TÜSİAD Sarkozy’den hızlı

TÜSİAD ve çatısı altındaki Paris merkezli Boğaziçi Enstitüsü üyelerinin Türkiye’nin AB üyeliği için “lobicilik” yaptıkları yer bu kez Lyon.
Temasların Paris dışında da sürdürülmesi kararından sonra TÜSİAD Bordeaux ve Toulouse şehirlerini de ziyaret etmişti.
İş dünyasından Lucien Arkas, Eşref Hamamcıoğlu, Pekin Baran ve Selçuk Saraçoğlu’dan oluşan ekibin bu kez Lyon’u seçmiş olmaları isabetli bir karar.
Zira Lyon’un merkezi olduğu Rhone-Alpes bölgesi Fransa’nın ikinci ekonomik bölgesi.
Lyon’da Fransa’nın en önemli uluslararası şirketlerinin merkezi var.
AR-GE’DE 200 BİN KİŞİ
Tarihi ipek üretim merkezi olan Lyon bugün sanayinin yanı sıra ulaşım, sağlık, kimya ve inovasyonda iddialı.
Ar-Ge’de çalışanların sayısı 20 binin üzerinde.
İstanbul’a inat UNESCO’nun dünya miras listesinde.
Fransız Sosyalist Partisi’nin ağır toplarından olan Lyon Belediye Başkanı Gerard Collomb’un TÜSİAD ekibini kabul ettiği Belediye Sarayı 17. yüzyıldan kalma inanılmaz görkemli bir bina.
Collomb, Fransa’daki başkanlık seçimlerine katılması beklenen IMF Başkanı Dominique Strauss- Kahn’ın yakın arkadaşı.
Strauss-Kahn seçimleri kazandığı takdirde başbakanlığa getirileceği söyleniyor.
Lucien Arkas, Bordeaux’da kendilerini ağırlayan Belediye Başkanı Alain Juppe’nin TÜSİAD ziyaretinden sonra Savunma Bakanı olduğunu hatırlatınca Collomb, “Demek şans getiriyorsunuz” diye takılıyor.
Belli ki başka bakanlık hayali var.
Collomb, Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olmadığını ancak Ermeni meselesinde bazı çekinceleri olduğunu söylüyor.
Zaten TÜSİAD ve Boğaziçi Enstitüsü ekibinin Lyon’daki iki günlük yoğun programı sırasında Türkiye’nin AB üyeliğine karşı açıkça tavır alan bir ses duymadım.
Lyon Ticaret ve Sanayi Odası’nın Başkanı Philippe Grillot da Türkiye’siz bir Avrupa düşünülemeyeceğini söylüyor.
TÜRKİYE KORKUSU
Ancak tablo o kadar da pembe değil.
Resmi konuşmaların dışına çıkınca Türkiye’nin yeterince tanınmadığı ve çeşitli nedenlerden “endişe” yarattığı ortaya çıkıyor.
Lyon Başkonsolosumuz Mehmet Bilir, Türklerin Kuzey Afrikalılarla karıştırıldığını söylüyor.
“İnsanlara Türkiye’nin ekonomik performansının Tunus, Cezayir, Fas’ın toplamından daha fazla olduğunu anlatıyorum” diyor.
Lyon civarında oturan Türklerin sayıları 90 bin kadarmış.
Magrip ülkeleriyle aynı kefeye konduğumuzu Rhone-Alpes Meclis Başkan Yardımcısı Bernard Soulage’dan da duyuyoruz.
Ancak Soulage’ın tespitine göre, siyasi kadrolarda Türkiye’nin ekonomik potansiyelinden,  dinamizminden, nüfusundan da kaynaklanan bir korku var.
Yeterince tanınmamak ve korkuyu yan yana koyduğunuzda TÜSİAD’ın “derin Fransa”daki temaslarının ne kadar yerinde olduğu anlaşılıyor.

