Paylaş
Çocukluğumun 5 yılı Afyon’un güzel ilçesi Bolvadin’de geçmişti.. Babam inşaat kalfasıydı ve işi nedeniyle ilkokulu bitirdiğim, ortaokula başladığım yer olmuştu Bolvadin.. Ne zaman adını duysam içimde o günlerin güzellikleri canlanır hemen.. Alper Potuk’un Bolvadin’li olduğunu duyduğum an çok sevinmiştim.. Ama beni asıl şaşırtan olay, babasının ve amcasının çocukluk günlerinden tanıdığım isimler oluşuydu.. Mert, sağlam karakterli ve çok iyi yetiştirilmiş bir çocuk olduğunu öğrendim Alper’in... Hiç konuşmadım, hiç karşılaşmadım.. Ama futbolunu izlemekten de büyük keyif aldım hep.. Babası koyu bir Beşiktaşlı.. Bilardo ve playstation tutkunu.. Komedi filmleri izlemekten hoşlanıyor..
Son Macaristan milli maçında harika oynadı Alper.. Türkiye Kupası yarı final maçlarında da Fenerbahçe karşısında müthişti.. Üç-dört rakip oyuncu kart görme pahasına zor durduruyordu 22 yaşındaki Alper’i..
GALATASARAY’IN KAPISINDAN DÖNDÜ
Fenerbahçe’ye 2012’nin Ocak ayında transfer oluyordu aslında.. Son anda görüşmeler tıkandı ve Fenerbahçe Alper’i almaktan vazgeçti.. Fatih Terim’in çok istediği genç futbolcu, Abdürrahim Albayrak’ın Eskişehirspor Başkanı Halil Ünal’la el sıkışmasının ardından Galatasaray’a “Evet” dedi.. Galatasaray bu transferin gerçekleşmek üzere olduğunu borsaya bildirdi.. Ancak ertesi sabah Fenerbahçe çok ani bir hamleyle Alper’i renklerine kattı.. Aziz Yıldırım Eskişehirsporlu oyuncuyu almak için arkadaşı Yüksel Çağlar’ı devreye sokuyor ve 6.5 milyon Euro bonservs karşılığında Alper Fenerbahçeli oluyordu.. Alper’in hemen ardından Ersun Yanal’ın da F.Bahçe’ye gelişi genç futbolcu için yeni bir sayfanın başlamasına neden olmuştu..
IVESA VE NADAREVIC ÖRNEĞİ
Bu sezonun en pahalı yerlisi olan, futbola Eskişehirspor’un altyapısında başlayan ve Rıza Çalımbay döneminde A takıma yükselen Alper’in yabancı oyuncularla ilgili görüşleri de ilginç:
“Yabancı sayısı artarsa Türk futbolu için çok kötü olur. Büyük takımlarda hep yabancı futbolcular oynar, Türk futbolcuları zor görev alır. Bir de şu gerçek var ki, yabancı oyuncular çok profesyonel oluyor. Bizde de Ivesa ve Nadareviç var örneğin. Her gün sabah saat 8’de kalkıyorlar. Takımın kahvaltısı saat 10.00’da ise daha önce kahvaltı etmek için hocadan izin alıyorlar. Ardından yürüyüş yapıyor ve takımın kahvaltısında arkadaşlarını yalnız bırakmıyorlar. Antrenman olan her gün de 2-3 saat fitness salonunda çalışma yapıyorlar. Ivesa ile oda arkadaşlığı yaptığım için biliyorum. Örneğin, antrenmanlardan iki saat önce yoga yapıyor, idman bitiyor, odaya geliyor, bir saat daha yapıyor. Kendilerine çok iyi bakıyorlar. Türk oyuncular maalesef kendilerine onlar kadar özenli davranmıyor. Onlardan profesyonellik anlamında öğreneceğimiz çok şey var.”
Yarın: Gökhan Töre (Beşiktaş)
Paylaş