Paylaş
Mesajlar ve kehanetler
Yarın ne olacak? Bundan sonra beni neler bekliyor. Bugün beklediğim durumla karşılaşacak mıyım? Bu işe başlamak benim için hayırlı olur mu?
Sevdiğimle birlikte olabilecek miyim?
Ve, hemen her konuda neler olabileceğine ilişkin duyulan merak, kehanet sanatlarını hemen bütün dönemlerin en gözde ilgi odağı haline getirmiştir.
Şimdi burada kehanet sanatları üzerine bir çeşitleme yapacağımı ya da ne olduğunu açıklayacağımı bekliyor olabilirsiniz. Ancak, konumuz ‘‘Kehanet’’ olmakla birlikte kehanet sanatları değil.
Ben şimdi düpedüz yaşadığımız hayatın içinde düpedüz karşılaştığımız kehanetlerden bahsedeceğim. Bu kehanetler aslında yaşadığımız pratik hayatı kolaylaştırabilecek türden karşımıza çıkan mesajlar. Ancak, bu mesajları çözebilmek veya anlayabilmek için kehanet sanatlarının ustası ‘‘Kahin’’ anlayış ve dikkatine sahip olmak gerekiyor.
* * *
Hergün geçtiğiniz yola ne kadar dikkat edersiniz?
Aslında hergün geçilen yol, insanın iyi bildiğini sandığı ve farkında olmadan geçip gittiği yoldur. Bu nedenle de hiç dikkat etmeden geçip gideriz.
Yürürken veya arabayla giderken bu bildik yolun dışında her türlü sorunu kafamızın içinden geçirir, bütün bir günün planlarını yaparız. Kısacası yürümekte olduğumuz yolun dışında her şey vardır kafamızda ve etrafımıza görmeden öylece bakarız.
Acaba, o geçtiğiniz yol gerçekten hergün aynı yol mudur?
Elbette ki, aynı değildir. Her şey gibi yol da değişmektedir. Ve siz, bunun farkına varmazsınız. Dikkat etmediğiniz için görmezsiniz. Olağan görüntülerin arasında meydana gelen olağandışı birşey gözünüze çarpmaz.
Çünkü, dikkatiniz geçtiğiniz yolun dışında kimbilir nerelerdedir? Aklınız, belki evinizle ilgili ya da işinizle ilgili bir soruna takılıp kalmış, belki de başlamayı tasarladığınız bir konuyla meşguldur. Bunun sonucunda da mesajların farkına varamazsınız.
Mesajlar diyorum, çünkü insanın çevresi mesajlarla doludur. Ve, bu işaretler, o günün nasıl geçeceğinden tutun da sizin içinde bulunduğunuz durumun nasıl gelişeceğine kadar, pek çok konuda size bilgi verir. Fakat, ne yazık ki, kişi bunların farkında değildir. Farkına varsa bile anlayamaz.
Örneğin, bir mistiğin tanrıya yakarışında ve dileklerinin en başında şöyle bir dua vardır;
‘‘Tanrım, ne olur anlayışımı yükselt. Anlayışımı yükselt ki, senin gösterdiğin mesajları anlayabileyim.’’
(Sürecek)
Paylaş