TBMM Başkanı Mustafa Şentop: Kıbrıs bizim için hem yar hem de bir yara
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) 39’uncu kuruluş yıl dönümü etkinlikleri için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı temsilen KKTC’nin başkenti Lefkoşa’ya gelen TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne Giden Yol” belgesel filminin lansman programına katıldı. Programda konuşan Şentop, İstanbul'da meydana gelen terör saldırısına değinerek, “Taksim'de, İstiklal Caddesi'nde meydana gelen hain terör saldırısını lanetleyerek başlamak istiyorum. Hain saldırıda vefat eden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralananlara şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Türkiye büyük mücadelelerle, büyük zorluklarla çarpışarak bugünlere geldi. Aşmadığımız zorluk yok, aşamayacağımız güçlükte yoktur. Maruz kaldığımız ihaneti, hainleri, kuklaları, kuklacıları iyi tanıyor, iyi biliyoruz. Devletimiz bu hain saldırının cezasını vermeye her zaman muktedirdir. Türkiye'yi huzursuz etmek isteyenler asla huzur bulamayacaklardır” dedi. “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanının 39. yıldönümü etkinliklerine Sayın Cumhurbaşkanımızı temsilen katılmak üzere yaptığımız ziyarete böyle anlamlı bir etkinlikle başlıyor olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum” ifadelerini kullanan Şentop, filmin hazırlanmasında emeği geçenleri tebrik etti.
“KIBRIS BİZİM İÇİN HEM BİR YAR HEM DE BİR YARADIR”
Şentop, “Kıbrıs bizim için hem bir yar hem de bir yaradır. Kıbrıs bizde Kanlı Noel’in, şehit Pilot Cengiz Topel’in, Binbaşı Nihat’ın masum ailesinin ve nice vatan evladının acı yarasıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne giden yolda, devletin ve halkının bugünlere gelmesinde nasıl kan, gözyaşı ve alın teri döküldüğünü de biliyoruz” dedi.
“TÜRK MİLLETİ ESARET ALTINDA YAŞAYAMAZ”
Şentop, “Kıbrıs Türkü'nün mücadelesi ve tarih bunu bize defalarca göstermiştir ki Türk milleti esaret altında yaşayamaz, bağımsızlığından ve vatanından asla vazgeçemez. Dünya bunu Kıbrıs Türkü'nün onurlu duruşuyla bir kez daha çok yakından görmüştür. Hamdolsun ki bu topraklarda sancak yere düşmemiş, Ezan sesi dinmemiştir” ifadelerini kullandı. Kıbrıs Türkü'nün mücadelesinin bitmediğini vurgulayan Şentop, yarım asırdan fazla süredir devam eden eşitlik ve adalet mücadelesinin hala devam ettiğini belirterek, bu süreçte Türkiye’nin de KKTC’de ve Doğu Akdeniz’de adanın ve bölgenin huzuru ve barışı için çok çabaladığını ifade etti.
"BARIŞ ELİNİ İTMEK, İSTİKRARI VE İŞ BİRLİĞİNİ BALTALAMAK OLDU"
Türkiye yapıcı öneriler getirip, istikrar ve iş birliğini öncelerken, Birleşmiş Milletlerin çabalarına destek verip, iyi niyetli yaklaşımları desteklerken, Kıbrıs Türklerinin de çözüm için her türlü gayreti gösterdiğini ve ortaya hep güçlü bir irade koyduğunu bildiren Şentop, “Rum tarafının ve Yunanistan’ın adımı ise uzatılan barış elini itmek oldu. İstikrarı ve iş birliğini baltalamak oldu. Eşitlik temelinde bir çözümü reddetmek olmuştur. Türk'ün hakkını hiçe saymak oldu. Çözüm yolunu hep tıkadılar. Çünkü çözümü samimi olarak asla istememişlerdir. Arkalarına aldıkları güçlere güvenerek şımarıklıklarından hiç vazgeçmemişlerdir. Bizler ise adada kalıcı bir çözüm için samimiyetle daima uğraştık. Kıbrıs Türkü her zaman kalıcı bir çözümün yanında oldu, ama Rum tarafı kendisine gösterilen sahte gülücükler ve sahte vaatlere kanarak çözümü hep elinin tersiyle itmiştir” dedi.
