Yasemin'ce







Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Ay ve depremler

Rus bilim insanları depremlerin failini Ay olarak gösteriyorlar. 1964-1992 arasında meydana gelen depremleri inceleyen Ruslar, Pasifik'te meydana gelen depremlerin çoğunun yeni ay veya dolunay evrelerinin başlangıçında ya da bir kaç gün öncesinde veya sonrasında oluştuğunu tesbit etmişler. Ve bütün bu çalışmalarını Orta Asya'daki denizden 1100 metre yükseklikte, Pamir Dağları'nda yapmışlar.

NASA'dan sonra (Bir grup bilim insanı güneş tutulmaları ile depremlerin ilişkisini incelemiş ve ilginç sonuçlarını açıklamışlardı) Rus bilim insanlarının ay devrelerinin yer yüzü hareketleriyle bağlantısı olup olmadığını inceliyor olmaları gerçekten heyecan verici. En azından benim açımdan öyle. Çünkü ben, yeryüzünün gökyüzünden bağımsız olduğunu düşünemiyorum.

Fakat, Rus Bilim insanlarının iddialarını da düşünmeden ve incelemeden duramıyorum. Ay, en hızlı hareket eden gök cismi. Yaklaşık iki buçuk günde bir burç değiştiriyor. Bir ay içinde iki kez yeni ay, bir kez dolunay veya iki kez dolunay, bir kez yeni ay oluyor. Bu demektir ki, her ay üç kez belirgin biçimde deprem olması gerekiyor.

DEPREMLERİN ZAMANI

Ay'ın hareketleri kuşkusuz yeryüzü üzerinde etkili. Sular üzerindeki görünür etkisini kimse reddedemez. Ancak, toprağın 5 ile 30 kilometre altında bulunan faylar üzerinde ne derece etkili olabilir? İşte esas tartışma konusu bu!

Bütün insanlar gibi ben de düşünüyorum ama önemli olan bu alanda ciddi araştırmalar yapanlar ne diyor? Tabii hemen Kandilli Rasathanesi'ni arıyorum ve sismolog Şerif Barış ile görüşüyorum. Böylece Rus bilim insanlarının bu çalışmasının yeni olmadığını öğreniyorum. Meğer dünyanın önde gelen araştırmacıları atmosfer olayları ile depremler arasında bir ilişki olup olmadığını yıllardır inceliyorlarmış. Fakat, şimdiye kadar kesin bir sonuca varamamışlar.

Kışın olan depremler, yazın olan depremler, iyi hava, kötü hava, suların ısınması, kuyu sularının yükselmesi, gezegenlerin dizilmesi... Anlayacağınız hiçbir şeyi genelleyemiyorlar. Ve tesbitlerin hepsi tesadüften öteye geçemiyor.

Pasifikteki depremlerin Ay ile bağlantısına ne diyorsunuz, dediğimde Şerif Bey şöyle diyor;

‘‘Ruslar sadece Pasifik'i incelemişler. Halbuki fayların tektonik hareketleri farklı. Yıllık kaymaları farklı dolayısıyla depremler farklı. Kuzey Anadolu, Pasifik'ten farklı özellikler gösteriyor. Sadece Pamir Dağları'ndan yapılan inceleme yeterli olamaz. Bu çalışma istatistiksel değil.

Bütün dünyada yılda ortalama olarak 7'nin üzerinde 18 deprem meydana geliyor. 6'nın üzerinde ise, 200'den fazla deprem oluyor. 5'ten büyük depremlerin sayısı yaklaşık 2000 ve 4'ten büyük depremler ise 12000 civarında meydana geliyor. Ben, kesinlikle Ay'ın depremlerle bağlantısı yok diyorum.’’

Bu verilerden yola çıkarak dünyanın herhangi bir köşesinde her gün deprem olduğunu anlayabiliriz. Hatta 4'ün üzerindeki depremlerin hepsini toplayacak olursak gün başına en az 3-4 adet deprem meydana geliyor, demektir. Yani anlayacağınız dünya, depremler gezegeni. Burada önemli olan bu depremin hangi gün, sizin bulunduğunuz yerde olacağını tesbit edebilmek... Mevcut bilgilerin ışığında bilimin henüz bunu tesbit edemeyeceğini anlamış bulunuyoruz.

Zaten dünyada sürekli depremler olduğunu biliyoruz. Ama bunu hiç düşünmüyoruz ve Alaska'da veya Pasifik'te meydana gelmiş bir deprem de bizi ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren ‘‘insan’’. İnsanların toplu olarak yaşadığı yerlerde depremlerin hangi gün meydana geleceğini tesbit edebilmek önemli. Ve mutlaka bir depremin ‘‘geliyorum’’ diyen bir işareti olmalı. Bizim bilimimizin henüz göremediği, bilemediği bir işaret. Babil medeniyeti, Ay ve Güneş Tutulmaları'nı boşuna hesaplamış olamaz. Bulunan tabletlerin üzerinde yedi yıllık Ay Tutulmaları ayrıca Güneş Tutulmalarının hesapları ve öngörülen kitlesel olaylar yer alıyor. Tabii bu noktada astroloji başlıyor.

Ancak, yine de düşünüyorum, depremlerin tam anını ve yerini tesbit edebilmek için Ay'ın hareketlerini izlemek, ne derece kesin sonuçlar verebilir, diye... Fakat, en azından astrolojinin kitlesel değişimlerin boyutları hakkında çok önemli bilgiler içerdiğini biliyorum, Yasemin'ce...

Yazarın Tüm Yazıları