Bilim Kurulu üyesi Akın: Aşı olmayan 18-35 yaş grubu enfekte oluyor
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Uzmanı ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Akın, havalar soğuyup kapalı ortamlar daha fazla kullanıldığında vaka sayılarının çok daha fazla artmasının beklendiğini söyledi. Prof. Dr. Akın, "Giderek sağlık kurumlarının yükü artacak. Buna bağlı olarak grip enfeksiyonuna bağlı yatışlar da oluyor. Hastanelere yatan sayısı da bu nedenle fazla olacak. Kapasite sınırları zorlayacak. Hatta şu anda bile sınırlarını zorlayan yerler olduğunu duyuyorum" dedi.
'HASTALIK GENÇ YAŞA KAYDI'
Artışın birkaç faktörü olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Akın, "Aşıyla hastalıktan korunanlar olduğu kadar daha genç yaş grup aşı olma konusunda ihmalkar ya da tereddütkar davranıyor. Dolayısıyla hastalık genç yaş grubuna doğru kaymış durumda. Eskiden bu grupta hastalık daha az gözüküyordu? Çünkü yaşlılarda daha fazla görünüyordu, bunlar hemen çok yakın bir zamanda hastaneye yatıyordu. Şu anda aşı olanlar aşıyla korundukları için bu kişiler hastalıktan etkilenmiyorlar belki; ama aşı olmayan grup ki bunlar özellikle 18-35 yaş grubuna yerleşmiş durumda. Bu grup enfekte oluyor. Bu grup enfekte olduğunda aşıyla korunan kişilerin eğer yeterli koruması yoksa bunları da bulaştırmaya başlıyor. Toplumda bir kısır döngü var. Genç yaş grubu ‘bana bir şey olmaz’ diyerek aşı olmuyor; ama enfekte oluyorlar. Zaman zaman basit semptomlar da gözükebiliyor. Bunlar ailelerine ya da arkadaş gruplarına gittiklerinde arkadaşlarına ya da ailelerine bulaştırıyorlar" diye konuştu.
‘GENÇ YAŞ GRUBUNUN AŞILANMASI GEREKİYOR’
Akın, gençlerin kendilerine bir şey olmayacağını düşünerek aşıdan kaçındığına dikkat çekerek, "Ama neler olduğunu, hastanelerde yatan vakaları görüyoruz. 'Keşke aşı olsaydım' dememek lazım. Çünkü hastanede yoğun bakımda yatanlardan önemli bir kısmı aşısız. Bunlarla konuştuğumuz zaman 'keşke aşı olsaydım' diyor. Çünkü ağır bir solunum yetmezliği ortaya çıkıyor. Hangi gençte nasıl ilerleyeceği belli değil. Şu anda Türkiye’de Delta, Delta Plus dolaşımda. Bunun bulaşıcılığı çok yüksek. Dolayısıyla hem aşı olmuyorsunuz hem maske, mesafe kurallarına uymuyorsunuz hem her türlü tedbiri elden bırakıyorsunuz çok kolay enfekte oluyorsunuz. Dolayısıyla bir türlü vaka sayısı düşmüyor. Bu işi frenlemenin temel yolu toplumun önemli bir kısmının aşı olması ki bu rakam tüm toplum için yüzde 70; ama 18 yaşın üzerindekiler ile ilgili olarak bu rakamın yüzde 90’larda olması lazım. Maske ve mesafeye muhakkak uymak lazım. Ayrıca kapalı alanların sık sık havalandırılması da önemli. Ciddi miktarda virüsün havada bulunma sayısını azaltıyor" dedi.
'ÖNEMLİ OLAN HEDEF GRUBU AŞILAMAYI BAŞARMAK'
Prof. Dr. Akın, Koronavirüs vakalarının artmasıyla beraber yeni önlemlerin alınabileceğini kaydederek, "Yeni önlemler alınabilir belki; ama alınan önlemler ağırlıklı olarak aşıya teşvik anlamında olabilir. Bunları da yapmak lazım; çünkü özellikle aşı tereddütüyle ilgili olan 4 tane grup var. Birinci grup, ne olursa olsun kesin aşı olmayacak bir grup var. İkinci grup, 'muhakkak aşı olmam gerek' diyen grup var. Toplumlarda bunların yüzde oranı fena değil. Arada 2 tane gri zonda (ara yüz) grup var. Bunlarsan birisi ‘aşı olayım; ama başıma bir şey gelir mi’ diye aşı olanlar; diğer grup ise ‘aşı olmasam başıma bir şey gelir mi’ diye tereddütte olanlar. Böyle 4 grup var. Bu 'ne olursa olsun aşı olmayacağım’ diyen grupla zaten uğraşmaya gerek yok. Bunlar bir şekilde çok net kararlılar. Zaten bunlar toplumun büyük bir kısmı olmadığı için bunları da kazanmak önemli; ama bunlar başka şekilde şeyler düşünüyorlar. Esas hedef grup ‘ben aşı olmasam başıma bir şey gelir mi’ diyen grubu aşılamayı başarmak. O zaman toplumun yüzde 70’inden fazlası ‘hedef grup’ diye bahsedilen 18 yaşın üzerindekilerin yüzde 90’dan fazlası aşılanır" dedi.
'TOPLUMDA VAKA ARTTIĞI İÇİN OKULLARDA VAKA GÖRÜYORUZ'
Prof. Dr. Akın, yüz yüze eğitimin devam etmesi gerektiğine işaret ederek, "Okul hareketi de vakaların artışına sebep olduğu gibi gözükmekle beraber esas toplumda vaka arttığı için okullarda vaka görüyoruz. Eğer toplumdaki vaka sayısını düşürebilirsek, okullardaki vaka sayısı düşük seviyeye gelir. Alınan önlemlerin kağıt üzerinde değil muhakkak tüm okullarda sıkı bir şekilde uygulanmasını sağlamak lazım. Öğretmenler hem aşıda rol modellik yapsınlar hem de hastalıktan nasıl korunulacağına dair maske, mesafe ve sınıfın havalandırılmasına dikkat etsinler. Öğretmenin burada çok kritik bir rolü var. Öğretmen bu desteği sağlarsa toplumda da en azından öğrencilerde de vaka sayılarında azalma olabilir. Dolayısıyla toplumdaki bulaşma zincirini kıracağımız yerlerden birisi burası" dedi.