Yalçın Bayer: Sınır ticareti değil, vurgun

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Tarım ve Köyişleri Bakanı Prof. Hüsnü Yusuf Gökalp, Anamur'da hafta sonu yapılan '2. Turfanda Şûrası'nda şöyle diyor:

‘‘Göreve geldiğimizde sınır ticareti yoluyla 52 çeşit ürün giriyordu. Aslında bu sınır ticareti olmaktan çıkmıştı. İthal ürünlerin bedeli 360 milyon doları bulurken, ihraç edilen ürün bedeli 16 milyon dolardı. Baktık ki, bizim üreticimizi, esnafımızı, halkımızı destekleyici bir yanı yok, biz de bunun üzerine yasakladık. Bundan sonra giriş varsa, bilin ki kaçak giriyordur. Kaçakçılığı da sonuna kadar önlemeye çalışacağız.’’

Bakan, olayın ekonomik ve sağlık boyutuna dikkat çekiyor. ‘‘Benim milletim sağlıksız ve ilaç kalıntılı ürüne layık değildir’’ diyor.

Bunlar güzel sözler de... Acı olan sınır ticaret hacminin nasıl aleyhimize geliştiği; bir şeylerin döndüğü ortada...

Peki, yıllardır sınır ticareti yoluyla benzol yerine mazot, pirinç yerine şeker, bilmem ne yerine muz sokan; aldığı sahte vergi iadeleri ve yatırım teşvikleriyle devleti trilyonlarca lira vuran soygunculara ve bunların işbirlikçilerine karşı ne yapıyorsunuz?

Bu liberal ekonomi değildir.

Gaffar Yakın: Fethullahçı değilim

Partiler birbirini kaşıyor!

DSP Afyon Milletvekili Gaffar Yakın'ın Fethullah Gülen'e yakın bir isim olduğu, akrabası olan Afyonlu Ahmet Necdet Sezer'i Ecevit'e tavsiye ettiği iddialarını Ankara'daki kulislere dayanarak yazmıştık. Yakın bunun üzerine dün aradı.

Ayrıca, geçen milletvekili seçimlerinden önce 3.3.1999'da Afyon Odak Gazetesi'ne verdiği ‘‘Ben cı'cı, ca'cı değilim, özgür bir insanım’’ başlıklı demecinin fotokopisini faksladı.

Gazetede ‘‘Ben Fethullah Hocacı değilim’’ diyor Yakın...

- O zaman bu yakıştırmalar nereden çıkıyor?

- Yazarlar ve Gazeteciler Vakfı'nın sponsorluğundaki Abant toplantısının koordinatörlüğünü yaptım. Benim, İslam, Atatürk ve laiklik konusunda özel görüşlerim vardır. Toplantının fikri çalışmasını ben yaptım. İslamlığın, laikliğin Atatürk'le çatışmadığını göstermek istiyordum. Bu konuda da 'Yeni Çağa Yeni Yorumlar' kitabım vardır. Abant'tan sonra hakkımda Fethullahçı diye yazılar çıktı. Bana Fethullah Hocacı demek yanlış, inanış olarak Ahmet Yesevi, Yunus Emre, Hacıbektaş, Şeyh Bedrettin çizgisinin çağdaş bir yorumcusuyum. Fethullahçılar ile benim şeylerim çok farklı... Demokrasiyi kabul ettiler de, şimdi laikliği tartışıyorlar. Yanlış anlaşıldıysa, İslamiyet'te 'tövbe' diye bir kavram vardır. Din olgusuyla siyaset yapılırsa bir yere gidilmiyor.

- Gülen'le tanışmıyor musunuz?

- Kendisiyle 1995-98 yılları arasında üç kez beraber oldum. Birinde Şahin Alpay ve Nazlı Ilıcak vardı. Benim Fethullahçı olmadığımı arkadaşım Cüneyt Ülsever de bilir. Yalnız Gülen'in dış ülkelerde Türk okulları açması beni memnun ediyor. Ama kendisiyle telefonla konuştuğumu tespit eden olursa siyaseti bırakırım.

- Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer'le yakınlığınız...

- Keşke akrabam olsa... By-pass geçirdikten sonra üç kere gördüm; en son da 23 Nisan'da karşılaştım... Hemşerim olmasından gurur duyarım. Kendisini dürüst, namuslu, demokrat, insani özellikleri üstün bir kişi olarak tanırım. Benim, denildiği gibi istediğimi tek başına seçtirecek gücüm yok. Ancak realist olalım, bugün cumhurbaşkanının parlamento içinden olma ihtimali yok.