Fransız Savunma Bakanı Boğaziçi Enstitüsü üyesi

TÜSİAD’ın Paris merkezli düşünce kuruluşu Boğaziçi Enstitüsü’nün amacı Fransızlarla Türkleri aynı platformda buluşturmak.
Son olarak Fransa’dan iki önemli isim enstitünün Bilim Kurulu’na dahil olmuş.
Birincisi Sarkozy’nin son hükümet değişikliğinde Savunma Bakanlığı’na getirdiği Bordeaux Belediye Başkanı Alain Juppe.
Juppe, Türkiye’nin AB üyeliği konusunda açık desteğini vermese de Türkiye’ye ilgisiz değil.
Diğeri de Fransa’nın eski Adalet Bakanlarından, Sosyalist milletvekili Elisabeth Guigou.
Guigou, Türkiye’nin önemli bir destekçisi.

Gaziantep’te gözleri fal taşı gibi açıldı

YUKARIDA sözünü ettiğim Bernard Soulage’ı görür görmez kendi kendime “Ben bu adamı tanıyorum” dedim.
Sonra biraz düşününce ortaya çıktı.
Soulage ile geçtiğimiz ekim ayında Avrupa Komisyonu’nda düzenlenen “Açık Günler” etkinliği sırasında karşılaşmışız.
“Açık Günler” etkinliği yerel demokrasinin daha fazla gelişmesi için Avrupa Komisyonu çatışı altındaki “Bölgeler Komitesi” tarafından düzenleniyor.
Aynı zamanda Kemal Derviş’in yakın dostu olan, Avrupa Parlamentosu Sosyalist üyesi Soulage, “Bölgeler Komitesi”nin Türkiye Çalışma Grubu Başkanı.
Bu görevi Derviş nedeniyle kabul ettiğini söylemişti.
Türkiye’yi iyi tanıyor ve yıllardır izliyor.
Brüksel’de “Bölgeler Komitesi”ni temsilen kendilerine Türkiye’de muhatap bulamadıklarını anlatmıştı.
Hatta bu konuda Başbakan Erdoğan’a yazdığı mektubun yanıtsız kaldığını da söylemişti.
Türkiye’nin AB üyeliğini neden desteklediğini açıklarken “50 yıl sonra ben burada olmasam bile insanların Türkiye trenini kaçırdık diye bizlere kaçık gözüyle bakmalarını istemiyorum” diyor.
“Buralarda, Türklerin Kuzey Afrikalı olmadıklarını, Türkiye’nin önemini biz politikacılar anlatmayız” diye ilave ediyor.
Bernard Soulage geçenlerde Gaziantep Belediyesi’nin davetiyle Rhone-Alpes bölgesinden 10 kişilik bir işadamı grubunu Türkiye’ye götürmüş.
“Fransızlar Gaziantep’in organize sanayi bölgesini, modern baklava imalathanelerini görünce gözleri fal taşı gibi açıldı” diye anlatıyor.

Kalkınma ajansları neden önemli

TÜSİAD’ın bu gezisinde kalkınma ajanslarının ne kadar önemli olduklarını bir kez daha fark ettim.
Uçaktan iner inmez TÜSİAD ekibinin ilk randevusu havaalanında.
Vakit dar, randevular sayısız.
Havaalanındaki lokantada bizleri ağırlayan Rhone-Alpes bölgesinin kalkınma ajansı ERAI.
Meğer ERAI İstanbul’da yeni bir şube açmış.
Rhone-Alpes bölgesinin yatırım için ne kadar elverişli olduğunu dünyayı gezerek anlatan 150’den fazla elemanı varmış.
Yatırım çekme, bölgenin yenilikçi ürünleri pazarlama, işbirliklerini geliştirme peşinde koşan bir kurum ERAI.
Ayrıca Lyon ve çevresinin tanıtımını yapan başka bir kalkınma ajansı var: Aderly.
Sloganı da “OnlyLyon”.
Aderly’nin genç başkan yardımcısı sunumu için bizi Lyon Ticaret ve Sanayi Odası’nda yakalıyor.
“Misyonumuz Lyon bölgesinin yatırıma ne kadar elverişli olduğunu anlatıp, şirketleri buraya çekmek” diyor.
Ajans, 2010 yılında Lyon’a 66 şirketi çekmeyi başarmış.