“KIBRIS TÜRK HALKI, ŞEHİTLERİNİN KANIYLA, CANIYLA, HAYATIYLA BEDEL ÖDEMİŞTİR”
“Bugün halen Rum tarafında 1974 öncesi katliamların özlemini çekenler, katilleri kutsayanlar bulunuyor. Kıbrıs Türkü’ne karşı soykırım arzusunu sürdürenler bulunuyor” ifadelerini kullanan Şentop, “Ama bu düşünceler içinde olanlara, yanlış hesapların ve kendilerini sıkıntıya sokacak hülyaların peşinde olmamalarını tavsiye ediyorum. Kıbrıs Türk halkı, şehitlerinin kanıyla, canıyla, hayatıyla bedel ödemiştir ve her bir ferdinin fedakarlığıyla kurduğu bu devletten asla vazgeçmeyecektir. Türk halkı Kıbrıs’ta azınlık olmayı, haklarından vazgeçmeyi veya Rum tarafının tahakkümü altına girmeyi asla ve asla hiçbir şekilde bir lahza olsun kabul etmedi, etmez ve etmeyecektir. Bu husustaki kararlılığı sorgulayanlar da hüsrana uğramaya mahkumdur, bu husus net olarak böyle bilinmelidir. Günümüz medeni dünyasıyla asla bağdaşmayan, insanlık ve hukuk dışı engellemelere ve mevcut statükonun Rumlar tarafından ilanihaye sürdürülmesine yönelik çabalara asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bu noktada bugün artık şu gerçek ayan beyan bir şekilde ortaya çıkmıştır ki Kıbrıs’ta çözüm ancak eşit ve egemen iki devlet ile mümkün olacaktır. Bu yoldan dönmeyeceğiz. Adanın asli unsuru olan Kıbrıs Türkü’nün kendi vatanında azınlık yapılmasına hiçbir zaman izin vermeyeceğiz. Kıbrıs Türk halkının Kıbrıslı Rumlar kadar egemen eşit olduğunu bütün dünyaya kabul ettireceğiz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da birçok farklı platformda tekrarla altını çizdiği üzere artık bizim için Kuzey Kıbrıs, Güney Kıbrıs yoktur, sadece ve sadece bağımsız, eşit ve egemen devletler vardır” dedi.
“KIBRIS DAVASININ SAHİBİ TÜRK MİLLETİNİN TAMAMIDIR"
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Devletleri Teşkilatı’nda gözlemci üye statüsü elde etmesinin uluslararası bir teşkilatın parçası olması anlamına geldiğini kaydeden Şentop, “Haklı davamızda muzafferiyetimiz için milat niteliğinde bir aşamanın geçilmesi anlamına geliyor. Bu karar bizim Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması için sürdürdüğümüz çabalarımızda motivasyonumuzu arttıracaktır. Artık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adına adanın gerçekliklerini izah eden Türk milletinin her bir ferdi, daha güçlü, daha yüksek sesle ve daha özgüvenli bir şekilde konuşacaktır. Ayrıca herkes şu gerçeği de açık bir şekilde bilmeli ve her daim hatırlamalıdır ki Kıbrıs davasının sahibi Türk milletinin tamamıdır, Türk milletinin her bir ferdidir” dedi.
Şentop, “Kıbrıs’ta ortaya koyulacak güçlü bir milli şuur ve birlik, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklı ve meşru davasında muzaffer olması için vazgeçilmez bir unsur olarak karşımızda durmaktadır” ifadelerini kullanarak, egemenlik ve özgürlük mücadelesinin öncü isimleri merhum Doktor Fazıl Küçük ve kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ı andı. Şentop sözlerini Fazıl Küçük’ün “Bu davayı kazanmak artık bizim için bir onur meselesi olmuştur. Büyük Türk milletinin kanını taşıyan biz yüz binlerce Türk, ne bugün ne de yarın atıldığımız ve ant içtiğimiz bu zorlu uğraştan gerileyecek değiliz” sözleriyle bitirdi.