- Sezer'e kimler oy verdi?

- DSP ve MHP... Çünkü son seçimlerde dürüstlük ve namusluluk etken olduğu için bu partiler oy aldı. Siyasetin mantığını söyleyeyim; hiçbir parti, rakibi bir partiden aday çıkmasını istemiyor. Aslında cumhurbaşkanı seçilmiyor, kim kiminle hükümet kurucak, onun manevraları yapılıyor. DYP hükümete girmek istiyor, ANAP kalmak için mücadele veriyor. Mesut Yılmaz'ın aleyhinde olanlar kendisini zayıf göstermek istiyor. Bu nedenle Çiller, söz geçirdiklerine Akbulut'a oy verin diyor. Yılmaz aleyhindekiler ile biraz da FP'liler Somuncuoğlu'nu destekliyor. Yani liderler dediğini yaptırıyorlar. Sonuç olarak herkes birbirini kaşıyor.

Bu nasıl bir sosyal anlayış

KAMUOYUNUN dikkati cumhurbaşkanlığı seçimine çekilirken, milletvekilleri ile üst bürokratlara şubat ayından geçerli olmak üzere temsil zammı verildi.

Tavanı üç küçük memur maaşına, tabanı da iki memur maaşına eşit. Bu uygulama hiç enflasyonu körüklemedi mi?

Milletvekilleri cumhurbaşkanlığı seçiminde anlaşamaz ama iş kendilerine gelince muhalefeti-iktidarı bir olup ilgili yasayı yarım saatte geçirirler.

Taşı kaldırmak için yalnız dar gelirlinin elini koyması beklenmesin, biraz da milletvekilleri feragat etsin, ki ülke hep beraber düzlüğe çıkartılsın.

Ücret artışları sosyal konudur, bu herkese uygulanmalı. Bir tarafa verip diğerini mağdur etmemeli. Temsil hakkı da sizin yaptığınız gibi değil.

Nejla ADLI ANTALYA

Niteliksiz atamalar

546 milletvekiline 20.4.2000 günü postayla mektup gönderdim. Ulaştırma Bakanlığı'na, Telekom ve Posta İdaresi'ne yapılan atamaların, Anayasa'nın 70. maddesiyle 233 sayılı KHK'nın 7. maddesinin öngördüğü koşulları içermediğini bildirdim. Türkiye'de nitelikli insan yok mu ki, nitelikten yoksun olanlar bu görevlere atanıyor. Babalarının evine hizmetli mi alıyorlar ki kurallara uymuyorlar. Bunları neden sormuyor, araştırmıyor ve milletvekilimiz olarak hakkımızı aramıyorsunuz. Mektubu sadece bir milletvekilinin (DSP-Ahmet Güzel) duyarlılık göstererek yanıtlaması parlamentonun ne halde olduğunu gösteriyor. Sizler, Anayasa'nın 80. maddesine göre tüm Türkiye'nin milletvekili değil misiniz?

Nusret ÇAKIROĞLU ANKARA

'MENDERES Haklı Çıktı' (29.4.2000) başlıklı yazıda okurunuzun, bize ettiği hakaretleri misliyle iade ederiz. Biz soysuz değiliz. Soysuzlar, bölücü ve yıkıcılarla el ele gezenlerdir. 'Ne mutlu Türküm diyene' diyemeyenlerdir. Bizler tüzüğe uymayanlara şunu deriz: ‘‘Ya sev, ya terk et.’’ Bu böyle biline...

Serdar BAĞRIAÇIK-Amasra-BARTIN

OKURUMUZ Uğurcan Kök'ten, Ilgın Belediye Başkanı'na: Konya-Afyon üzerindeki tarihi Ilgın Kaplıcası'nın yanındaki caminin pislik içindeki halini hiç gördünüz mü? Denetlerseniz daha neler olduğunu göreceksiniz.

VEZİRKÖPRÜ'de TRT radyolarının dinlenemediği yazılmış. Bırakın radyoyu, Balıkesir'in Edremit İlçesi'nde TRT'nin TV yayınları doğru düzgün izlenemiyor. Radyo ise hiç yok. Yunan radyo ve TV'leri gümbür gümbür...

C.E-EDREMİT

Yazarın Tüm Yazıları