Yasemin'ce







Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Peygamberlik taslamayın

'Günümüzde mucizeler o kadar olağan görülmektedir ki, yeni bir peygamberin kendisini kabul ettirebilmesi çok güç olacaktır.'

Bu sözler Lyall Watson tarafından 1974 yılında 'Ölüm Yanılgısı' adlı kitabın 'Mucizeler ve Başka Gerçekler' bölümünde geçmektedir.

1970'li yıllara baktığımız zaman bilgisayarın hayatımıza girmeye başladığını görüyoruz. Daha da ötesi bilimsel gelişmelerin hızı, mistiklerin çoktan ulaşmış oldukları noktaya doğru bizi götürüyor olması...

Bu durum düşünen insanı daha önce mucize olarak nitelendirdiği pek çok olgunun gerçekliğine doğru yaklaştırmaya başlıyor.

Bilgisayarın gelişmesiyle birlikte günlük hayatımızın içine giren mucizeler artık öylesine sıradan ki, kendi kendine açılan kapılar, sese veya ısıya duyarlı cihazlar hiçbirimizin üzerinde şaşkınlık yaratmıyor.

Çok değil, bundan 30 sene önce cep telefonuyla konuşan birini görseydik bunun bir kurgu film olduğunu düşünürdük. Halbuki 'Uzay Yolu' adlı filmde gördüklerimizi şimdi yaşıyoruz. Hem de hiç şaşırmadan. Son derece doğal ve sıradan bir şeymiş gibi...

Aslında aklın sınırlarını zorlayan bilimsel gelişmeler ölüleri diriltecek boyutlara ulaşmış durumda. Mesela kalbi duran bir hastanın öldükten sonra kalbine pil takılıp yaşatılmasını hiç garipsemiyoruz. Yumurtalıklarını donduran bir kadın, artık çocuk sahibi olabilme sınırını çoktan aştığı halde bebeği olabiliyor. Çaresi olmayan bir hastalıktan ölmek üzere olan bir adam bedenini dondurup 20-30 sene sonra hastalığın ilacı bulununcaya kadar tekrar hayata dönmek üzere süresiz bir uykuya yatabiliyor. (Kimbilir, belki de 'Yedi uyuyanlar' efsanesi, böyle bir teknolojinin ürünüdür.)

'Hindistan'a yapmış olduğum son yolculukta, İsa'ya mal edilen hemen bütün mucizeleri gerçekleştiren bir insan gördüm. Satya Sai Baba'nın hiçbir peygamberlik iddiası yoktur. Uzun ince boyu, kapkara kıvırcık saçlarıyla Bangalore yakınındaki evinde uçun, kırmızı ipek elbisesiyle kendisini ziyarete gelen kalabalığın içinde dolaşmakta, hiç kimseyi ayırt etmeksizin herkese sağlık ve varlık dağıtmaktadır. Kayaları şekere, çiçekleri mücevherlere dönüştürmekte, gökten muazzam küpleri doldurmaya yetecek kadar kutsal kül yağdırmakta ve hastaları gerek dokunma yoluyla, gerekse hiç değmeden uzaktan iyileştirmektedir. Onu daha yakından tanıma olanağı bulamadım. Ancak, Sai Baba'yla bir süre çalışmış olan Howard Murphet işe hiçbir hokkabazlık ve el çabukluğu hünerinin karışmadığına kesinlikle inanıyor.'

Bunlar Lyall Watson'ın sözleri. Ancak, ben de yerli yabancı Sai Baba'yı ziyaret etmiş pek çok kişiden benzer iddialar duydum. Ayrıca söz konusu sağlık olduğu zaman biyoenerji, akupunktur ve daha bir çok çeşitli adlarla anılan mucizevi iyileştirme yöntemleri var. Maharişi'nin kutsal Veda metinlerini inceleyip dünyaya tanıttığı TM ve Ayurveda teknikleri bütün dünyada biliniyor. Hatta TM tekniği ile yer çekimine meydan okuyorlar. Sonra Master Dank'ın Türkiye'de 'Sağlıklı Hayat Yolu' olarak bilinen evrensel enerji yöntemiyle mucizevi tedavileri sıradan insanların da öğrenip uygulamasını sağlıyor. Bunlar, hemen bütün dünyada giderek yaygınlaşan mucizeleri gerçekleştiriyorlar.

Bütün bunların dışında fazla yaygınlaşmamış, az bilinen uygulamalar da var. Ve bunların hepsi mucize olarak adlandırılabilecek türden şifa dağıtıyorlar ama hiçbiri peygamberliğini ilan etmiyor. Çünkü, bilimsel gelişmelerin ışığında (Henüz bilim keşfetmemiş olsa bile) olabilirliği kabul gören açıklamalar içeriyor. Ayrıca peygamberlik iddiasında bulunacak olurlarsa, günümüz insanı tarafından ciddiye alınmaları ve kabul görmeleri artık mümkün değil. Çünkü, bizler artık hayatın kendisinden başka bir mucize olmadığını biliyoruz. Kaldı ki, hayatın kendisi de her geçen gün bilim tarafından büyük bir hızla çözülüyor diyorum, Yasemin'ce...

Yazarın Tüm Yazıları