Yasemin Boran: Acaba sezgi mi?

Yasemin BORAN

Bazen öyle ilginç durumlar meydana gelir ki, şaşırıp kalırsınız. Çok istediğiniz şeyler bir türlü gerçekleşmez ama hiç istemediğiniz durumlarla karşılaşırsınız. Tabii bu durumlar aklınıza gelmiştir, hatta 'inşallah olmaz' şeklinde temennide bulunduğunuz durumlar aniden karşınıza çıkıverir. Ve 'kahretsin, aklıma gelmişti' diye iç geçirirsiniz. 'Aklıma gelen, başıma geldi' dersiniz. Bu bir çeşit sezgi midir, yoksa sizin ürkerek iç geçirmeniz, yani düşünce gücünüz mü, olaya neden olmuştur? Aslında en fazla şöyle düşünülür; 'bunu öngörmüştüm! Ama beklemiyordum. Keşke sezgilerime önem verseydim.' Bu durumun bir kaç açıklaması var. İç sesiniz sizi uyarıyor ve bu işi sürdürürsen, sonucu bu şekilde gelişecek, diyor. Tabii sizin istemediğiniz bir sonuç ve akıl yürüttüğünüz zaman hiç de iç sesinizin söylediği gibi bir durum meydanda yok. Tabii iç sesinize kıymet vermiyorsunuz ve ardından istemediğiniz ama öngördüğünüz durumla karşılaşıyorsunuz. Bir de karamsar ve kuşkucu bir yapıya sahip olduğunuz için iyi gelişmekte olan olayların tersini düşünüp endişe duyuyorsunuz. Tabii böyle olmasını hiç istemiyorsunuz ama duygularınız harekete geçiyor ve 'ya kötü olursa' diyorsunuz. Düşüncelerinizle duygularınız birleşerek büyük bir endişeyle hayal ettiğiniz kötü durum, tamamen sizin harekete geçirip etkilediğiniz bir durumdur. Yani yaşamakta olduğunuz istemediğinizin durumun yaratıcısı siz oluyorsunuz. Aslında her iki halde de, olabilecekleri istediğiniz yönde etkilemeniz mümkün. Bunun için düşünce ve duygularınız üzerinde irade ortaya koymanız ve gelişmelerin yönünü belirlemeniz gerekiyor. Tabii bunu yazmak çok kolay. Ama uygulamak için, kendi üzerinizde yoğun bir çalışma yapmanız gerekiyor. Tabii bu da pek kolay bir süreç değil. Fakat, yapabilirsiniz, diyorum, Yasemin'ce...