MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu
İşte Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar...
Bugünkü grup toplantımızda Türkiye'nin güvenliğini, milli birliğini alakadar eden iç ve dış gelişmeler hakkındaki görüşmelerimi sizlerle paylaşmak arzusundayım. Hepinizi en kalbi duygularımla selamlıyorum.
"MHP SOYTARILIĞIN RUMUZU OLAN ANKET ŞİRKETLERİNİ BOZGUNA UĞRATA UĞRATA GELİYOR"
20 Kasım 2022 Pazar günü 2023'e doğru Aday Belli Karar Net temasıyla planladığımız Samsun açık hava toplantımızı gerçekleştirdik.Attığımız her adımı sevgiyle, sebatla, şükürle ve inançla perçinliyoruz. Sevmeyene karınca yük, sevene ise fillerin karınca olduğunu çok iyi biliyoruz. Biz bu ülkeyi çok seviyoruz. Haklı ve tarihi mücadelemizde kesinlikle gevşemeyeceğiz. Duyanlar duymayanlara anlatsın, MHP algı oyunlarını bozarak geliyor, iftira düzeneklerini yıkarak geliyor. MHP, sahtekarlığın ve soytarılığın rumuzu olan anket şirketlerini bozguna uğrata uğrata geliyor. Hiçbir engele takılmadan, karanlık senaryoya takılmadan hak ettiğimiz başarıya ulaşmak için en ufak yılgınlık göstermiyoruz. Türk vatanını kurtaran Türk milliyetçiliğinin 100 yıl sonra aynı mukavemetiyle Türkiye Yüzyılı'nın inşasında büyük rol oynayacağına gönülden inanıyoruz.
"ONA BUNA EL AVUÇ AÇAN SİYASİ GÜRUHUN ÖNÜMÜZE TAŞ KOYMASI BEYHUDEDİR"
Geleceğin süper gücü Türkiye Cumhuriyeti'dir. 2023 yılında adayımız belli, kararımız nettir. Cumhurla cumhuriyet tam olarak kenetlenmiştir. Ona buna el avuç açan siyasi güruhun önümüze taş koyması beyhudedir, boşuna gayrettir. 2023 yılında Cumhuriyetin 100. yıl dönümü cumhurun zaferiyle kristalleşecektir. Zillet partilerinin başkanları bu süreçte sadece havlu atmayacaklar, geride kalan hayatlarını kifayetsiz zihniyetleriyle geçirmek durumunda kalacaklardır. Biz Türk dünyasının hatır bilen, haya bilen, hakikat bilen haysiyetli neferleriyiz. Biz MHP'yiz.
Allah'ın ilk emri 'Oku'dur, ilk yarattığı da kalemdir. Aklı kalemden, ilmi imandan ayrı düşünmek çok zor hatta imkansızdır. Öğrenmek kalp sefasıdır, öğretmek ise kabiliyet sefaretidir. İlk kalemi elimize aldığımızda, ilk heceyi okuduğumuzda hayat boyu devam edecek, uzaklaştıkça çekim gücünü artıracak bir süreç de başlamış olacaktır. Tarihin mimarı tek tek insanlardan mürekkep milletler, medeniyetlerin mimarı da öğretmenlerdir. Karamsarlığın ve ümitsizliğin köküyle, cehaletin kaynağı bir ve aynıdır. Öğretmen ise cehaletin avcısı, kendimizi ve çevremizi tanıma arayışımızın rehberidir. Eğitim ve öğretim dediğimiz çok boyutlu hayat gönüller arasındadır. Öğretmen de gönülleri buluşturan, öncü kaşiflerimizdir. Öğretmen gerçekte ona yakın olanları doyuran, teselli eden, hareketlerine çekidüzen veren, seven, güzeli gösteren, iyiyi öğreten yüksek misyonun unvanıdır. Öğretmenlerimizin öğrencilerine ilgi ve alakası Allah'ın hediyesidir. Öğretmen her insana çöldeki sudur. Kazanmanın ilk yolu sınıflarda parlayan aydınlık simalarla mümkündür. İnsanın araştırma ve merak alanının sınırı yoktur. Her insanın medeniyeti başka başkadır. Mutlu ve huzurlu, geçim derdini yenmiş, sosyal ve ekonomik refaha erişmiş bir öğretmen milletimizin en kudretli gücüdür. Bu güç gelecek nesilleri yetiştirecektir. Bizim gelecekten tasarruf etmeye, geleceğin üzerine kırmızı kalem çekmeye ne hakkımız ne de yetkimiz vardır.
"ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU ÇOK CİDDİ BİR KAZANIMDIR"
Öğretmenlik Meslek Kanunu çok ciddi bir kazanım ve gelişmedir. Eğitim ve öğretim tazminatlarının yükselecek olmasının yanısıra 3600 hakkına da erişeceklerdir. Atanamayan hiçbir öğretmen bırakmayacağız, tüm öğretmenler kadroya geçirilmelidir. Kanaatimiz budur. Biz bardağın daha çok dolu tarafına bakıyoruz. 24 Kasım 1928 tarihinde yayınlanan talimatname gereğince ülkemizin her köşesinde yeni harflerle okuma-yazma seferberliği başlatılmıştır. Millet Mektepleri'nin açılışı ve Atatürk'ün Başöğretmenliği kabul tarihi olan 24 Kasım günü Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. Öncelikle şehit olan bütün öğretmenlerimize Allah'tan rahmetler diliyor, çalışan veya emekli tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyorum.
Sorumsuz ve sorunlu kişilerin dürüst ve samimi olmaları tam bir hayaldir. İlkesizliğin pençesinde ömür tüketen hastalıklı şahsiyetlerin devamlı saldırıda olması tedavülde bulunan karanlık senaryonun varlığına işarettir. Bunların koro halinde insanlık onurundan bahsetmeleri hem imkansız hem de izansız bir beklentidir. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemek akıl tutulmasıdır. Bölücü çevrelerin, terör örgütlerinin, lekeli işbirlikçilerin ağızlarından düşürmedikleri kavramlar hepimizin malumudur. Bölücü ve yıkıcı odaklar aslında anarşizme saplanmış, bayraksızlardır. Barıştan, haktan, hukuktan bahsedip bu değerlere yapmadıkları iğrençlik bırakmayanlar vatansızlardır. Bir kavrama sık sık müracaat etmek ona itimat edilmediğinin göstergesi olamayacaktır. İnsan haklarını en çok telaffuz edenler bu hakka en fazla zarar veren zırva kişilerdir. Müslüman-Türk aynı delikten iki defa ısırılamaz, ısırmaya çalışanların ya dili ya kafası koparılacaktır. Hak, hukuken korunan ve sahibine bu korunmadan yararlanma yetkisi tanıyan bir değer kavramıdır. Hak, haklınındır, hak edenindir. Bunun ismi de adalettir. Türk kültür hayatının, Türk milliyetçiliğinin yüzlerinden biri olan Prof. Dr. Ahmet Ünver, Türklerin adaletle zamanı fethetmeyi bildiklerini söylerken tarihimizi özetlemiştir.
"TERÖR BİR HAK DEĞİL, AĞIR BİR İNSANLIK SUÇUDUR"
Şimdi gelelim asıl mevzumuza; İhanet bir hak değildir, suç işlemek bir hak değildir, insan öldürmek bir hak değildir. Bunların hepsi hukukun direkt konusudur. Terör bir hak değildir, ağır bir insanlık suçudur. Sözde büyük Kürdistan'ın kurulması bu çürümüşlere göre bir hak mıdır? Yoksa bir hayasızlık mıdır? ABD'nin 10 Kasım'da Litvanya'da hedef ülkelerin muhaliflerini aynı potada buluşturması, Enes Kanter isimli tescilli teröristin oraya katılması, Cumhurbaşkanımızın hakaretlere maruz kalması bir hak mıdır? İstiklal Caddesi'nde bombayla bebek arabası devirmek, 6 insanımızı katletmek bir hakkın konusu mudur yoksa şerefsizliğin mi göstergesidir. Sözde yorumculara, uzmanlara, aydınım diye ortalıkta gezinip nefesimizi kesmeye odaklanmış şarlatanlara hangi zeminde dayanmak mümkündür?
