Üretim emirle artar mı, yok artık

BİLLURDAN bir köşkte otururken aniden haber geliyor. Üretim düşüyormuş. Sırası mı şimdi? Kes şunu.

Haberin Devamı

Çok garip bir şey oluyor ekonomiyi yansıtan rakamlarda. Üretimde artış mı var, azalma mı, bunu belirleyen ölçü kapasite kullanımı. Sen elindeki kaynakların ne kadarını kullanabiliyorsun, iş gücü, hammadde, sermaye olarak. Bir de talep. Kapasite kullanımını bunlar belirliyor.

Ekonomide kapasite kullanım rakamlarını Merkez Bankası açıklıyor.  Üretim artış rakamlarını TÜİK açıklıyor.

TÜİK imalat sanayinde üretimin arttığını söylüyor, Merkez Bankası kapasite kullanımının azaldığını söylüyor.

Kapasite kullanımı azalırken, üretim artıyor!!!

Bu mümkün değil. Senin heyecanın artarken, nabzın düşüyor gibi. Senin araban hız yaparken, motorun devri düşüyor gibi.

İLK FATURA DÖRT İLE

Burada bir yanlışlık var. Ya Merkez Bankası ya da TÜİK hesapları yanlış.

Üçüncü bir şık, garip bir şık, hafif gırgırla karışık bir şık. Nasıl ki, emir demiri kesiyorsa, emir üretimi de yükseltebilir. Tabii ki, sanmıyorum. Ama, bu işte bir yanlışlık olduğu kesin.

Kapasite kullanımı son iki yılın en düşük düzeyinde. Geçen yıla göre, yüzde 23 gerileme var. İmalat sanayinde yer alan otuz üç sektörün on beşinde gerileme var. Zaten büyüme hızındaki düşüklük bunu gösteriyor.

İhracat aynı biçimde, Temmuz/Ağustos geçen yıla göre, yüzde 4.6 düşüyor. İhracatı altın ihracatı kurtarıyor. Her yüz dolarlık ihracatın on altı doları altın ihracatından.

İhracattaki gerilemeden Suriye’ye ihracatımız ciddi pay alıyor. Suriye’ye ihracat 1.1 milyar dolardan 360 milyon dolara düşüyor. Yüzde 68 azalma. Olan Urfa, Gaziantep, Osmaniye ve Hatay’a oluyor. Bu illerin Suriye’ye ihracatı 260.4 milyon dolardan 92.1 milyon dolara düşüyor.

Hükümetin izlediği Suriye politikasının faturası önce bu dört ilimize çıkıyor.

Haberin Devamı

DOĞALGAZ VE ÖTV

Dilim varmıyor söylemeye ama, ekonomide balayının sonu yaklaşıyor gibi. Zaten kalıcı olmayan, sıcak para ile günü kurtaran, göstermelik bir balayında, ekonomi yönetimi şimdi çareyi en klasik önlemde, zamlarda buluyor.

Ocak-Haziran, ilk altı aylık verilere göre, gelirdeki artış oranı yüzde 7, buna karşılık harcamalardaki artış oranı yüzde 18.

Bu açık nasıl kapanacak? Zamla. Neye zam gelecek? Büyük olasılıkla doğalgaza, tütün ve alkolde ÖTV’ye.

Zammın asıl aracı ÖTV. Çünkü, gelir en kolay ve en çabuk ÖTV’den elde ediliyor.

PERSONEL

Haberin Devamı

Sıcak para azaldıkça, balayının sonu yaklaşıyor. Refah bizim ülkemize son yıllarda sıcak parayla geliyor. Nereden geliyor? Boşuna değil sık sık Katar ve Suudi Arabistan seferleri.  

Sıcak paranın yanı sıra, halkımızın refahı ve işsizliğin azaltılması için çare bulmak zor değil.

Harcamalardaki artışın önemli bir nedeni var: Devlete alınan personel sayısı artıyor. Bunun sonucu olarak, personel harcamaları artıyor.

Ocak-Haziran arasında personel harcamalarında yüzde 19’luk artış var.

Bu harcamadan yola çıkarak:

1-Alınan ek personel işsizliği azaltıyor.

2-Alınan personelin maliyeti şimdi zamlarla çıkacak.

Benim aklım hala şu arttı gibi gösterilen üretim rakamlarında. Kapasite kullanımı düşüyor, üretim artıyor. Anlayan varsa, beri gelsin.

Haberin Devamı

Libya’ya bak Suriye’yi gör

LİBYA’da “Arap Baharı”. Alkışlar Libya’ya, yaşasın Libyalı muhalifler. Kaddafi devrilmekle kalmıyor, linç ediliyor, cesedi sokaklarda sürükleniyor. Kaddafi’ye karşı olanların bile, midesi bulanıyor, ama “Arap Baharı”.

Karşımızda şimdi “Libya’da Arap Baharı”. ABD Büyükelçisinin öldürülmesi, “Libyalı muhalifler” yerine, şimdi Libya’da El Kaide ve benzeri uzantılar aranıyor. Libyalı muhalifleri arayacak hali yok Amerika’nın, o muhalifleri kendi yarattı.

Şimdi de, hem de bizim başımızda Suriyeli muhalifler var. Bizdeki kamplarda olay çıkaran, polisi rehin almaya kalkan bu “muhalifler” daha şimdiden hırçın.

Yarın Esad devrilirse, “bu muhaliflerin” Libya’dakilere benzemeyeceğinin hiç bir garantisi yok.

Esad giderse, hep birlikte alkış tutacağız, “Suriye’de Arap Baharı”.  Sonrası? 

 

Yazarın Tüm Yazıları