Abdulkadir Selvi

Erdoğan’ın anayasa hamlesinin püf noktaları

2 Şubat 2021
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine toplantısının ardından yaptığı Anayasa hamlesiyle bir anda gündemi değiştirdi.

Erdoğan, “Türkiye’nin yeni bir anayasayı tartışmasının vakti gelmiştir” dedi. Erdoğan’ın açıklamasında kritik bir nokta vardı. Cumhurbaşkanı, “Cumhur ittifakı olarak bir anlayış birliğine varmamız halinde, önümüzdeki dönemde yeni anayasa için harekete geçebiliriz” diye konuştu.

Cumhur ittifakı vurgusunun altını çizmek isterim.

Erdoğan’ın, yeni anayasa çıkışının yol haritasını ise Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün attığı bir tweetle verdi. Gül’ün, “Sayın Cumhurbaşkanımızın yeni anayasa vurgusu hepimizin için heyecan verici bir müjdedir” dedikten sonraki cümlesi de çok önemliydi. Adalet Bakanı, “Hukuk reformumuzun temel hedeflerinden biri olan yeni, sivil ve demokratik bir anayasayı hayata geçirmek; geleceğimize, çocuklarımıza bırakacağımız en önemli miras olacaktır” dedi.

Muhalefetin güçlü parlamenter sistem için ortak çalışma başlatma kararı aldığı bir dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasa öneresiyle gündemi belirledi. Peki Erdoğan’ın yeni anayasa önerisi ne içeriyor? Başka bir deyişle muhalefete, “Bakın başkanlık sisteminin başarısız olduğunu iktidar da kabul etti. Parlamenter sisteme dönüş için yeni anayasa önerisi yaptı” deme fırsatı sunuyor mu? Erdoğan’ın geç saatlerde gelen yeni anayasa önerisi hakkında perde arkasına bakma imkanım oldu.

1- Yeni anayasa önerisi reform paketinin içinde yer alıyor.

2- Yeni ve sivil anayasa tüm reformların anası olarak görülüyor.

3- Türkiye şimdiye kadar hep darbe anayasaları ile yönetildi. Erdoğan, Türkiye’yi darbe anayasalarıyla yönetilme ayıbından kurtarmak için bu çağrıyı yaptı. “Ruhuyla beraber sivil ve yeni olan bir anayasa yapalım” önerisini getirdi.

ANAYASA HAMLESİ

Yazının Devamını Oku

Sürekli devrim ve yeni yargı reformu

1 Şubat 2021
Sosyalist liderlerden Troçki, “sürekli devrim” teorisini ortaya atmıştı.

AK Parti’nin yeni reform paketiyle ilgili çalışması da bu perspektifi anımsatıyor. Buna reform sürekliliği demek de mümkün.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti grubunda, “Türkiye’yi temel hak ve özgürlüklerden ekonomide güven ikliminin güçlendirilmesine kadar geniş bir alanda geleceğe hazırlayacak bu reform sürecine hep birlikte destek vereceğiz” demişti. AK Parti MYK toplantısında ise reform paketi masaya yatırıldı. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün kapsamlı sunumundan sonra reform paketi üzerinde uzun süreli müzakereler yaşandı.

MANİFESTO GİBİ KONUŞMALAR

Toplantıda söz alan MYK üyeleri, istisnasız olarak reform sürecine güçlü bir şekilde destek veriyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan reformların öneminin altını çizen konuşmaları onaylıyor, zaman zaman notlar alıyor. Bir MYK üyesi, “Yapılan değerlendirmeler toplanıp bir kitap haline getirilse, siyasi manifesto olur” dedi.

