Viyana’da bile peçe

VİYANATAM derin bir “oh” çekmeye hazırlanırken, tam kafa dinleyeceğim derken, Viyana’da televizyonu açıyorum.

Aman Allahım peçe tartışması bütün hızıyla sürüyor.
Türkiye’nin kısır ve bıktırıcı gündemine türban yeniden giriyor. Eh, bunları iki-üç günlüğüne de olsa, Beşiktaş-Rapid Wien maçını izlemek için Viyana’ya uçmak iyi fikir.
Ama, kurtulmak ne mümkün, Graz Tıp Üniversitesi kız öğrencilerin derslere peçe ile girmelerini yasaklıyor. Televizyonlarda bu tartışılıyor.
TÜRBAN DEĞİL
Derslere peçe ile giren kız öğrenci önce uyarılıyor. Öğrenci, “Bu benim kültürüm, kendimi başka türlü gösteremem” diye direniyor.
Bunun üzerine, üniversite yönetimi karar alıyor:
Derslere, sınavlara, seminerlere peçe ile girmek yasaktır.
Türbanın bir adım sonrası peçe. Ancak, üniversitede türban yasağı yok.
Peçe neden yasak? Okul yönetimi açıklıyor:
“Bu dini bir tavır değildir. Tersine, dini sembollere karşı gösterilen eşit uygulamanın sonucudur.”
Her dinsel duruşa karşı eşit mesafe.
Hangi dinden olursa olsun, o dine ait sembollerin üniversitede taşınmasının eşitsizlik yaratacağı, diğer dine karşı hoşgörüyü ortadan kaldıracağı kaygısı.
Avusturya kanallarındaki tartışma, sorunun yerel değil, üniversel olduğunu gösteriyor.
Haydi, biz şimdi türbana dönelim.

Demirören’den jest

VİYANA’nın en ünlü lokantalarından biri. Av aletleri servis ediliyor.
Uçakla buraya gelenlerin hepsi davetli. Futbolcular hariç, onlar gece antrenmanında.
Başkan Yıldırım Demirören çok keyifli. Gün yüzü görmemiş anekdotlar anlatıyor. Herkesin neşesi yerinde.
O sırada, takımla Viyana’ya gelen gazetecilere birer torba dağıtılıyor.
Bizim isimlerimizin yazılı olduğu Beşiktaş forması, Beşiktaş şapkası, Beşiktaş fuları.
Hep birlikte fotoğraf çekiliyoruz.
Beşiktaş böyle bir daveti ilk kez yapıyor ve çok iyi puan topluyor.
Teşekkürler Yıldırım Demirören.

Bravo Beşiktaş Travel

GEZİNİN organizasyonunu kulübün yan kuruluşu düzenliyor. Beşiktaş Travel.
Uçak, otel, Viyana’da gidiş-gelişler, yemek, her türlü etkinliği bu ekip ayarlıyor.
Organizasyon mükemmel. Tıkır tıkır, saat gibi çalışıyor.

Şiddet yaratan taraftara ince ayar

VİYANA’da akşam yemeği. Yanımda İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Celalettin Martin oturuyor.
Anlattıkları futbolda şiddetin önlenmesine dönük faaliyetler. Çok ilgimi çekiyor.
Hüseyin Çapkın İstanbul’a Emniyet Müdürü olarak atandıktan sonra Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray Kulüp başkanları Çapkın’ı ziyaret ederek sahalarda şiddetin durdurulmasını istiyor.
Formülü Çapkın buluyor:
Her üç büyük takıma bir emniyet müdür yardımcısı.
Gerisini Celalettin Martin anlatıyor:
“Ben Beşiktaş’tan sorumluyum. Beşiktaş’ın bütün maçlarına, yurtiçi ve yurtdışı deplasmanlarına katılıyorum. İnönü Stadı’nda bin polis görev yapıyor. Her maçta, her polis aynı yerde duruyor. Taraftarları tek tek biliyoruz ve izliyoruz. O taraftarın işi bozuldu, evinde problem mi var, maç günü kimlerle görüştü hepsini biliyoruz. Taraftarların internet sitelerini takip ediyoruz.”
Geçenlerde 120 Beşiktaşlı taraftar bir yıl süreyle maçlardan men cezası alıyor. Polis o 120 kişi ile tek tek görüşüyor. Onlar şimdi bayramlarda polise kutlama mesajı gönderiyor.
Sahalarda şiddeti önlemek üzere, çevik kuvvet ve Asayiş Şubesi bünyesinde Spor Büro Amirliği kuruluyor.
Şiddeti önlemenin polisiye önlemi bu. Asıl sorun daha derinde, eğitim ve ekonomik sıkıntıda.
Sadece taraftar değil, yabancı futbolcular ve aileleri de izleniyor.
Polis açısından iyi bir uygulama.
Yazarın Tüm Yazıları