AHLAK, ülkemizde namusla birlikte kullanılan bir kavramdır. Nizami Türk ahlakına uygun oturmayanları uyarmakla başlar kelimenin kullanım ve kapsama alanı...
- Pıh. Pıh... Delikanlı çek elini kızın omzundan, sen de kaldır başını adamın omzundan hanfendi - ............... - Evet. Ayrılmanız için 10 saniye veriyorum getirtmeyin beni oraya. - Aloooo kime söylüyorum! Bakın elimle gösterip rencide etmek istemiyorum ama içinizde kendi arasında sevişen arkadaşlar var - Amirim, adam, kadını seviyor gibi geldi bana, tamam, müdahale ediyorum tamam... Basınçlı su hazır tamam. * * * Kelime ,tecavüze uğrayan kadının toplum tarafından linç edilmesini haklı görecek kadar ahlaksız bir kimliğe bürünerek kulanılmaya devam eder. - Fatmagül ün suçu ne anne ya? - Ahlaksız oluşu , o saatte dışarı çıkılır mı sevgilimi görecem diye. - Ama tecavüz edenlerin suçu yok mu, hap falan içmişler bi de... - Kendin söylüyorsun işte, hap içmişler, yoksa melek gibi çocuklar. * * * Ahlak diye evrensel bir tanım yoktur oysa. Her toplumun kendi coğrafyasındaki genel değerlerin vicdanla harmanlanması olarak farklı kurallar halinde ortaya çıkar. Peki o genel değerlere kim karar verir düşünün lütfen. Sizin dışınızdaki başkaları mı? Körü körüne boyun eğmek, size reva görülen muameleye sorgusuz sualsiz boyun eğmek, korkunç sonuçlara neden olabilir. - ...Sonra bana bağırdı, dedi ki “Yat yat yat Ahlak Polisi”. - Eeee? - Ben de yattım hakim bey hemen. - İnsan sesini çıkarmaz mı, bağırmaz mı? Bu memlekette ahlak polisi mi var? Aklına gelmedi mi bunu düşünmek? - Ben bilmem hakim bey. Dedim zaar adettendir, korktum. - Yaz kızım; mağdure eve gelerek kendisini Ahlak Polisi olarak tanıtan adamın tecavüzüne uğramış... * * * Gülesiniz diye yazmadım inanın, ürperesiniz diye yaşadığımız gerçeklere. Hem vicdandan nasibini almamışsa ahlak sandığınız kurallar ve onları uygulayanlar? Bakire olmayan kadını öldüren, tecavüze uğrayan kardeşini vuran, sokaktaki kadını kızı çocuğu taciz eden bir insan ahlaktan ne kadar pay almıştır? Ve tuhaftır ki en ahlaksız insanlar ahlak kelimesini en çok kullananlardan çıkar. Cehalet ve aptallık kadar tehlikelidir ahlaksızların ahlak anlayışıyla yaşamak Ahlaksızlık belki de doktorun, hastasının protezini tornacıya yaptırması, marketin peynire kireç katmasıdır. Vergi kaçırmaktır, rüşvet yemektir, hırsızlık yapmaktır, başkasının hakkını yemektir, dedikodu yapmaktır, yalan yere umut vermektir, asansörde sigara içmek, sokağa tükürmek, ağacı yakmak, köpeği zehirlemektir , çocuğun okula gitmesini engellemektir, din, inanç, fikir sömürüsü yapmaktır, kendisi gibi olmayanı itmektir. Belki de değildir... Ahlaksızların dilindeyse daha tehlikelidir ancak... Onlardan ahlaka dair öğreneceğimiz tek şey şudur: Nereye kadar ahlaksızlaşabiliriz? Başka bir şey olmalı belki de ahlak denilen... Ve bunun cevabı yalnızca sizdedir, içinizde, vicdanınızın sesinde... Kontrolü de, ne mutludur ki bu güzelim ülkede bilesiniz ki yalnızca sizde... Bu arada siz uygunsuz oturanlar... Ayna kırıksa bozuk olan oturuşunuz değildir.