"HDP, TBMM'YE SIZMIŞ BİR DÜŞMAN BAKİYESİDİR"
Türk milleti hakkını yedirmeyecektir. Eğer hain emellerin hak söylemlerinin altında kalırsak önce şerefimizden sonra vatanımızdan mahrum kalacağımız bir tarih gerçeğidir. Türk milletinin her ferdi temiz doğup temiz yaşamaktadır. Biz harmanda savrulan denelerden olmayacağız, hakkımız Hakk'ın lütfudur. Bundan ödün vermeyeceğiz. Terörle mücadele hakkımızdır, tek bir teröristin yaşamasına dahi göz yumamayız. Tarihi bir hesaplaşmanın içindeyiz. Pençe-Kılıç harekatı Türk milletinin hukuki ve meşru bir hakkıdır. Bu harekatın durdurulmasıyla ilgili çağrı yapan HDP, TBMM'ye sızmış düşman bakiyesidir. HDP, Türk siyasetine tuzaklanmış zaman ayarlı bir bombadır. Bu bomba ya bombacıların elinde patlayacak, ya da patlatılacaktır. İlle de siyaset yapacağız diyorlarsa tek yumurta ikizleri CHP'ye, nasıl olsa tıynetleri aynıdır. Buradan baktığımızda CHP'yi HDP'den, HDP'yi de CHP'den ayrı tutmamız hayal ötesi bir durumdur.
HDP ile iş tutup aynı gayeler altında toplanan herkes bu sözümün ortağıdır. Kanlı saldırının 2023 seçimleri için siyasi bir mahiyet taşıdığını iddia eden bu milletin evladı olamazlar, al bayrağın gölgesinde duramazlar. CHP'nin bazı yöneticilerine bakıldığında İstiklal Caddesi'nde bomba patlatan teröristleri aklama çabası içinde oldukları görülecektir. İP'in bazı yöneticilerine baktığınızda aynı tavır içinde oldukları görülecektir. Bu iki partinin HDP'den ne farkı vardır. Bir CHP'li çıkıp 'Teröristin PKK üyeliği şüpheli' diyebiliyor. Zillet İttifakının teröristlere avukatlık yapması utanç verici bir alçalmadır. Teröriste tek bir şey söyleyemeyen CHP'lilerin HDP ile el ele tutuşup İçişleri Bakanımıza saldırmaları siyasi namus ve milli onur yokluğunun apaçık işaretidir. İçişleri Bakanımıza alçak diyen, kale duvarlarını yıkmak için dinamit görevi yapan terörist sevicilerin topu aşağıların aşağısıdır, alçaktır, namerttir.
"PENÇE-KİLİT HAREKATI TERÖRİSTLERİN BAŞINA DEMİR YUMRUK GİBİ İNMİŞTİR"
Teröristlerin yapamadığını holiganları yerine getirmek için kuyruktadır. Biz devletimizin de hükümetimizin de yanındayız. Hodri medyan canımızla kanımızla arkalarındayız. Buradan teröristlerine ve destekçilerine sesleniyorum; Ölünüzü, dirinizi, her gün birinizi, bir gün hepinizi, müstehak olduğunuz sonuçlarla yüzleştireceğiz. Taviz yoktur, teslimiyet yoktur, geri dönmek yoktur, hakkımızı hukukumuzu çiğnetmek asla söz konusu olmayacaktır. Pençe-Kilit Harekatı teröristlerin başına demir yumruk gibi inmiştir. Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki bölgelerde tespit edilen 89 hedefe havadan kılıç darbeleriyle müdahale edilmiştir. Bizim terörle mücadelemiz küresel güçlerle mücadeledir. Başta ABD olmak üzere fail ülkeler Türkiye'nin karşısındadır.
Cumhur İttifakı, Çanakkale müdafaasıdır. Dökülen her kanın hesabının sorulacağına inanıyoruz. Hiçbir hain kaçamayacak, kurtulamayacaktır. Gaziantep'in Karkamış ilçesinde düzenlenen roketli saldırıda 2 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. İstiklal Caddesi'ndeki saldırının hesabı nasıl sorulmuşsa, yapılan saldırıların hesabı da misliyle sorulacaktır. Tedavi altında bulunan kardeşlerimize şifalar diliyorum. Tek bir terörist bırakmayacağız, havadan başlayan operasyonların kara ile devam etmesini umut ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti çok güçlüdür, tarih boyunca nice tuzakları bozduk. Kürt kökenli kardeşlerimiz de oynanan oyunun farkındadır. Milli birlik ve dayanışma ruhuyla mazisi bin yıla dayanan kardeşlik şuuruyla her zalimliğin üstesinden geleceğimizi dostlarımız da düşmanlarımız da bir an bile aklından çıkarmamalıdır.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN SİSİ İLE GÖRÜŞMESİ
Sayın Cumhurbaşkanımızın Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’yle Katar’da kurduğu temas doğru bir temastır, bize göre arkası getirilmelidir. Bununla da kalınmamalı, Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile de görüşme vasatı açılmalı, terör örgütlerine karşı ortak bir irade oluşturulmalıdır. Türkiye’nin Mısır, Suriye ve Irak’la tarihten gelen çok güçlü bağları vardır ve bilinmektedir. Biz doğrudan ikili görüşmeleri başlatamazsak bozguncular aramızı iyice açacaklardır.
