Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan siyasi partilere çağrı: Gelin konuşalım, kaçmayalım...
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Bugün 12 Eylül. Bundan tam 43 yıl önce Türkiye, en karanlık günlerinden birini yaşadı. Ulucanlar, Mamak, Diyarbakır Cezaevinin dili olsa da o günleri anlatsa. Hüseyin Kulmahmut gibi öldürülen gençlerin vebali darbecilerin yakasını öteki dünyada da bırakmayacaktır. Dipçik darbeleriyle cezaevine tıkılanların tamamı serbest kaldı. Sadece bu örnek bile yapılan işin ne kadar göstermelik olduğunun işaretidir.
"ELİMİZDEKİ METİN BİR DARBE ANAYASASIDIR"
Her ne kadar 1987’den itibaren 23 kez değiştirilmiş, hatta 2017’de tarihi bir değişikliğe gidilmiş olsa da elimizdeki metin bir darbe anayasasıdır. Her değişikliği anayasanın anlam bütünlüğünü bozduğu bir gerçektir. Biz bu amaçla 10 yıl önce TBMM çatısı altında yeni anayasa çalışması başlattık. En geniş siyasi katılımlı çalışma muhalefet partilerinin yan çizmesi sebebiyle akil kaldı. Ülkemizin, özgürlükçü sivil anayasaya kavuşturma hedefimizden vazgeçmedik.
Yine de milletimize verdiğimiz sözün takipçisi olmayı sürdürdük. Geçtiğimiz yıl önce anayasaya söyleyecek sözü olan bilim insanlarımızın temsilcilerinin katıldığı çalıştay düzenledik. Ardından kendi anayasamızı hazırladık. Maalesef bu süreçte MHP ve AK Parti dışında yeni bir anayasa tüzüğü hazırlayan çıkmadı. İş somut adım atmaya geldiğinde muhalefet, dümeni başka tarafa kırıp ortadan kayboldular.
Gerçi onlara da hak vermemek elde değil. Parti içinde ayrı kavga, ittifak ortakları arasında ayrı kavga, yurt içine yurt dışına ayrı selam. Herkesin kendi kavgalarına bu kadar gömülmüşken yeni anayasa ve emek gerektiren bir konuya kim niye uğraşsın ki.
YENİ ANAYASA MESAJI: MÜCADELEYİ ASLA BIRAKMAYACAĞIZ
Bizim için yeni anayasa meselesi her daim ilk sırada yer almayı sürdürüyor. Türkiye Yüzyılı hedefimizin uzuvlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar mücadele etmeyi asla bırakmayacağız.
Dünyada BM'de temsil edilen ülke sayısı kadar anayasa vardır. Her ülke kendi tarihine, siyasi, sosyal, ihtiyaçlarına göre ayrı bir anayasa süreci yaşamıştır. Türkiye’nin anayasa süreci de 200 yılı buluyor. Cumhuriyet döneminde de anayasa tecrübelerimiz olmuştur. Fakat 1960 yılından itibaren anayasalarımız darbelerle şekillendirilmiş, yürürlüğe konulmuştur. Türkiye gibi 2000 yıllık devlet geleneğine, ilk asrına ulaşan cumhuriyet tecrübesine, 73 yıllık demokrasi birikimine sahip bir ülke çok daha iyi bir anayasayı hak ediyor.
Mesela ABD anayasası 27 kez değişmiş olmasına rağmen ülkenin ihtiyaçlarını hala karşılayabilmektedir. Bir de kâğıt üzerinde çok iyi metinlere sahip anayasaları olup da demokrasi ve hukuk devletinden çok uzak uygulamaların sürdüğü ülkeler de söz konusudur. Bizim medeniyet tarihimiz anayasa bakımından çok ama çok zengindir.
"TÜRKİYE'YE ÇOK ŞEY KATACAK"
1904-1960-1982 Anayasalarının her birinin kendi dönemlerine ilişkin ayrı hikayeleri vardır .Bugün bize düşen görev, kendi hikayemizi yazıp gelecek nesillere bırakmaktır. Dünyanın teknolojiden iklime her alanla birlikte köklü değişimlere şahit olduğumuz bir dönemi yaşıyoruz. Böyle bir dönemde Türkiye Yüzyılı iddiamızı güçlendirmek için tüm bunlara uygun geçmiş hedefleri geleceğin birikimleriyle birleştiren yeni anayasaya ihtiyaç olduğu bir gerçektir. Hiç şüphesiz yeni anayasa metni sihirli bir değnek gibi, ülkenin siyasi ekonomik yapısını bir anda değiştirip Türkiye'yi bir masal diyarı haline getirmeyecektir. Ancak insanların doğrudan gelen hak ve özgürlüklerin, bütün bunları bir meşruiyet zemininde kuşanan Türkiye'ye çok şey katacağı açıktır.
Önemli olan anayasaları modern dünyanın güzel kavramlarıyla süslemek değil, bu met inlerin ruhuna uygun uygulamalar koymaktır. Her sistem onu işletecek kişilerin anlayışına ve tarzına göre somut uygulamalara dönüşür. Bize düşen sistemi en sağlam, gerçekçi, sürdürebilir şekilde kurmaktır. Kısa metinler istismara uğrayabilir, uzun metinler ise siyasi ve sosyal dönüşümün önünü tıkayabilir.
SİYASİ PARTİLERE ÇAĞRI: GELİN KONUŞALIM, KAÇMAYALIM
Dünya ve ülke şartlarına göre metni ne kadar değişirse değişsin hep bu anlayışın devam etmesini sağlayan bir anayasayı ülkemize kazandırmak istiyoruz. Parlamentodaki tüm gruplarla görüşeceğiz, onlar da bu işe olumlu bakarlarsa yolumuza devam edeceğiz. Olursa olur, olmazsa olmaz. Bize düşen kapıları çalmak. Cumhur İttifakı olarak biz buna hazırız. Buradan tüm siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına sesleniyorum; Gelin konuşalım, müzakere edelim. Ama bu süreçten kaçmayalım.
Yamalı bohçaya dönen bir anayasa ile devam etmek artık taşınması zor bir yüke dönüşmüştür. Nice yükü omuzlarından atan Türkiye'nin darbe anayasası için de doğru olanı yapacağına inanıyoruz. Yeni anayasayı ülkemize kazandırana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.