SESSİZ DEVRİMDEN SÜREKLİ DEVRİME

AK Parti döneminde yapılan reform niteliğindeki değişiklikler, “sessiz devrim” adı altında bir kitapta toplanmıştı. Reformların görüşüldüğü toplantıda, AK Parti’nin geçmişte yaptığı, “sessiz devrimler” vurgulanarak, “Biz AK Parti olarak devrimci bir partiyiz. Muhafazakârlığımız kültürel alanla ilgilidir. Ama siyasi anlamda hep devrimci olduk. Biz devrimi AK Parti iktidara geldiğinde bir defalığına yapılmış bir şey olarak görmedik. O nedenle sürekli devrim vurgusunu yapıyoruz. Türk toplumu dinamik bir toplum. Adaletle ilgili terazi ise hassastır. O nedenle yasaların yeniden gözden geçirilip güncellenmesini ve adalet reformunun sürekli olmasını gerektirir. Bu çalışmayı yeni bir güncelleme olarak düşünebiliriz” deniliyor.

TROÇKİ BENZETMEMİN NEDENİ

Yazının girişinde

Yazının Devamını Oku

AİHM, Demirtaş çelişkisini kendi eliyle ortaya çıkardı

29 Ocak 2021
Şu günlerde Selahattin Demirtaş’ın mektubu gündemde. Ama ben size başka bir gelişmeden haber vermek istiyorum. Okuduğunuzda Ahmet Kaya’nın buğulu sesiyle söylediği gibi, “Bu ne yaman çelişki anne” diyeceğinizden eminim.

Çelişki, Demirtaş’ın çelişkisi değil. Çelişki Demirtaş’tan çok Demirtaşçılık yapan AİHM’nin çelişkisi.

Hatırlarsanız, AİHM 22 Aralık’ta “Demirtaş’ın derhal serbest bırakılmasını” istemişti. Kararda kullanılan dil, hukuk normlarını zorlayan buyurgan bir dildi. Öyle ki AİHM’nin Türk yargıcı Saadet Yüksel, “Başvuranın serbest bırakılmasının tavsiye edildiği alışılmışın dışında ilk Büyük Daire davasıdır” diye itiraz etmişti.

AİHM’nin Gürcistan kökenli üyesi Chanturia da “Uluslararası yargı işbirliği göz ardı edilerek ulusal mahkemelere ne tür mesaj verilmek istenmektedir” diye sorma gereği duymuştu.

Şimdi ise yeni bir gelişme oldu. Yasin Börü başta olmak üzere 53 kişinin vahşi bir şekilde katledildiği Kobani olayları nedeniyle yargılanan Selahattin Demirtaş’la ilgili olarak AİHM’in 19 Ocak 2021 tarihinde Türkiye’den savunma istemine ilişkin yazısı Adalet Bakanlığı’na ulaştı.

AİHM  daha önce Demirtaş’la ilgili olarak, “Derhal serbest bırakılsın” kararı almıştı. O zaman Türkiye’den savunma istemişti. Adalet Bakanlığı tarafından Demirtaş’ın 20 Eylül 2019 tarihindeki tutuklanmasının farklı suçlardan kaynaklandığı izah edilmişti. Çünkü hem kararda hem muhalefet şerhlerinde buna atıf var. Türkiye’nin tezlerini dikkate almış mıydı derseniz, almamıştı.

O zaman Türkiye’den neden savunma isteniyor?

İKİ ÜYE UYARMIŞTI

AİHM’nin 22 Aralık tarihinde verdiği kararın,

Yazının Devamını Oku

Kılıçdaroğlu, CHP’den istifaları önleyebilecek mi?

28 Ocak 2021
Mektup yayınlayarak rahatsızlıklarını ortaya koyan CHP milletvekilleri Mehmet Ali Çelebi, Hüseyin Avni Aksoy ile Özcan Özel, önceki gün Kılıçdaroğlu ile bir araya geldiler. Görüşmeye aracılık eden CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “An itibarı ile partiden bir kopuş, bir ayrılma yoktur” dedi. Burada “an itibarı ile” vurgusuna dikkatinizi çekmek isterim.

