Ulusal egemenliğin özü: Cumhuriyet,

ATATÜRK’ün üç yaveri var. Biri Türk, Salih Bozok, biri Abhaz, Muzaffer Kılıç, biri Kürt, Mahmut Soydan.

Haberin Devamı

Cumhuriyet kurulurken nasıl bilinçli davranıldığını gösteren çarpıcı bir örnek. Üç yaver, üç ayrı etnik kimlik, hiç tesadüf değil.
Tıpkı, Latife Hanım’a ki, o sırada Mustafa Kemal’in eşi, 1 Mart 1923’te verdiği görevin tesadüf olmadığı gibi:
“Yarın Meclis’in dördüncü yılı başlıyor. Latife’nin dinleyici olarak Meclis’e gelmesini istiyorum.”
Çevresindekiler itiraz ediyor ama boşuna. Latife Hanım Meclis’e girdiği anda, genel kurul şöyle bir dalgalanıyor:
“Buraya kadın girmesi doğru mu?”
“Bu kadarı da fazla.”
“Bunun arkası gelir.”
Doğru, arkası geliyor. Kadınlara oy hakkı, seçilme hakkı bazı Avrupa ülkelerinden bile önce geliyor.
KANIM DONUYOR
Bugün Cumhuriyet’in 87. yılında arkası hala gelmeyen bir gerçek var. Bu nasıl “çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak” ise, kadın-erkek eşitliğinde Türkiye hâlâ yüz bilmem kaçıncı sırada.
Cumhuriyet ve Ulusal Kurtuluş Savaşı denildiğinde, kanımı en çok donduran görüşlerden biri, “Kurtuluş Savaşının emperyalizme değil, sadece Yunanılara verilen savaş” olduğuna ilişkin sahtekarlıklar.
Madem sadece Yunanlılarla savaşılıyor, o zaman İtalyanlar ve Fransızlar Anadolu’yu neden işgal ediyor?
Ya da İngiliz ve Fransız işgal kuvvetleri İstanbul’da ne arıyor?
Gizli belgeleri, Kurtuluş Savaşı süresince Türkler’le 14 ayrı silahlı çatışmadan neden söz ediyor?
Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın antiemperyalist niteliğini alçakça yalanlarla gizlemeye çalışmak, aslında Cumhuriyet’i küçültmek için başvurulan bir taktik. Biraz daha uğraşsalar, “Ulusal Kurtuluş Savaşı yoktur” diyecekler.
AYAK ÖPMEK
Ulusal Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet’in ilanına giden yol her aşaması ile ibretlik olaylarla dolu.
Kaç ülkeye karşı savaşırken, içerde yaşanan ihanet ve tuzaklarla baş etmek, ayrı bir savaş. İngiliz casusu Sait Molla aynı zamanda Adalet Nazırlığı Müsteşarı. Kurtuluş Savaşının başarısızlığa uğraması için kurulan İngiliz Muhipleri Derneği’nin kurucusu.
Onu destekleyen kalemler arasında Ali Kemal ile Refi Cevat Ulunay var. “Bizi İngilizler kurtaracak”, ya da “Avrupa ile başa çıkmayı Asya’nın hangi milleti başardı ki, biz başaralım” teraneleriyle moral bozan yazılar.
Moral bozulamıyorsa, ayak öpme faslı. Falih Rıfkı Atay’ın aktardığına göre, “ben yere kapanarak Atatürk’ün ayağını öpen tek adam hatırlarım, Yahya Kemal”. (Dünya Gazetesi, 2 Mayıs 1965).
Kuruluşundan günümüze kadar geçen 87 yıl içinde ne içimizdeki hainler eksiliyor, ne ayak öpenler.
87 yıl içinde Atatürk gibi ayak öpmeye iltifat etmeyenler de var, ayak öpenleri maddi, manevi destekleyen iktidar sahipleri de var.
Cumhuriyet ve kuruluşu ile ilgili yüz binlerce sayfa var. Bugün bize gereken özü çok yalın. Madem ki, her gün “ulusal egemenlik” deniyor, işte onun özü Cumhuriyet.
Kimi el üstünde tutuyor, kimi utanmazca sırtını dönüyor.

Haberin Devamı

Şahin’in hızı boşuna değil

Haberin Devamı

MERSİN milletvekili Ali Rıza Öztürk 14 Ekim günü Meclis Başkanlığına yasa önerisi veriyor. 12 Eylül’ün yol açtığı mağduriyetin giderilmesine ilişkin.
Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin öneriyi bugüne kadar Adalet Komisyonuna göndermiyor. Belki de, Ali Rıza Öztürk CHP milletvekili olduğu için. 12 Eylül’e karşı esip savuran bir partiden gelen Şahin öneriyi on beş gündür tutuyor. Buna karşılık:
AKP milletvekilinin önceki gün verdiği yasa önerisini aynı gün Adalet Komisyonuna gönderiyor. Komisyon öneriyi bekletmiyor, önümüzdeki salı görüşmeye karar veriyor.
Ses hızını aşan bu önerinin arkasında ne var? Muhteşem bir şey var.
Öneri, görevi kötüye kullanma suçlarına verilen cezayı indiriyor. Bir yıldan üç yıla kadar olan cezalar altı aydan iki yıla iniyor.
Nedir görevi kötüye kullanma? Örneğin, yolsuzluk. Ceza iki yıla inince, ertelemeye giriyor.
Türkçesi, görevi kötüye kullananlar bundan böyle hapse girmeyecek.
Konuyla ilgili son not: Mecliste görevi kötüye kullandığı iddiasıyla, 49 milletvekilinin dosyası var.
Hukuk devletine hoş geldiniz.

Yazarın Tüm Yazıları