Yalçın Bayer: Maliye Bakanı Oral kayınbiraderini tam yaktı

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Orhan Aslıtürk'ün yaptığı Türkiye'nin en büyük naylon fatura vurgunu belgelendi.

TÜRKİYE'nin en büyük naylon fatura soygunu nihayet belgelendi.

Gülay ve Orhan Aslıtürk'le ilgili o kadar çok şey yazdık ki... İkisi de şimdi yurtdışında kaçak.

Üç yıl önce Gülay Atığ, 'topraktan doğan aşk' sonucu evlendiğinde Orhan Aslıtürk'ün nasıl bir hayali ihracatçı ve naylon faturacı olduğu ortaya çıkıverdi.

Ne 'herzeler' yediği birçok kez köşemizde yer aldı.

'Cin' gibi bir adamdı; soyadını üç kez değiştirmişti. İnşaatlık yaparken, Özal döneminde hayali ihracat olaylarına girmişti. 90'lı yılların ortasında Rusya ve Türk Cumhuriyetleri'ne Laleli piyasasından 'ihracat' patlayınca, bunun gerisindeki en önemli 'faturacı' da Aslıtürk'tü... Odacı, şoför, garsonlara kurdurduğu hayalici şirketlerinin sayısı 200'ü geçiyordu. Bunları da kurduğu 'Barbaros Holding' üzerinden yapıyordu.

Uğur Dündar bir gün, naylon fatura kestiği şirketlerini yönettiği Asıltürk'ün 'Barbaros Holding'ini ekrana getirdi, Zekeriya Temizel'in Maliye Bakanlığı döneminde müfettişlerin baskını sonunda iki kamyonet dolusu evrak Ankara'ya götürüldü.

Tam iki yıl önce oldu bunlar... Daha sonra Aslıtürk'ün eniştesi, Maliye Bakanı Sümer Oral'a 'Soruşturma ne oluyor?' diye sormuştuk. Üzgündü, ‘‘Böyle bir dosyayı kardeşim bile olsa açarım. Vallahi bu çocuğun ne yapıp ettiğini bilmem. millet onları sildi, attı. Bana telefon bile edemez. Birisi ufacık bir himayemi duysun, o zaman her türlü müeyyideye razıyım’’ demişti.

Oral'a iki hafta önce yine Aslıtürk'le ilgili soruşturmanın sonucunun ne olduğunu anımsattık. Sayın Oral arayarak ‘‘Bekleyin. Rapor yazılıyor’’ dedi.

Ve dün Türkan Al'ın AA'daki haberi ekranlara düştü:

‘‘Hesap uzmanlarının Orhan Aslıtürk'e yönelik incelemeleri, 1.7 milyar dolarlık -1.9 katrilyon- ihracatın, grubun naylon faturaları ile gerçekleştirildiğini, yurtiçindeki naylon fatura sirkülasyonunun ise bunun 2-3 katı olduğunu ortaya koydu.’’

Aslıtürk'ün, KDV komisyonu karşılığında kimlerle çalıştığını, Türkiye'nin nasıl soyulduğunu haberin ayrıntısında okuyacaksınız.

Şimdi... Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığı; beş klasör halindeki bir tek kişinin organize ettiği bu inanılmaz soygunun raporunu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı Zekeriya Temizel'e, Gelirler Genel Müdürü Mehmet Akif Hamzaçebi'ye, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanı Nejat Çoşkun'a gönderecek... Sonra da Cumhuriyet Savcılığı'na gidecek dosya... Kurulun başka araştırmalarının da olduğu biliniyor; bakalım bunlar arasında başka kimler çıkacak?

Hükümetin Meclis'te bulunan ek vergi paketiyle 1.9 katrilyon liralık bir gelir beklediği düşünülürse, vurgunun boyutu daha iyi anlaşılıyor.

Vah benim memleketim vah...

CHP'de sular bulanıyor

‘‘SAHİ CHP'de ne değişti?’’ yazımıza birçok tepki geldi. Kızan da var, haklı bulan da. Bu partide hizipçilik bitmiyor.

CHP MYK üyesi Algan Hacaloğlu, İstanbul örgütündeki kriz nedeniyle aradı. İstanbul'da birçok usulsüzlük olduğunu, istendiğinde parti defterlerinin verilmediğini, bunun üzerine zabıt tutulduğunu belirterek ‘‘Bu bile il yönetimini disipline verip görevden almak için yeterlidir’’ dedi. Daha sonra Mehmet Sevigen'e il defterinin ilgili sayfalarının fotokopisinin verildiğini'' söyledi. Hacaloğlu, ‘‘Deniz Baykal, İstanbul'da örgütle birlikte hareket ederek yeni bir yapılanma düşünüyor. Partinin önünün açılmasını bekliyor. İnanın ki, bunda siyasi bir yaklaşım yok. Şu anda başkan dahil 32 kişiden istifa dilekçesi verenlerin sayısı 15-16'yı buldu. Sonuç bekleniyor.’’