Milletvekilleri, Kılıçdaroğlu ile 27 Ekim’de de görüşmüşler, 10 Aralık’ta yayınladıkları mektupta yer alan rahatsızlıklarını açık bir dille anlatmışlardı. Milletvekilleri, Kılıçdaroğlu’yla görüşmelerinden, “Bu durum böyle devam ederse müsaade isteriz” diyerek ayrılmışlardı.

Ama CHP milletvekilleri belli ki bir ilerleme sağlanmadığını gördükleri için, 10 Aralık’ta 3 sayfalık mektubu yayınlamışlardı.

Mehmet Ali Çelebi ile daha önce yaptığımız görüşmede, bunun bir süreç olduğunu belirterek, 24 Haziran 2018 seçimlerinden bu yana yaşananları bir kronoloji içinde sıralamıştı. Ayrıca yayınladıkları mektupta rahatsız oldukları noktaları net bir şekilde ortaya koymuşlardı. Mektupta, “2020 kurultayı, bu marjinal 2. Cumhuriyetçi unsurların oyun alanı haline getirilmiş, 29 Ekim ruhu 10 Aralık zihniyetinin hedefi olmuştur” deniliyordu. Atatürk’ün partisi CHP’de “Atatürk’e Atatürk diyemeyenlerin varlığından duyulan rahatsızlık” dile getiriliyordu.

NE OLACAK?

CHP milletvekilleri Kılıçdaroğlu ile görüşmede rahatsızlıklarını ikinci kez net bir şekilde aktardılar. Milletvekilleri bu aşamada istifa etmek yerine, yeni bir süre tanıdılar. Eğer Kılıçdaroğlu rahatsız oldukları konuları düzeltme yolunda bir çaba içerisine girerse, üç milletvekilinin istifasını önleyebilir. Ama yine sorunları halının altına süpürüp, “dostları” ile yol yürümeye devam ederse, milletvekillerine istifa etmekten başka bir seçenek sunmamış olacak.

ÜÇ MİLLETVEKİLİ İSTİFA EDER Mİ?

CHP’deki rahatsızlıklarını meşru zeminlerde dile getiren üç milletvekili, bu süreçte diyalog kanallarını kapatmadılar. Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel ile iki kez, Oğuz Kaan Salıcı ile bir kez görüştüler. O nedenle CHP’den istifa ettikleri takdirde kimse onlara neden görüşmediniz diyemeyecek.

DOSTLARINI SEÇTİ

Yazının Devamını Oku

CHP milletvekilleriyle görüşme

27 Ocak 2021
Mehmet Ali Çelebi ile Hüseyin Avni Aksoy, 3 sayfalık bir mektup yazıp, CHP yönetimine HDP ile kurulan ilişki, CHP’de 29 Ekim ruhunun 10 Aralık zihniyetinin hedefi haline getirilmesi gibi eleştiriler yöneltmişlerdi.

İki milletvekilinin CHP’den kopmasını önlemek için grup başkanvekili Özgür Özel bir görüşme yapmış, iki milletvekilini Kılıçdaroğlu ile bir araya getirmişti. Çelebi ve Aksoy’un Kılıçdaroğlu ile görüşmesinden bir sonuç çıkmadı. Bu arada iki milletvekili yeni parti kurma hazırlıklarını yürüten Muharrem İnce ile görüşmeye başladılar. Çelebi ve Aksoy’un partiden kopmasını önlemek için dün Özgür Özel iki milletvekili ile bir araya geldi. Özgür Özel’in bu çabası yerinde. Çünkü partiden kopmayı önleyip iki milletvekilini kazanmak gerekiyor. Kılıçdaroğlu daha önce iki milletvekili ile yeniden görüşme taraftarı değildi ama dün Meclis’teki makamında Mehmet Ali Çelebi, Hüseyin Avni Aksoy ve Yalova milletvekili Özcan Özel’le bir araya geldi. Bakalım bu çabalar Çelebi ile Aksoy’un CHP’den kopmasını önleyecek mi? Tabii unutmamak gerekiyor: İki milletvekiline Yalova milletvekili Özcan Özel de destek veriyor.

