2. İYİ Parti’nin aksine HDP ile ilişkilerin sürdürülmesini istiyor. “Altılı masa HDP ile ilişkiyi mutabakatla götürmeyebilir” diyor.
3. DEVA Partisi seçim ittifakı yapmayacak. Babacan, “Şu an için biz gemileri yaktık, tek başımıza gidiyoruz” dedi.
KILIÇDAROĞLU’NU İSTEMİYOR
4. Babacan, ortak cumhurbaşkanı adayı konusunda acele edilmemesi görüşünde ama gerekçesi çok farklı.
“Geçen sene çok tartışılan isimler bu sene değişti. Yine de değişir” diyor. Geçen sene Ekrem İmamoğlu konuşuluyordu. O değişti. Şimdi Kemal Kılıçdaroğlu konuşuluyor. Babacan’a göre Kılıçdaroğlu da değişebilir.
5. Babacan hem ortak aday olmayabilir diyor hem de cumhurbaşkanı adayının 6’lı masadan birisinin olmasının şart olmadığını söylüyor. “Dışarıdan da olabilir” diyor.
Bunları topladığımızda Babacan’ın, Kılıçdaroğlu’nun ortak adaylığına sıcak bakmadığı sonucunu çıkarabiliriz. ‘Masanın dışından’ tarifiyle akla ilk olarak Abdullah Gül geliyor.
CUMHURBAŞKANI ADAYI MI
6. Ama kulislerden edindiğim bilgiye göre, ne Kılıçdaroğlu ne Abdullah Gül. Ali Babacan, cumhurbaşkanı adaylığına hazırlanıyor. Zaten “Ortak aday olmazsa cumhurbaşkanı adayıyım” demişti.
Paylaş