Paylaş
Bunun nedeni daha önce yaşanan kötü tecrübeler, tatsız anılardır. Eğer kilo verebilme telaşıyla yola yanlış bir yerden başlarsanız ya istediğiniz başarıyı sağlayamaz ya da kaybettiğiniz birkaç kiloyu kısa bir süre sonra fazlasıyla geri alırsınız. Bu durumda sinirlenip üzülmemek, hatta işi biraz abartıp depresyona girmemek elinizde olmayabiliyor.
KİŞİYE ÖZEL DİYET PLANI
Kötü diyet tecrübelerinin en önemli nedenlerinden biri “kişiye özel” hazırlanmayan yanlış, sıradan, bilinçsiz kilo verme planları oluyor. “Kişiye özel kilo verme planı” öyle palavradan ortaya atılmış bir deyim veya sıradan tanım değil. Herkesin vücudu ve doğal olarak metabolizmasının çalışma şekli, hızı, istekleri, problemleri, kabul ya da reddettikleri farklı oluyor. Bu nedenle daha işin başında yani ilk görüşmede ciddi bir genetik sorgulama yapılması gerekiyor. Ailede kilo öyküsünün olup olmaması, fazla kiloların karın, kalça, bel ya da basende veya bacaklarda, kollarda, hatta çene altında birikip birikmemesi tecrübeli bir uzmanı farklı yaklaşımlara yöneltebiliyor. Eğer varsa diğer sağlık sorunlarınız da çok önemli! Hipertansiyonlu biriyle tansiyonu normal birine, diyabetli biriyle kan şekeri normal veya hipoglisemili birine, gut hastalığı olan biriyle karaciğer veya böbrek yetmezliği olan birine hazırlanacak programlar önemli farklılıklar gösteriyor. Aynı şekilde reflünüzün, gastritinizin, kabızlığınızın, periyot dönemlerinizde vücudunuzun su tutup tutmamasının çok büyük anlamları var. Bu noktaların her birinin tek tek sorgulanması, beslenme planı oluşturulurken dikkate alınması şart!
BAŞARI DETAYLARDA GİZLİ
Kişiye özel diyet planları hazırlanırken o insanın ailesinin ve kendisinin sağlık geçmişlerini bilmek de yeterli olmuyor. Yaşınız, cinsiniz, işiniz, çalışma koşullarınız, işyerinizdeki imkânlar, evinizdeki olanaklar, beslenme alışkanlıklarınız, mutfağınızda nelerin piştiği, sofranızda nelerin yendiği ve daha pek çok faktör önem taşıyor. Tabii bu arada sizin ağız tadınız, sevdikleriniz ve sevmedikleriniz de önemli noktalar. Kısacası “size özel” program yapmanın çok önemli ayrıntıları var. Bu ayrıntılar dikkate alınmazsa başarı şansınız azalıyor. Her bir şanssızlık ruhsal travmaya yol açıyor. Tekrarlanan başarısızlıkların ise depresyona kadar giden sonuçları olabiliyor.
Biz ne yapıyoruz
“Yaşasın Hayat Beslenme Enstitüleri”nin kilo sorununa yaklaşımı bilimsel verilere dayanıyor. İşe kilo probleminin nasıl oluştuğunu anlamaya çalışarak başlıyoruz. Bunun için kişileri dikkatle dinliyor, detaylı bir hormonal-metabolik incelemeden geçiriyoruz. Büyük bir dikkatle dinlememiz ve metabolik-hormonal bir denetimden geçirmemizin nedeni ilk girişimde sonuç almak, ayrıca daha sonra ortaya çıkabilecek problemleri azaltmak, yeni bir diyet gazisi veya diyet mutsuzu yaratmamaktır! Örneğin hipoglisemisi olan birine eğer dikkat etmez birden bire ciddi ölçüde kalori kısıtlaması yapmaya kalkarsanız (hele bir de sık sık yemesini planlamazsanız), nişasta, şeker, un tüketimine ciddi kısıtlamalar getirmezseniz o kişiyi sinirlilik, unutkanlık, dikkatsizlik, hırçınlık, hatta baş ağrısı krizlerine mahkûm edersiniz.
Diğer taraftan hipertansiyonlu birine tuz kısıtlaması yapmazsanız, gut hastası veya ürik asidi yüksek bir başkasına yüksek proteinli ve pürinli yiyecekler verirseniz yeni sağlık sorunlarına yol açabilirsiniz. Aynı şekilde yağ kısıtlamasında aşırıya kaçarak karbonhidratlarla boğduğunuz bir hastayı da bazı problemler bekliyor demektir.
Diyetisyen Seren Aksüs
Kilo vermek sağlığa nasıl yardımcı oluyor
İyi planlanmış bir kilo kaybı programının haftada bir kilodan ?ya da toplam vücut ağırlığının yüzde 1’inden- daha fazla kilo kaybı yapmaması gerekiyor. Eğer haftalık kilo kaybı 0,5?1 kilogram arasında sürdürülebilirse, sürprizler dışında ciddi bir sağlık problemiyle karşılaşılmıyor. Tam tersine böyle bir kilo kaybı programının kilo fazlalığıyla ilişkilendirilen sağlık risklerini (şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp hastalığı) azalttığı belirtiliyor. Aşırı kilolu ya da obez olan kişiler kalp hastalığı, şeker hastalığı, hipertansiyon, safra kesesi hastalığı, osteoartrit, uyku apnesi geliştirme riski taşımaktadır. Bu kişilerde bazı kanser türlerine daha sık rastlanmaktadır. Küçük miktarlarda kilo vermek bile (örneğin vücut ağırlığının yüzde 5-10’unu kaybetmek) bu riskleri azaltabiliyor. Ayrıca böyle bir program ve yaşam tarzı planlaması, gelecekte karşılaşılabilecek şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp krizi, felç gibi sorunlara karşı önlem olabiliyor. Önceden kalp hastalığı, şeker hastalığı, hipertansiyon, osteoartrit (kalça ve diz romatizması), uyku apnesi, horlama gibi sorunları olanlarda kilo vermek, bu sorunlarla mücadeleyi daha kolay hale getiriyor.
Dr. Evren Altınel
Sapanca’da kilo yönetimi konferansı
Her ayın ikinci cumartesi Güral Sapanca Wellness Park Otel’de Yaşasın Hayat Enstitüsü tarafından düzenlenen “sağlıklı beslenme ve kilo yönetimi” konferansı 10 Ocak 2009 cumartesi günü verilecektir. Katılmak isteyenlerin (0 264) 592 30 30 (Dâhili?1548) nolu telefondan rezervasyon
Paylaş