AKŞENER, ÖZDAĞ’A RANDEVU VERMEDİ

ÜMİT Özdağ, “Beni İYİ Parti’den ihraç edemezler” deyince şaşırdım. “Anlaştınız mı?” dedim. “Yok” dedi. “Peki o zaman neden ihraç edemezler” diye üsteledim. Ümit Özdağ, “Beni ihraç edemezler. Çünkü beni tekrar partiye almadılar ki ihraç etsinler” dedi.

Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi Ümit Özdağ’ın ihracını esastan bozmuştu. Mahkeme kararının gerekçesi İYİ Parti’ye ulaştı. Ancak İYİ Parti Özdağ’ın yeniden ihracı için henüz harekete geçmedi. Ümit Özdağ’ın ihracı için genel idare kurulu kararıyla ya da genel başkan Meral Akşener tarafından kesin ihraç talebiyle müşterek disiplin kuruluna sevk edilmesi gerekiyor. Geçen haftaki GİK toplantısının gündeminde yer almadığı için sadece gerekçeli kararla ilgili bilgi verilmiş ama bir karar alınmamış. İlk GİK toplantısında karar alınacak. Ümit Özdağ için, “İYİ Parti’de siyaset yapma imkânı kalmadı” deniliyor. Ümit Özdağ’ın ikinci kez ihracı sadece bir takvim meselesi haline dönüştü. Zaten Ümit Özdağ da iddialarından milim geri adım atmıyor. “Ben sözlerimin arkasındayım. Ne diyeyim şimdi, Buğra Kavuncu FETÖ’cü değil mi diyeyim” diyor.

AKŞENER RANDEVU VERMEMİŞ

Ümit Özdağ cumartesi günü Meral Akşener’den görüşmek için randevu talebinde bulunmuş. Ama şu ana kadar bir dönüş olmamış. “Meral Hanım’a çok kızgınım” dedi. “Bir kalleşlikle karşı karşıya kaldım” diye konuştu. Pazartesi akşamı yeni sistemle ilgili olarak İYİ Parti milletvekillerine bir bilgilendirme yapıldı. Ümit Özdağ oraya da davet edilmedi. Haliyle bugün yapılacak İYİ Parti grup toplantısına da katılmayacak.

YENİ PARTİ

Gerçi

Yazının Devamını Oku

2021’in anketinden ne çıktı?

26 Ocak 2021
Yeni yılın yeni anketi olması nedeniyle bugün Hilmi Daşdemir’in başkanı olduğu Optimar’ın ocak ayı anketini paylaşmak istiyorum. Daha çok veri paylaşmak için sık ara başlık yapmak ve yüzdeleri her defasında ifade etmek istemiyorum.

EKONOMİ VE İŞSİZLİK

Koronavirüs nedeniyle küresel bir sağlık sorunu yaşanıyor. Ancak Optimar’ın anketinde “Türkiye’nin en önemli sorunu nedir” diye sorulduğunda ne cevap veriliyor dersiniz?

Yüzde 38.1’le ekonomi ilk sırada yer alıyor. Onu 24.8’le koronavirüs takip ediyor. Ama hemen ardından 11.9’la işsizlik geliyor. Karar alıcılar açısından ekonomi ile işsizliği birlikte değerlendirmekte yarar var.

HANGİ PARTİ ÇÖZER?

Halkımız soruna işaret ederken, çözümü de yine AK Parti’de görüyor. “Bu sorunu AK Parti çözer” diyenlerin oranı 28.1 çıkarken CHP diyenlerin oranı yüzde 16.5’te kalıyor. Beni şaşırtan ise ekonomi konusunda iddialı olan Ali Babacan’da 0.6’lık bir oranın çıkması.

