Ülkenizi bu kadar küçümsemeyin

Burası bir anlamda Hürriyet’in "kahve sohbetlerinin" yapıldığı yerdir.

Bir kadehten sonra daha da rahatladığımız için her şeyi bütün açıklığı ile konuşuruz.

Orası bir anlamda Hürriyet’in "Hyde Park"ıdır.

*   *   *

Geçen akşam orada yazarımız Kanat Atkaya ile ilginç bir sohbet yaptık.

Atkaya, ertesi gün Sinop’a yapılması planlanan nükleer santralla ilgili bir yazı yazmış.

"Ben santrala karşı değilim ama birilerinin bizi bu santralın zararlı olmayacağı konusunda ikna etmesi lazım" diyor.

O sırada gazetenin taşra baskısı geldi.

Yazıya baktım, "Nükleer santrala karşı değilim diyorsun ama yazı baştan sona karşı düşünceleri anlatıyor" dedim.

"Zehirli atıklarını bile halledemeyen bir ülkenin nükleer santralına nasıl güveneyim" dedi.

Tam beklediğim cevaptı ve ben de kendi düşüncemi söyledim:

"Kanat, ülkeni çok küçümsüyorsun. Bu ülkenin sıfır hata ile F-16 uçağı ürettiğini unutuyorsun."

Sadece o değil, birçok köşe yazarı, siyasetçi, sivil toplum örgütü de unutuyor.

*   *   *

İçimden haykırmak geliyor.

Beyler bu ülke, dünyanın en büyük otomobil üreticilerinden biri.

Televizyon ve bilgisayar üretiyor.

Beko’nun, Vestel fabrikalarından her gün en son teknolojiye sahip televizyon alıcıları, DVD cihazları her gün gemilere yükleniyor.

Tersanelerinde dünyanın en gelişmiş gemileri inşa ediliyor.

Amerikan sahil muhafaza teşkilatına yüksek teknolojili hücumbot satmaya hazırlanıyor.

Bu ülke mi bir nükleer santralı işletemeyecek?

Yani Ukrayna’dan, Bulgaristan’dan, Ermenistan’dan daha mı az kabiliyetli, daha mı az donanımlıyız?

Uranyumu zenginleştirmeye başlayan İran’ı bizden daha mı ileri bir ülke olarak görüyorsunuz?

Çevreciler nükleer santrala karşı çıkarak ülkelerine yeterince zarar veriyorlar.

Ama onlardan biraz daha vicdanlı olup, hiç olmazsa ülkelerinin teknolojik kabiliyetine haksızlık etmemelerini bekliyorum.

*   *   *

Nükleer santrala gelince...

Türkiye bu konuda geç bile kaldı.

Hem de öyle üç beş değil, 20-25 yıl geç kaldı.

Bu ülkenin sanayicisi enerjiye, bırakın Çin’i, Avrupalı rakiplerinden bile daha fazla para ödüyor.

Sanayide maliyetin en büyük girdilerinden biri enerji.

Söyler misiniz, bu ülkenin girişimcisi Çinlisiyle, Hintlisiyle, Fransızı, İtalyanı ile nasıl rekabet edecek?

*   *   *

Bu yıl kış şartları ağırdı.

Bakın bütün dünyanın başına neler geldi.

Rusya, önce kendi vatandaşını düşündüğü için doğalgazı azalttı.

Ukrayna ile arasında sorun çıktı, ceremesini yine biz çektik.

Ya İran? Ona mı güveneceğiz?

Petrol fiyatları aldı başını gidiyor.

Nükleer teknolojiden vazgeçen ülkeler bile bunları görüp yeniden eski santrallara dönüyor.

*   *   *

Ama bizde yazılıp çizilene bakıyorum, herkes kendi şahsi inancının ve önyargısının peşine takılmış gidiyor.

Ülkenin geleceğini düşünen yok.

Bu ülke ihtiraslı.

Enerjiye ihtiyacı var. Giderek daha çok olacak.

O yüzden iktidar üç beş köşe yazarı şöyle diyor, birkaç sivil toplum örgütü kazan kaldırıyora bakmadan, cesur bir şekilde bunu gerçekleştirmelidir.