F.Bahçe’nin önünde kaybedeceği maçlar da var, ama bugünkü görünüşe göre F.Bahçe şampiyonluğu kucaklar. Fenerbahçe’nin sistemi var. 1.5 yıldır süren orta saha sorununu çözdü. Yöneticileri lüzumsuz konuşmuyor ve bir avantajı da büyük takımlarla evinde oynayacak.
* F.Bahçe’si, G.Saray’ı, Beşiktaş’ı, Trabzon’uyla ligi bir değerlendirir misiniz? Kulüplerin durumları nasıl, kim kiminle çekişir? Lig nasıl biter?
Şu anki görünüşe göre F.Bahçe şampiyonluğu kucaklar. Yalnız bu, bütün maçlarını kazanacak, gümbür gümbür gidecek demek değil. F.Bahçe’nin kaybedeceği maçlar var. Ama bugün için şampiyonluğa daha yakın olduğu kesin.
F.Bahçe’nin sistemi var, dolu bir takım oldu. Hem savunma hem de hücumu iyi yapıyor. 1.5 yıldır süren orta saha sorununu çözdü. Kim oynarsa oynasın çok yönlü oyunculardan kurulu bir kadrosu var. Bunun yanında idarecileri lüzumsuz konuşmuyorlar, rakiplerini küçük görmüyor, saygı gösteriyorlar. Fenerbahçe’nin bir avantajı daha var. Büyük takımlarla yapacağı maçların hepsini kendi sahasında oynayacak.
Galatasaray ve Trabzonspor da hala şampiyonluk yarışının içindeler. Trabzonspor da bizim Milli Takım gibi. Stresli maçları kaldıramıyor. Belki de bu oyuncularının genç, tecrübesiz olmasından kaynaklanıyor.
G.Saray stres altında
G.Saray her zaman işin içinde vardır. Bu ara kötü bir dönem geçiriyor, bunu da anlamak mümkün değil. İçlerinde bazı problemler olduğu belli. Bu problemlerin bir kısmı da basına yansıyor.
Futbolcular enerjik. Ankaragücü maçında kötü oynadılar, ama bir sürü pozisyona girdiler. Demek ki stres altındalar. Yok Hagi takımdan memnun değil, yok oyuncu istiyor deniyor. Bir sürü spekülasyon yapılıyor. Hagi takımda orta sahayı oturtamadı. Bu mevkii de sürekli oyuncu değiştiriyor, ama yarışın içinde.
Beşiktaş böyle bir yener, bir berabere kalır, bir yenilir böyle gider. Kadrosu yeterli değil, futbolcularının çoğu bu takımda oynamaz. Beşiktaş bir yere gelmek istiyor ve gerçek Beşiktaş olmak istiyorsa, ara transferde 6-7 oyuncuya ihtiyacı var.
Alex daha iyi olacak
* F.Bahçe’de ne değişti de kısa süre öncesine kadar eleştirilen Alex’in yıldızı parladı?
Öncelikle oyun sistemi değişti. Alex, ‘80 maç oynadım, oradan kupaya gittim. Ardından Türkiye geldim, randıman vermem zor oldu’ diyor. Öğrendiğime göre Alex İstanbul’u ve Türkleri seviyor. Pozitif düşünen ve candan bir oyuncu. Takım içindeki arkadaşlığı da paylaşım üzerine kurulu. ‘Ben Alex’im’ diyen burnu yukarıda bir futbolcu değil. Daum da ‘Benim seyrettiğim Alex bu değil. Şu anda gerçek Alex’in % 20’sini oynuyor’ ifadesi kullanıyor.