EN BEĞENİLEN SİYASETÇİ

“En beğendiğiniz siyasetçi” anketinde Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzde 31.1’le açık ara önde yer alıyor. Onu cezaevinde olmasına rağmen 8’le Selahattin Demirtaş takip ediyor. Daha önce ilk sıralarda Ekrem İmamoğlu gelirdi. İmamoğlu, 7.1’le dördüncü sıraya gerilemesine rağmen önemini koruyor. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise birkaç basamak ilerleme sağlamış. Akşener 7.4’le İmamoğlu’nun bir tık üstünde kalıyor. Geçen yıl anketlerde yer almaya başlayan Mansur Yavaş ise 6.5’le İmamoğlu’nun ardından beşinci sırada görünüyor.

MUHARREM İNCE’NİN ORANI

Yazının Devamını Oku

Muhalefetin sistem önerisi

25 Ocak 2021
Muhalefet artık işi öğrendi. Sadece tenkit etmiyor, çözüm önerisi getiriyor.

Demokrasimiz açısından önemli bir gelişme. CHP ile İYİ Parti, “güçlendirilmiş parlamenter sistem” önerisini kendi içinde tartışmaya açtı. Önümüzdeki ay muhalefet partileri ortak bir platform oluşturup sistem önerisini netleştirecekler.

CUMHURBAŞKANLIĞI ÖNERİLERİNDEKİ FARK

CHP ile İYİ Parti’nin cumhurbaşkanı önerisinde küçük ama önemli bir fark bulunuyor. CHP sembolik cumhurbaşkanlığını, İYİ Parti ise tarafsız ama yetkili cumhurbaşkanlığını esas alıyor. İYİ Parti, Cumhurbaşkanı’nı günlük siyasi tartışmaların dışına çıkarıp, sistemin tıkandığı noktalarda ise etkili olmasını esas alıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetilmesinde yetkili olması gerektiğine inanıyor. İki partinin önerisinde de Cumhurbaşkanı, Meclis tarafından seçilecek ve Cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisiyle ilişkisi kesilecek. Cumhurbaşkanı temsili konumunda olacak.

CUMHURBAŞKANI’NIN YETKİLERİ

Cumhurbaşkanı ile başbakanın yetki çatışmasına girmemesi için üçlü kararname yeniden düzenlenecek. Devletin birliği ve bütünlüğünü temsilen yapılacak atamalarda Cumhurbaşkanı’nın onayı gerekecek. Onun dışında başbakan çalışacağı isimleri seçmede kimi atamaları tek imza ile gerçekleştirebilecek.

HÜKÜMET MECLİS’TEN KURULACAK

Hükümet, parlamentodan çıkacak. Güvenoyu zorunluluğu getirilecek. Başbakan ve bakanlar, Meclis’e karşı sorumlu olacak.

CHP İLE İYİ PARTİ 

Yazının Devamını Oku

Enis Berberoğlu işi ne olacak?

22 Ocak 2021
Anayasa Mahkemesi, oybirliği ile Enis Berberoğlu hakkında ikinci kez ihlal kararı verdi. Anayasa Mahkemesi 17 Eylül 2020 tarihinde de ihlal kararı vermiş ancak İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin kararını uygulamamıştı.

GEREKÇELİ KARARA DİKKAT

O nedenle bu kez Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararının gerekçesinde Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının kesin olduğu ve yerel mahkemeler tarafından uygulanmasının zorunlu olduğuna güçlü bir vurgu yapılması bekleniyor.

Enis Berberoğlu’nun avukatı Yiğit Acar’la konuştum. Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararından sonra İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nden öncelikli olarak dosyanın durdurulma kararı vermesini beklediklerini söyledi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi yine kararında ısrar edebilir. Az bir ihtimal ama o takdirde tekrar başa dönmüş olunacak.

BERBEROĞLU’NUN MİLLETVEKİLLİĞİ

Ya da bu kez İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararı doğrultusunda yeniden yargılama sürecini başlatacak. Bu aşamada yeniden yargılama ve milletvekilliğinin iadesi için “dosyanın durdurulması” kararı istenecek.

MADDE MADDE

Hukuku ayrıntılara girmeden anlatacak olursak:

Yazının Devamını Oku