CHP'nin merkeze çekilmek istendiği eleştirileri karşısında Hacaloğlu, ‘‘Partinin sağa çekildiğini söyleyen bir il yöneticisinin adını bilsem Haysiyet Divanı'na veririm. Maalesef son 10 yıldır CHP geleneğini, kültürünü yakalayamamış olan bazı arkadaşlarımız, particiliği dernekçilikle karıştırmaya başladılar. Hatalar yapılmış olabilir ama bu sözlerin Atatürkçü bir partiye karşı söylenmesi zarar verir. Baykal, Atatürk'ün koltuğunda oturuyor, bu bilinmelidir.’’

CHP nereye gidiyor?

‘‘Amaç yıllardır uzak kaldığımız, bir anlamda sahipsiz insanlarla buluşabilmek, bir imaj ve güven olayını aşmak ve bunları bir elit partisine dönüşen CHP'yi halka taşımak...’’

CHP'nin ağırlıklı ismi Mehmet Moğultay'ın Baykal'a İstanbul il yönetimi için ittifak önerdiği, ‘‘Ben de kendi adamlarımı istifa ettireyim, yeni yönetimi beraber kuralım’’ dediği öne sürüldü.

Bu arada eski yönetimde görev yapan bir partiliyi dinleyelim:

‘‘Üzüntüyle izlediğimiz bir süreç başladı. Genel Merkez bir takım yerleri görevden almaya başlandı. Konya ve İzmir'de yönetim düştü. Erzurum, Zonguldak ve Karabük merkez ilçe görevden alındı. Batman'ın sırada olduğu söyleniyor.’’

KARAKAŞ'IN TEPKİSİ

PM eski üyesi Ercan Karakaş, bazı örgütlerdeki dalgalanmalar üzerine bir açıklama yaptı: ‘‘CHP'nin siyasetin demokratikleşmesi ve parti içi demokrasinin kurumlaşması konusunda öncülük yapması gerekirken, yeni yönetiminin başta İstanbul olmak üzere bazı il ve ilçe yönetimlerini, demokrasi anlayışı, hukuk ilkeleri ve tüzük hükümleriyle bağdaşmayan yöntemlerle değiştirmeye çalışması kabul edilemez. Geçmişte de yaşanarak görüldüğü gibi bu uygulamalar partiye zarar veren ve onun inandırıcılığını zedeleyen uygulamalardır. Artık CHP'de, çoğulcu ve katılımcı demokrasi anlayışımızla bağdaşmayan 'yukarıdan yönetme' ve 'yukarıdan belirleme' anlayışı son bulmalıdır. Çünkü bu anlayış, parti içi dayanışmayı ortadan kaldırdığı gibi, demokratik süreçleri de boğmakta, üyelerin, örgütlerin siyasete katkısını yok etmekte ve siyasete olan güvensizliği daha da artırmaktadır.’’

121. yaşın onuru

MALİ hizmetlerin düzenlenmesi ve islahı için Maliye Bakanı'na bağlı olmak üzere 1879'da kurulan Maliye Teftiş Kurulu, adeta bir tarih denecek başarılı uzun geçmişi ile 121. yılını kutluyor.

Maliye Teftiş Kurulu üyeleri olan Maliye Müfettişleri, başarılı geçen bu sürede devletin genel, katma bütçeli kuruluşlarıyla, özel ve özerk bütçeli birimleriyle, cemiyet, dernek, kamu iktisadi kurum ve kuruluşlarının mali hizmetlerinin teftişini, tetkikini ve gerektiğinde ilgililer hakkında soruşturmalarını yapmış, vergi inceleme elemanları olarak vergi mükelleflerinin beyan kontrollerini yaparak çalışmalarını sürdüregelmiştir.

Maliye Teftiş Kurulu, kurum olarak Fransız Teftiş Kurulu örnek alınarak sistemimize yerleştirilmiştir. Devletin omuz verilmesi gereken bunca hizmetlerinin sonuç alınmasında kendisine tereddütsüz başvurabilecek nadir kuruluşlardan biri olmuştur. Yansızdır, objektiftir ve etki kabul etmez. Örnek bir kuruluştur. Son 25 yıldır dünyada ve ülkemizde, iktisadi ve mali olayların yön-hacim ve mahiyet değiştirmesiyle, ihmaller, suiistimaller, nüfus kullanımı, kişisel menfaat temini ve yolsuzlukların yoğunlaşarak sürdüğü bir ortamda bütün bu pisliklerin ve köhneleşmişliğin dışında kalabilmesi büyük başarıdır. Daha nice yıllar toplumun mihenk taşı olacaktır. Yıldönümün kutlu olsun Maliye Teftiş Kurulu...

Kemal CİVELEK- İstanbul eski Defterdarı

Yazarın Tüm Yazıları