Ben de Alex de Souza’dan daha da güzel futbol ve çok daha iyi şeyler bekliyorum. Egoist olmayan, kendini ön plana çıkarmayan bir futbolu. İklimi, yemekleri farklı bir ülkeye geldi. Allah’tan bir kaç tane daha Brezilyalı vardı takımda da uyum sürecini geçerken çok fazla zorlanmadı. Yalnız şu bir gerçek ki, futbol anlayışı da, seyircinin bu oyundan aldığı zevk de farklı Türkiye’de. Bunlar da futbolcu üzerinde çok etkilidir. Benzer şeyleri futbolculuk hayatımda ben de yaşadığım için iyi biliyorum ve onu anlıyorum.
Daum polemiğe ihtiyacın yok
* Daum’un S.Prag galibiyeti sonrası gündemi sarsan ‘Sezon sonunda sözleşmem konusunu tekrar düşüneceğim’ açıklamasını nasıl yorumluyorsunuz?
Daum, o anlamda söylediyse yine saçma sapan bir beyanat vermiş. Yok eğer söyledikleri yanlış tercüme edildiyse, bu da bir gaflet - ki Almanca bilenlere göre yanlış tercüme edildi.-
Trabzonspor’u Trabzon’da yeniyor, Sparta’yı Prag’da yeniyor, arkasından durup dururken sürpriz bir açıklama. Yapma Daum... Sen profesyonel adamsın, ister kalır ister gidersin, bunu yapmak senin elinde. Böyle polemiğe ihtiyacın yok. Bu anlamda da söylemediğini öğrendim, ama buna da lüzum yok. Bu işlere sen hiç girme Daum. Zaten sezon başından beri yanlış açıklamalarınla ortalığı kızıştırdın. F.Bahçe iyi oynamış, organize takım olmuş bu da senin iyi yolu bulduğunu gösteriyor.
Daum gitmek istiyorsa da güle güle gider, F.Bahçe alternatif bulur. Yalnız ona sunulanları, el bebek gül bebek gidiyor, bunu diğer kulüplerde bulur mu? Avrupa’da mümkün değil. Burası Daum’a doğu misafirperverliğinde yaklaşıyor, bir dediğini iki etmiyor. Ve bu tarz açıklamalar başkanı da yönetimi de üzüyor. Takım iyi giderken polemiklerin çıkması yönetimi rahatsız ediyor.
Yöneticiler konuşmamalı
* Yasal düzenlemeler tribün terörünün önüne geçer mi? Ne yapmak gerekiyor?
Tabii ki caydırıcı bir faktör. Ancak herşeyden önce yazılı ve görsel basınının tribün terörünün önüne geçilmesine öncülük etmesi lazım. Basın sansasyonel haber ve dedikodular çıksın diye kulüp başkan ve yöneticileriyle görüşüyor, onların ağzından demeçlere yer veriyor. Başkanın ağzına hemen bir mikrofon tutuluyor. Avrupa’da bir kulüp başkanının veya yöneticisinin medyaya konuştuğunu gördünüz mü? Avrupa’da teknik direktör, bazen yanına futbolcusunu da alarak medyanın karşısına çıkıp konuşur.
Hangi başkan veya yönetici takımının kötü olmasını ister. Bunun sonucunda da medyaya konuşurken ne diyecek yani, tabii ki popülist politika yapacak. Bir başarısızlıkta medyanın karşısına çıkıp, ‘Biz iyi oyuncu alamadık. Kulübü iyi yönetemedik’ mi diyecek? Elbette birilerini suçlayacak. O zaman da ortaya kaos çıkacak. Statlardaki bu olayların en önemli faktörü bu. Yöneticilerin konuşması futbola zarar veriyor. UEFA, kulüp yöneticilerini konuşturuyor mu? Hayır, antrenör ve futbolcu konuşuyor. En başta kulüplerin bu işin önüne geçmeyi ciddiye alıp kendine çeki düzen vermesi gerek.
Yasal düzenleme önemli tabii ama polisin de işini yapması lazım. Samsun’da bin kişi bedava bilet alamadıkları için toplanmış, polis önlem alamıyor, onları dağıtıp gönderemiyor. Polisin bunlara müsade etmemesi lazım.