Paylaş
Varis toplardamarların genişlemesi, kanla dolup paketler haline dönüşmesi hatta içinde bazen pıhtıların oluşması anlamına geliyor. Özellikle bacaklara yerleştiğinde görüntü bakımından zaten can sıkıcı olabiliyor ama sorun sadece bazen solucan iriliğine ulaşabilen mavi damarların çirkin görüntüsü ile ilgili değil. Başka problemlere de yol açabiliyor: Bacaklarda ağrı, ağırlık hissi hatta daha ileri dönemlerde şişmeler, yaralar bunların en çok görülenleri.
Varis oluşumundaki temel mekanizma toplardamar duvarının esnekliğini yitirmesi ve içindeki kapakçıkların bozulup (gevşeyip) iş görmemeye başlamasıdır. Bu durumda kanın kalbe geri dönüşü zorlanmakta, bacaklardaki toplardamar (venler) içinde fazla miktarda kan birikmekte, toplardamarlar genişleyerek mavi kütlelere dönüşmektedir.
Küçüklü büyüklü damarlar başlangıçta sadece görüntü bakımından endişe yaratırken zamanla sağlığı tehdit eden ciddi birer problem haline gelebiliyorlar. Uzmanlar varis sorununda da erken teşhisin ve önlem almanın önemine işaret ediyor, özellikle uzun süre ayakta kalan, sık doğum yapan kadınları varis yönünden uyanık olmaya davet ediyor.
TEDAVİSİ NEDİR?
İlerlemiş bir varisin teşhisi kolay ama bazı durumlarda daha doğru ve kalıcı bir teşhis için “doppler ultrasonografi” tekniğinden yararlanmak gerekebiliyor. Tedavisinde cerrahi ve cerrahi olmayan yollar var. Özellikle ileri dönemlerinde cerrahi yöntemler hemen hemen en etkili çözüm olma özelliğini koruyor.
Biraz daha erken dönemde skleroterapi yönteminden de yararlanmak mümkün. Bu yöntemde doktorlar damarın içine bir karışım enjekte ederek damarı görünmez hale getirebiliyor ya da en azından eskisinden daha iyi bir görünüme kavuşturabiliyor. Yöntemin muayenehanelerde bile yapılabilmesi önemli bir avantaj. İlerlemiş varislerde bu yöntem maalesef pek de faydalı olmuyor. Çok daha erken dönemlerde lazer uygulamaları da faydalı olabiliyor.
Destekler işe yarıyor mu?
Varis için kullanılan hap ve kremlerinin bilimsel olarak kanıtlanmış bir yararı yok. Antosiyaninlerden zengin beslenmek-bazen antosiyanin haplarından istifade etmek- önemli bir avantaj sağlayabiliyor.
Ananasta bulunun bromelain de varisin erken dönemlerinde takviye hapı olarak kullanılabiliyor. Varis sorununu hafifletmek de kullanılan daha pek çok doğal destek var ama ben kendi adıma antosiyaninler, bromelain ve üzüm yaprağı özleri dahil çoğunun arzu edilen faydayı sağladığından pek emin değilim.
Bana göre ayakta uzun süre kalmamak, erken dönemlerde varis çorabı kullanmak hâlâ en etkili yöntemler.
Reçeteyle satılan ve geri ödeme sisteminde olan varis haplarının da etkinliği hâlâ tartışmalı.
Çoğu ülkede bu haplar “tezgâh üstü ilaçlar” grubunda. Sigorta ve sağlık kanunları ödemeye katılmıyor...
Kalpteki ekstra atımlar
Adı üstünde, kalbin normal ritminin dışında (erken veya geç) ekstra bir atım daha yapmasına ekstrasistol diyoruz. Hastalar kalplerinin “iki atıp bir durduğundan” veya “düzensiz attığından” şikâyet eder, “doktor bey, kalbimde sanki bir kuş çırpınıyor gibi hissediyorum” derler.
Ekstrasistoller, hastayı endişeye sevk etseler de genellikle zararsızdırlar. Çoğu bir süre sonra kendiliğinden kaybolmaktadır. Ekstrasistollerle göğüste ağrı, baş dönmesi, bayılma, kilo kaybı, aşırı terleme, çok su içme gibi başka bir şikâyetiniz yoksa hemen panik yapmanıza gerek yok.
Sigara ve alkolü kesip, iyi uyumaya dikkat ederek birkaç gün bekleyin, düzensiz atımlar geçmezse doktorunuza gidin. Eğer, testlerinizde önemli bir sorun çıkmazsa, doktorunuz çarpıntılarınızın kendiliğinden geçeceğini söylerse lütfen ikna olun.
Bazı hastaların çarpıntıdan ziyade çarpıntıyı gidermek için aldıkları ilaçlar yüzünden öldüklerini unutmayın. Maalesef ülkemizde hâlâ basit ekstrasistoller nedeniyle gereksiz yere ilaç kullanan pek çok hasta var.
Sık görülen ekstrasistol nedenleri:
Kalbin damar ve duvar hastalıkları ekstrasistollere neden olabilir. Kalpte bir rahatsızlık olmadan da ekstrasistoller ortaya çıkabilir:
1. Anksiyete-gerginlik sık görülen çarpıntı nedenlerinden biridir. Olağan dışı bir stresiniz veya üzerinizde duygusal aşırı bir yük varsa çarpıntı ve ekstrasistolleriniz olabilir.
2. Bazı ilaçlar (mesela antidepresanlar vb.) ekstrasistole neden olabilirler.
3. Ağır yemekler yediğiniz, alkol alıp az uyuduğunuz bir gecenin ertesi günü ekstrasistolleriniz artabilir.
4. Sigaranın ekstrasistolleri arttırdığı gösterilmiştir.
Ekstrasistol olduğunda kalp atışınızı sayın ve düzenli olup olmadığına, ekstra atımların dakikada kaç kez geldiğine bakın. Bu bilgiler teşhis koyarken doktorunuzun işine yarayacaktır. Kardiyalog Dr. Murat KINIKOĞLU
Paylaş