Türkiye'nin en büyük rakibi

Malum, önce Boston'da bombalar patladı, sonra da Teksas'ta gübre fabrikası havaya uçtu. Bunların dışında "ABD'nin çok iç siyaseti" denilerek, bizde pek haber olmayan gelişmeler oldu.

Esasen hepsini alt alta koyduğumuzda çok ABD toplumunda pek de sağlıklı olmayan bir gidişata işaret ediyor.

Sıralayalım:

ABD'de Yüksek Mahkeme, geçtiğimiz günlerde eşcinsel evliliklerin yasaklanmasına itiraz eden iki başvuruyu görüşmeye başladı. Kararın Haziran'da çıkması bekleniyor.

Her ne kadar dünyanın en liberal ve özgürlükçü ülkelerinden biri olsa da, toplumun bam tellerinden biri eşcinsel evlilikler.

Yapılan kamuoyu yoklamaları, artık ABD halkının kılpayı da olsa çoğunun eşcinsel evlilikleri onayladığını ortaya koymasına rağmen, başta muhafazakarlar olmak üzere, bazı güçlü gruplar çeşitli nedenlerle bu hakkın federal boyutta tanınmasına karşı çıkıyor.

Zaten mahkemenin görüşmeleri de bir yanda protestolar, diğer yanda destek gösterileriyle başladı.

Bu toplumsal çatışma, ilk başta demokratik eylemlerle vücut buluyormuş gibi görünüyor. Ancak esas sıkıntı ayrıntılara inince görülüyor. Özellikle birkaç yıldır, okullarda eşcinsel ergenlere yönelik "zorbalık" (bullying) artış gösteriyor. Bu da kaygı verici bir eğilimin işaretleri olarak görülüyor.

Yine son dönemde, ABD toplumunun bir diğer dikişi de zorlanmaya başladı. Başkan Barack Obama'nın kendisini şahsen ortaya koyduğu silah satışlarının kısıtlanması ya da zorlaştırılmasına ilişkin yasal değişiklik.

Anayasa'nın ikinci değişiklik maddesi, ABD halkına kendini korumak için silah taşıma hakkı veriyor. Silah meselesi de özellikle muhafazakar kimliğiyle tanınan güney ve iç bölgelerde "kutsal bir konu" gibi ele alınıyor.

Teksas'taki gübre fabrikası faciası da, bu yasal düzenleme Senato'da ağır bir mağlubiyet almasından yalnızca birkaç saat sonra meydana geldi. Obama, uğradığı hayal kırıklığını Senatörlere "yalancılar" diyecek kadar sert bir ifadeyle dile getirdi.

Toplumsal dikişlerin zorlandığı bir diğer konu da vergi sistemi. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle, yapılan kemer sıkma düzenlemeleri, özellikle orta sınıf ve düşük gelirlerinin canını yakıyor.

Bir dönem, rüzgar gibi esen ama sonra aynı hızla dinen "Wall Street'i İşgal Et" hareketinin temelinde de bu adaletsizlik duygusu yatıyordu. Her ne kadar Wall Street işgalden kurtulup yoluna tam gaz devam ediyor olsa da bu adaletsizliğin geçtiğini söylemek zor.

ABD halkının yüzde 60'ının üzerinde bir oranı, vergi sisteminin adaletsiz olduğunu düşünüyor. Çok da haksız değiller: Yılda 200 milyon doların üzerinde kazanan en zengin 400 kişi, ödediği gelir vergisi toplam gelirlerinin yüzde 20'sinin altında kalıyor.

Yılda 200 milyon doların altında kazanan "daha fakir milyonerler" ile yılda 200 bin ile 500 bin arasında kazananlar da gelirlerinin yüzde 25'ini vergi olarak veriyor.

Özetle, ABD'de toplumsal bazda işler pek de yolunda gitmiyor son dönemde...

İşte böyle bir dönemde yaşanan Boston ve Teksas olayları da mevcut durumun üzerine tuz biber ekiyor. Boston saldırısı sonrası, ABD'li yetkililer faili işaret etmekte hiç de acele etmiyor.

Bu da, kapsamlı bir araştırma yapıldığına ve daha önemlisi, geçmişte pek de görülmemiş yeni birtakım şeylerle karşılaşıldığının bir işareti olabilir. Şu ana kadar en ağırlıklı senaryo bir "iç terör" olması.

Bu saldırıları kimin yaptığından çok, nedeni ABD toplumunun mevcut durumuna ışık tutabilecek nitelikte olabilir.

Teksas'taki gübre fabrikasında meydana gelenler ise biraz daha farklı nitelikte. Ancak 1947 yılından bu yana yaşanmış en büyük endüstriyel kaza olması, daha şimdiden sanayi bölgelerinin güvenlik zafiyetleriyle ilgili tartışmaları ateşlemiş durumda.

ABD'nin kendi içinde yaşanan tüm bu olaylar, Obama'nın önünde toplumsal barışı tesis edecek adımlar atması gereken zorlu bir dönem olduğuna işaret ediyor.

Evet, bize çok uzak ve çok lokal gibi dursa da, ABD yönetiminin kendi toplumsal dikişleri patlamaya başlayan ve tüm dikkatini bu dikişlerin ameliyatlık olmasın engellemeye yöneltmesinin önemli sonuçları olacaktır.

Zira, ABD'nin kendi içine kapanması ve eforunu da kendi ülkesi için sarf etmesi, uluslararası siyaset arenasında dengeleri değiştirecek bir gelişmedir.

#12 Nisan 2013 Avrupa’daki ‘Doha derbisi’nin sırrı
# 5 Nisan 2013 Dijital kriz çağı
# 29 Mart 2013 Buradan çıkış yok!

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN >>