Uzay Çağı’nda seyyar tuvalet

OSTİM Uzay Çağı Caddesi 1253. Sokak’taki bir firmanın yöneticisiyim. İş yerimizin yanına, ruhsatsız bir inşaat yapıldı.

Haberin Devamı

İnşaat sahibi buradaki iş yerini kiraya verdi. Demir-çelik işi yapan ve yaklaşık 20 kişinin çalıştığı bu atölye; iş yeri önüne çelik konstrüksiyonda ‘seyyar tuvalet’ yaptı.
Tüm personel lavabo ve tuvalet ihtiyaçlarını, bu seyyar kulübede gideriyor. Hem de Uzay Çağı’nda... Asıl sorun ise, seyyar tuvaletten sokağa taşan atık ve kanalizasyon suları. Tuvaletin kanalizasyon giderinin olmadığını düşünmek bile istemiyorum, tıkanmış olabileceğine ihtimal veriyorum.
Burası sanayi bölgesi. Bulunduğumuz sokak ise sağlı-sollu aktif şekilde kullanılıyor. Her gün mikrop saçan bu tuvaletle ilgili Yenimahalle Belediyesi’ne yaptığımız şikayette, muhatabın OSTİM yönetimi olduğunu söylediler. OSTİM yönetimi ise, ‘Zaten ruhsatı yok, ruhsatı almaya geldiğinde tuvaleti de kaldırtırız’ diyor. Her gün yoldan akan pis suyu görmek ve kokusuna katlanmak zorunda kalıyoruz.

Muslu OĞUZ

Haberin Devamı

HAFTANIN FOTOĞRAFI

Uzay Çağı’nda seyyar tuvalet

Bu manzara olmamalıydı

Gün içinde binlerce insanın gelip geçtiği, Ankara’nın kalbi konumundaki Kızılay Atatürk Bulvarı’nda karşılaştığım çöp yığını, ‘Avrupa başkenti Ankara’ yakıştırmasını bir kez daha sorgulamama neden oldu. Her ne olursa olsun, insanlar günün her saatinde kent merkezini temiz tutmalı. E haliyle belediyeler de kent merkezlerinde 7/24 teyakkuzda kalmalı.
Bir de Türkiye’nin başkenti sıfatını taşıyorsan; kentin merkezi Kızılay’da bozuk kaldırım, çamurlu yollar, kaldırım işgalleri, düzensiz yapılaşma, göz yoran reklam panoları, depo gibi kullanılan yangın merdivenleri ve özellikle de dev çöp yığınları kesinlikle kabul edilemez.
Kızılay’da esnaf olmak da bazı sorumluluklar gerektiriyor. Her esnaf dükkanının önüne, evinin içi gibi sahip çıkmalı.
Velhasıl bir kent; belediyesi, esnafı, sokakta yürüyen vatandaşının bilinçliliği ve sorumluluğuyla temiz kalır. İşte belki o zaman ‘Avrupa başkenti Ankara’ oluruz.

Yüksel E.

Trafik alarmı

DİKMEN Sokullu Caddesi ile Çetin Emeç Bulvarı’nın kesiştiği yerdeki sinyalizasyon sistemi, bölgede yoğun trafiğe neden oluyor. Yeşil ışık süresi çok kısa. Bu nedenle araçlar ara sokakları tercih ediyor. Fotoğrafını çektiğim yer ise Veznedar Sokak ile Niğde Sokak’ın kesiştiği yer. Artık Sokullu Caddesi’nin durumunu yetkililer düşünsün. Bu nedenle sinyalizasyon sistemindeki süre ayarlaması en kısa sürede yeniden yapılmalı.

Ali TAN

Haberin Devamı

Masrafa yazık

Aşağı Ayrancı’da pazar yerinin hemen yanındaki Dikmen Caddesi’ne cepheli Cemal Süreya Parkı’nın yeniden yapılan düzenlemesi hiç güzel olmadı. Baştan savma bir çalışma izlenimi veriyor. Sıkıcı, her şeyin iç içe oluğu bir park manzarası var. Oysa peyzaj tasarımı düşünülerek yapılabilir, estetik bir görünüm ortaya çıkarılabilirdi.
Kent estetiğini de beceremiyoruz, düşünemiyoruz anlaşılan... Parkın dışına konulan havuzlar, parkı süslemek şöyle dursun adeta sulama havuzlarına benziyor ve hiç de göz okşayıcı bir görünüme sahip değiller. Parkın ana girişinin daralan görünümü de sıkıcı. Bir giriş kapısının davetkar olmak bakımından iki yana doğru açılıp genişlemesi gerekirken bu park kapısı daralıyor. ‘Cemal Süreya’nın şiirleri okunsun diye böyle yapılmış’ denilebilir ama orada şiir okuyacağım diye (böyle bir şey olmaz ama) duracak bir iki kişi girişi aksatabilir. O şiirler parkın içine böyle mezar taşı kitabesi görünümünde değil de yakışan biçimde daha güzel bir sunumla serpiştirilebilirdi. Kapı girişinde Cemal Süreya’yı tanıtan solda en baştaki yazıda bir harf eksik ve ifade bozukluğu var. Bir dil ustasına bu yapılmamalı. Ayrıca parkın içine o kadar çok sayıda aydınlatma yapmaya ne gerek var? Enerji savurganlığı... Yazık olmuş o kadar masrafa.

Haberin Devamı

Abdullah ŞEVKİ

Yazarın Tüm Yazıları