Wall Street’e karşı bekaretini koruyan tek yer Broadway

Sanki kriz sanal. Sanki birkaç kilometre aşağısında Wall Street baş aşağı gitmiyor, dünyanın devleri iskambil şatolar gibi devrilmiyor. Broadway’de tiyatrolar, sinemalar, müzeler, galeriler tıklım tıklım.

"Küheylan’a bir bilet istiyorum" diye, ortalığı kasıp kavuruyor. Ama yok, o akşam ve sonrasındaki elli dokuz akşam için tek bir bilet yok.

Amerikan müzik dünyasının en etkin ve kilit isimlerinden Sir Andrew Lloyd Webber telefon etmedik yer bırakmıyor. Sonunda New York’un en büyük tiyatro organizasyon zincirinin direktörünü arıyor, tek bir bilet için. Ancak, koca direktör de, müzik dünyasını bir fiske ile yerinden oynatan, dünyaca ünlü sopranoların, tenorların ve pop starların önünde diz çöktüğü Webber’e bilet bulmakta aciz.

Geçiyoruz, şimdi "Sefiller". Geçiyoruz, şimdi "Cats". Geçiyoruz, şimdi "Çirkin Betty". Geçiyoruz, şimdi "Operadaki Hayalet". Geçiyoruz, Mamma Mia".

New York’ta Broadway tıklım tıklım. Hiçbirinde yer yok. Hepsi dolu. New York’ta o anda hiç bir müzikale ya da tiyatroya bilet bulmak mümkün değil.

Broadway’de tiyatrolar, sinemalar, müzeler, galeriler tıklım tıklım. Broadway’in birkaç kilometre aşağısında Wall Street ekonomik krizle sanki baş aşağı gitmiyor. Dünyanın devleri orada iskambilden şatolar gibi, birer birer sanki devrilmiyor. Kriz sanki sanal. Bir dedikodu, bir korkulu rüya, bir masaldan ibaret. Kriz Broadway’e hiç uğramıyor.

HANGİ TATMİN UĞRUNA?

Tuvia Tenenbom New York’ta bir tiyatronun yönetmeni. Kriz sonrasında eline kalemini, kağıdını alıyor. Tüm tiyatro ve müzelerin kapısını tek tek çalıyor. Merak ediyor, krizin kültür faaliyetlerine etkisini araştırıyor. Ardından gözlemlerini New York’ta yayınlanan bir sanat dergisine yazıyor. İlgi çekici ayrıntılar veriyor.

Tiyatroların yöneticileri pek konuşmak istemiyor. Ürküyorlar herhangi bir bilgi vermekten. Ürküntü, kendilerine verilmekte olan mali desteğin kesilme olasılığından ileri geliyor. "Eğer bir sorun varsa ve bunu dile getirirlerse, belki de mali destek ortadan kalkabilir" kaygısı. Onun için hiçbiri ağzını açmıyor.

Yine de, bazı ipuçları.

Ekonomik krizin patladığı ilk gün, tiyatro ve müzikal ve sinema salonları bomboş. Satılan biletlerin çoğu geri dönüyor. Uluslararası banka ve dev şirketlerden sonra, kriz yoksa şimdi kültür salonlarını mı vurma peşinde? Aynı korkunç hayalet Broadway’e mi çöreklenme merakında? İşini kaybeden binlerce insan tiyatro, sinema ve müzikalleri neden hálá izlemek istesin? Hangi zevkle? Hangi tatmin uğruna?

İktisadın ünlü alternatif maliyet teorisi Broadway’da işlemeye başlıyor. Hitler’den kalma ünlü örnek, "top mu üretilecek, tereyağ mı?" İkisinden biri. Ekmek mi yenecek, müzikale mi gidilecek, ikisinden biri.

Hayır, öyle değil. Zorunlu boykot bir gün sürüyor.

BROADWAY’E TEĞET

Krizin ikinci gününden itibaren tiyatro ve müzikal biletleri yeniden kapış kapış. Hem de, aylara uzanan bir doluluk hacmiyle. Artık ve yine hiçbir yere bilet bulmak mümkün değil.

Broadway Wall Street’i al aşağı ediyor. Broadway Wall Street’e kafa tutuyor. Broadway Wall Street karşısında bekaretini korumasını biliyor. Üstelik, rekorlarına rekor katarak. Rakamlar rekorun sözcüsü.

Krizden sonraki hafta, Broadway’de satılan toplam bilet tutarı 18 milyon 558 bin 603 dolar. Geçen yıl aynı haftada satış tutarı 17 milyon 47 bin 839 dolar. Yani, kriz sonrası satışlar daha çok.

Kriz günlerine kadar, yıl içi toplam bilet satışı 355 milyon 272 bin 799 dolar. Geçen yılın aynı döneminde toplam satış 348 milyon 941 bin 603 dolar. Bu yıl, krize rağmen, yine daha fazla satış.

Bazılarının söylediği gibi, "kriz bize teğet geçiyor", hayır bize değil ama, Broadway’e teğet geçiyor.
Yazarın Tüm Yazıları