Yabancı eşbaşkan yabancı değil

BABA hain. Kızını annesinden kaçırıyor. Almanya’nın en yüksek tirajlı gazetesi Das Bild araya giriyor, kızın hain babadan kurtarılmasına katkıda bulunuyor. Süddeutsche Zeitung Türk futbol takımlarındaki teknik direktörlerin durumunu ele alıyor.

Frankfurter Allgemeine Zeitung kültür sayfasında Turhan Selçuk’un eserlerinden oluşan gezici serginin şu kentte açılacağını duyuruyor. Aynı gazete ARD kanalında başlayan dizinin Türk başrol oyuncusunu tanıtıyor. Ayrıca, pek çok Alman gazetesinde İslam, Türkiye, siyaset üzerine çeşitli haber ve yorumlar birbirini izliyor.

Almanya magazinden sanata, spordan siyasete kadar Türkiye ile içli-dışlı yaşıyor. Şimdi orada Yeşiller Türk kökenli birini, Cem Özdemir’i partinin eşbaşkanlığına seçiyor.

UYUM VE SEÇİM

İlişkiler bu kadar sıkı, ama Uyum Yasası Türklere acı biber gibi.

Almanya’da yaşayan Türklerin eş ve çocuklarını yanlarına getirmeleri müthiş zor. Türklere çıkartılan güçlük, orada hiç bir yabancıya olmadığı kadar fazla. Çinlisi, Hintlisi, dağlısı, köylüsü dahil. Buna rağmen, Türk kökenli bir politikacı bir partinin eşbaşkanı seçilebiliyor. Cem Özdemir’in seçilmesi ile hem Almanlara, hem göçmenlere mesaj var.

Almanlara: 82 milyonluk Almanya’da 15 milyon göçmen var, artık onlara da, her türlü sorumluluğu vermek gerek.

Göçmenlere: Siz bu toplumun parçasısınız, her göreve gelebilirsiniz.

ACELE ETMEYİN

Buna rağmen, acele etmeyin. Cem Özdemir’in iki önemli özelliği var.

1 - Almanlara daha yakın.

2 - Uyum Yasasıyla ilgili olarak, Almanları değil, Türkleri eleştiriyor.
Türkler uyum göstermiyor, düşüncesi ona ait.

Yeşiller, her ne kadar Türk kökenli birini seçtiyse de, seçilen kişi, onlara o kadar yabancı değil.
Bununla birlikte, böyle bir seçimi küçümsemek yine de yanlış.

KLASİK DEĞİL

Yeşiller, bildiğiniz klasik bir siyasal parti değil. Hem marjinal, hem farklı kural ve işleyişe sahip. Orada iki hizip çarpışıyor. Biri Realos, gerçekçi kanat, diğeri Fundis, köktenciler, partideki sol kanat. Her iki kanattan da, eşbaşkanlık için iki aday var. Biri, "Özel hayatıma dönüyorum, ben çocuk bakacağım" diyor, öteki siyasetten son anda çekiliyor. Yeşillerden milletvekili adaylığını kaybeden Cem Özdemir’in önü bir anda açılıyor ve eşbaşkan seçiliyor. Bugün Almanya’da doğan her dört çocuktan biri göçmen. Pek çok alanda sivri ve alışılmadık çizgiler sergileyen Yeşiller bu alanda da çarpıcı bir dönüşüme imza atıyor. Göçmene ve seçmene selam gönderiyor.

Taraf savaşıyor

BİR ara AKP’nin gözdesi. Bir ara en çok AKP’liler ve Türkiye’de dönüşüm bekleyenler okuyor Taraf’ı. Yasakların üstüne gidiyor, putları kırıyor. O kadar ki, Süddeutsche Zeitung’da "düşünmek savaşmak demektir" başlıklı yorumda, gazetenin cesaretle sorular sorduğu, bundan dolayı tehlike ile karşı karşıya kaldığı vurgulanıyor.

Taraf’ın kırmaya çalıştığı her put, AKP’de zevkle izleniyor. Ne zaman ki, sıra AKP içindeki putları kırmaya geliyor, külahlar değişiyor. İlanlar kesiliyor. AKP bilerek, isteyerek, kızarak Taraf’ı mali kriz içine itiyor. Her yerde put kırmak serbest, ama AKP içinde asla. Taraf’ın her yazdığına katılmıyorum. Ama, bir gazeteci ve bir yurttaş olarak, her sabah, bugün ne yapmışlar, diye merakla alıyorum ve okuyorum. Farklı bir ses. Düzene bir tepki. Taraf’ın verdiği savaştan, mali krizden çıkması en büyük dileğim. Yoksa, çok yazık olacak.
Yazarın Tüm Yazıları