Ülkemizin komşularıyla yapıcı, müspet, geliştirici ve samimi diyaloglar kurması aynı zamanda 2023’ün hedefleriyle de müzahirdir.
Ayrıca CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun İstanbul Borsası’na yönelik suç oluşturan açıklamalarını kabul etmemiz, olağan görmemiz düşünülemeyecektir. Yatırımcıları korkutan, İstanbul Borsası’nın cazibesine ve saygınlığına gölge düşürmeye tevessül eden Kılıçdaroğlu sorumsuzdur, şuursuzdur. İstanbul Borsası’nın yükselişi devam edecek, önü de ardına kadar açık olacaktır. Borsa’ya bizim güvenimiz tamdır. İstanbul Borsası yerli ve yabancı yatırımcılar için en güvenli limandır.
ZİNCİR MARKETLERE TEPKİ: FETÖ'YLE İRTİBAT VE İLİŞKİSİNİN TİTİZLİKLE ARAŞTIRILMASI GEREKİYOR
Bu arada zincir marketlerde gün aşırı yapılan zamların toplumsal ve ekonomik huzurumuza tahammülsüzlük olduğu kanaatindeyiz. Ticaret Bakanlığımızın fırsatçıların üzerine kararlılıkla gideceğinden, keyfi ve hatta sinsi bir plan dahilinde fiyat etiketlerini şişirenlerden adli ve idari manada hesap soracağından kuşku duymuyoruz. Vatandaşlarımızın kesesine dokunan kim olursa olsun karşısındayız. Sürekli zam yapan zincir marketlerin FETÖ’yle irtibat ve ilişkisinin titizlikle araştırılması gerektiğine de inanıyoruz. Milletimizin sırtına zam kamburu yerleştirmek isteyenler her yerde bizi karşılarında bulacaktır. Bu açgözlülere müsamaha gösterilmemelidir.
Ekmeğimizden çalan, sofralarımızın tadını kaçıran, mutfaklarımıza karabasan gibi çöken kim varsa iki yakasından tutmak devletin asli vazifesidir, bu vazife de bihakkın yerine getirilecektir. Bizim siyaset ve düşünce temelimizce, Bilge Kağan’ın öğüdü vardır, Dedem Korkut’un bilgeliği. Yunus Emre’nin sevgisi vardır, Hacı Bektaş’ın erdemi. Fatih’in vizyonu vardır, Mehmetçiğin cesareti. Atatürk’ün liderliği vardır, Türkeş Bey’in çağrısı. Cumhur İttifakı olarak, zalimin karşısında, mazlumun yanındayız. Biz acımasız küresel sömürünün arasından milli sanayimizi yükseltmek istiyoruz.
Bali’de geçen hafta toplanan G-20 Zirvesi’nden hemen sonra açıklanan Sonuç Bildirgesi’nde ifade edilen savaş çağı riskine karşılık, bölgemizde ve bütün dünyada barışın tesis edilmesini istiyoruz. Küresel yağma düzeninin oyununu bozup kendi kaynaklarımızı kullanmak istiyoruz. Yazılmış senaryoları reddedip kendi onurlu geleceğimizi belirlemek istiyoruz. Vatanımızı huzurla yaşanan bir istikrar merkezi yapmak istiyoruz. Kardeşliğimize sahip çıkmak istiyoruz. Bağımsızlığımızı korumak istiyoruz. Türkiye’mizi Lider Ülke yapmak istiyoruz. Bunun için nefes alır gibi çalışıyoruz, inançla ve irfanla çabalıyoruz, buna da sonuna kadar devam diyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyor, başarılarla ve güzelliklerle dolu bir hafta geçirmenizi temenni ediyorum.